Gazete Vatan Logo

Tatil planı yapmadan mutlaka okuyun!

İSTANBUL’dan kaçıp 21 yıl önce Antalya’ya yerleşerek pansiyonculuğa başlayan Ayşe- Selahattin Kalıpçı çifti, bugün yeni bir alternatif turizm modeli oluşturdu. Kalıpçı çiftine ait Akdeniz Flora Bahçesi’nde tatile gelenlere belirli bir fiyat tarifesi uygulanmıyor. ’Kutsal ekonomi’ adını verdikleri sistemde yer, yemek gibi hizmetleri alanlar gönlünden kopanı öderken bu rakam genelde günlük 80- 90 lira civarında oluyor.

İstanbul’un yoğun stresli iş yaşamından, kirli havasından kurtulmak için 1992’de Bodrum’a taşınan Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu 49 yaşındaki Ayşe Kalıpçı ile serbest fotoğrafçılık yapan eşi 59 yaşındaki Selahattin Kalıpçı çifti, bir yıl sonra da Antalya’nın Kemer İlçesi’ne bağlı Çıralı turizm bölgesine geldi. Doğal cennet Çıralı’da 14 yıl restoran ve küçük bir pansiyon işleten çift, yaklaşık 7 yıl önce Kemer’e bağlı Beycik Köyü’ndeki ormanlık alanda 14 dönüm arazi satın aldı.

Zengin doğal bitki örtüsüyle dikkati çeken arazide kendilerine ağaç ev yapan çift, organik tarım yapmaya başladı. Bir süre sonra sedirden küçük bir ev, ’yurt’ denilen bir çadır kurdular. Doğal yaşama ilişkin çeşitli örnek evlerin bulunduğu Akdeniz Flora Bahçesi’nde, hem doğal değerlerin korunması hem de bu yönde bilincin artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülüyor.

HİZMETTE PARA ’ARMAĞAN’

Antalya’da son yıllarda çok sık dile getirilen ’alternatif turizm’ anlayışına farklı bir pencereden bakan Kalıpçı çifti, buraya tatile, dinlenmeye gelenlere verdikleri hizmetin karşılığında belirli bir fiyat tarifesi uygulamıyor. ’Kutsal ekonomi’ adını verdikleri bu sisteme göre, burada kalan ve hizmetlerden yararlanan kişiler, karşılığında gönlünden ne koparsa onu ödüyor, kimse zorunlu tutulmuyor.

Ayşe Kalıpçı, Akdeniz Flora Bahçesi’ni ilk kurdukları zaman internet sitesinde misafirlerin isteği üzerine önerilen bir fiyat tarifesi oluşturduklarını ancak bunun uygulanmadığını ve sitedeki yazının da değiştirileceğini söyledi. Misafirlere ’gönlünden ne koparsa’ diyerek paranın armağan olarak kullanılabileceği bir sistem uygulamaya çalıştıklarını belirten Ayşe Kalıpçı, bu sistemi şöyle anlattı:

"Yani bir şeyleri biz yapamasak bile, insanlar diyorlar ki ’Böyle bir hayatı yaşayamıyorum ama size destek veriyorum. Taşında, toprağında insanların emeği var. Kutsal ekonomide sistem para verip alma şeklinde değil. Burada bir şeyin hizmetini aldıktan sonra memnuniyetiniz ölçüsünde karşılık armağanı olarak veriyorsunuz parayı. Ben mekanı veriyorum, hizmetler alınıyor ve karşılığında misafir ayrılırken kendi uygun gördüğü ölçüde para veriyor."

Antalya için turizmin çok önemli ve gerçekten sevilerek yapılması gereken bir iş olduğunu belirten Ayşe Kalıpçı, bu arazide 5 yıl elektrik kullanmadıklarını, yaklaşık 2 yıl önce de güneş panelleri kurarak enerji ihtiyacını güneşten karşıladıklarını açıkladı.

SORUNLAR DA DOĞAL

Buradaki sorunların da doğal olduğunu ifade eden Kalıpçı, "Şahin geliyor tavuğunuzu kapıyor ya da komşunuzun tavuğu hastalanıyor, yağmur ve fırtınada çatınız zarar görebiliyor. Bu tür konular, bizim buradaki dertlerimiz olarak konuşulur. Doğada yaşanabiliyor. Ayrıca aslında yaşamak için ne kadar az şeye ihtiyacımız var, onu da gösterebiliyoruz" diye konuştu.

Hem Akdeniz’de hem de küresel çapta doğa tahribatı olduğunu anımsatan Ayşe Kalıpçı, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çığrından çıkmış kar hırsı. Artık yeni bir ekonominin zamanı geldi deniliyor ya; hem ekolojiyi gözeten hem de paranın da üretilebildiği, her şeyin herkese fazla fazla yetebileceği bir sistem mevcut aslında. Bu sistem kutsal ekonomi."

Haberin Devamı