Fenerbahçe “Havuz”da Bunaldı

Haberin Devamı


Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım (Yıldırım) Yüksek Divan Kurulu'nda, 'yayın havuzundan çekiliyoruz' açıklamasında bulununca, yer yerinden oynadı.

Havuzun mimarı Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) boş durmadı, “Mevzuat gereği, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm futbol müsabakalarının televizyon, radyo, internet ve her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla yayınlanması, iletilmesi, yayınların düzenlenmesi ve programlanması Türkiye Futbol Federasyonu'nun uhdesindedir.” yazılı açıklamasında bulundu.

Yıldırım v. TFF ihtilafı doğdu, aklım kaşındı ve tabii inceleyelim.

TFF Yönünden;

Yürürlükteki 5894 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un (Kanun) 3.b) maddesine göre TFF; “Futbolun gelişmesini ve yurt sathına yayılmasını sağlamak.”la görevli.

Kanun madde 8.c), TFF’nin gelirleri arasında, “Kulüplerin televizyon, radyo, internet ve her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla yapılacak müsabaka yayınlarından ve yayın organları ile yapacakları her türlü sözleşmelerden elde ettikleri gelirlerin %10’u.”saymakta.

Türkiye Futbol Federasyonu Yayın Talimatı (Yayın Talimatı) Madde 3.1)’e göre, “Futbol müsabakalarının televizyon, radyo ve her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla yayınlanmasına, yayınların düzenlenmesine ve programlanmasına münhasıran TFF yetkili.”

Yayın Talimatı Madde 4.
(1) Yetkisi dahilindeki müsabakalar ile ilgili olarak kulüpler adına ve hesabına yayın sözleşmesi yapmak, sözleşmenin ve devrin usul ve şartlarını belirleme yetkisi münhasıran TFF’ye ait.
(2) Sözleşme sonucunda elde edilen yayın ücreti, TFF tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde kulüplere dağıtılır.

düzenlemeleri mevcut.

TFF bu hukuki gerekçeler ile Fenerbahçe’nin yetki belgesi düzenlediğinden bahisle, Fenerbahçe’nin “HAVUZ” sisteminden çıkamayacağı, çıkmak isterse, cezai yaptırımların uygulanacağı, yürütmenin sürdürüleceği iddiasında.

İhtilafı Yıldırım yönünden ele alacak olursak;

Yukarıda bahsi geçen mevcut hukuksal düzenleme Fenerbahçe’yi bağlayıcı olmakla birlikte, Anayasal haklar denen de birşey var.

Her bir futbol musabakası, oyuncuların fiziksel ve zihinsel yeteneklerini kullandığı, geliştirdiği bir etkinlik. Futbol musabakalarında oyuncunun sergilediği performans kendisine ait olup özgün bir yeteneğe ve estetiğe sahip. Seyircisi olan bu performansın ekonomik değeri de bulunuyor.

Diğer taraftan, kulüpler arası rekabetin devam ettirilebilmesine yönelik TFF tarafından alınan yayın hakları gelirlerinin büyük ve küçük kulüpler arasında adil bir şekilde bölüşülmesi amacıyla yayın hakları tekeli oluşturulmasının; Anayasa ve ilgili diğer yasalarla korunan telif hakkına aykırı olduğu; ayrıca rekabeti tümden kısıtlayıcı etkileri içerdiği aşikar.

Nasıl mı?

Futbolun profesyonel bir meslek olarak icra edilmesi, sporcunun kişilik hakkı kapsamında olduğu gibi
spor gücü ve kabiliyetleri göz önünde bulundurulduğunda çalışma ve meslek edinme hakkının da bir parçası. Bu nedenle futbol musabakaları ekonomik bir hak (bir mal varlığı hakkı) niteliğine sahiptir.

Her bir futbol müsabakası kendine has özellikler taşır. Bu özellikler iki rakip takım oyuncularının kişisel fiziksel ve zihinsel yetenekleri ile yarattıkları görsel performansları nedeniyle oluşur, ve eser niteliğine haizdir. Telif hakkı doğrudan icra edene aittir.

Kulüplerin kendi stadlarında oynadıkları maçlara seyircinin girişini kontrol edebilmelerinden ötürü, kulüplerin bu maçlar ile ilgili tüm haklara sahip olduğu ortadadır. Telif açısından, kulüpler bağlantılı hak sahibidirler.

TFF özel hukuka tabi tüzel kişidir, tamam ama telif hakkını zorla ve tümden başkasına devir ettirme düzenlemesi kim yapacakmış şaşarım. Beğenmesek de bir Anayasamız mevcut.

Rekabet yeteneğini eşit kılmak tamam ama bunun tümden rekabetin yasaklanması suretiyle yapılması da hak ihlali. Rekabet serbestisine kısıtlama getirilebilir ama tümden yasaklanması olmaz.

Tarafsız tetkik neticesinde oluşan görüşüm; Yıldırım’ın talep ettiği gibi Fenerbahçe’nin kendi sahasında oynadığı maçların yayın hakkının Fenerbahçe’de bırakılması yönünde.

Aksi, Anayasa’nın ve diğer yasaların ihlali olur.

Anayasa’ya aykırılık meselesi nerede çözülür, Danıştay ne iş yapar, yürütmenin durdurulması nasıl talep edilir, bunları da Fenerbahçe hukukçuları çok iyi bilir diyeyim ve topu ortalamış olayım.

Doğuştan tarafsızım...

Anayasa’ya göre; Yıldırım ne demişse, doğruyu söylemiş.

Mevcut alt hukuksal uygulama, en azından Anayasa’ya ters düşmüş.

DİĞER YENİ YAZILAR