Fransız kalmak!

O görüntüyü unutmak asla kolay değil! Sahadaki futbol ve ortaya çıkan skor G.Saray başkanı sevgili Ozhan Canaydın'ın yüzünü "dünyadaki en mutsuz insan" portresine çevirmişken,hemen bir koltuk ötesindeki F.Bahçe Başkanı sevgili Aziz Yıldırım sevinçle yerinden sıçramıştı...

Haberin Devamı

O görüntüyü unutmak asla kolay değil! Sahadaki futbol ve ortaya çıkan skor G.Saray başkanı sevgili Ozhan Canaydın'ın yüzünü "dünyadaki en mutsuz insan" portresine çevirmişken,hemen bir koltuk ötesindeki F.Bahçe Başkanı sevgili Aziz Yıldırım sevinçle yerinden sıçramıştı. Elbette haklıydı; 'olmak ya da olmamak' anlamını taşıyan maçta, F.Bahçe Anelka'nın arağı golle 4-0 öne geçmişti. Sadece ortaya konan muhteşem futbol değil, skorun farka taşınması, sevenleri gibi başkanı da koltuğundan sıçratacak, sevinç çığlıkları attıracaktı.

Ama yazımızın ilk cümlesindeki "o görüntüyü unutmak asla kolay değil" ifadesi,başkan Yıldırım'ın, üzüntüden yıkılmış konuk başkanın yanında sevinçle ayağa fırlaması için değildi... Sevinçle ayağa fırlayan Aziz Yıldırım hemen yanındaki tribünde bulunan bir dostuna (muhtemelen F.Bahçe Kulübü'nün içinden birisiydi) şahadet parmağını sallayarak ve gülerek sesleniyordu: "Gördünüz mü, Anelka işte bu..."

Eleştiriler haksız mı?
Başkanın sevincini, F.Bahçe'nin o gün sahaya yansıttığı gerçekten üstün klas futbolunun üstüne bile taşıyan Anelka'nm 4. golü, aslında Alex'in nefis pasma kale önünde yapılan 'şık bir plase' ile atılmıştı...Bu gol, menajerinin pazarlıklarda kullanacağı 'fasa metrajlı filmlerde' kesinlikle yer alırdı... Ama, bu kısa metrajlı film, Anelka'nın futbol yapısını, ya da verimini, ya da verimsizliğini anlatır mıydı?

Öyle anlaşılıyor ki, çevresindeki Anelka eleştirileri başkanı acaip doldurmuştu. "Yahu başkan verdiğiniz paralara yazık. Adam hiçbir şey oynamıyor" eleştirileri, galiba Aziz Yıldırım'ca 'aldatılan başkan' anlamında yorumlanıyordu... Sen büyük fedakârlık yap, ona F.Bahçe formasını giydirmek için gözünü kırpmadan 10 milyon Euro öde, sonra da birileri ortaya çıkıp seninle dalga geçercesine "Yahu adam birşey oynamıyor" desin. "Yoksa Anelka diye benzerini mi aldık?" diye dalga geçsin. Böyle olunca, Aziz Yıldırım'ın yerinde kim olsa içinden horlanır, hırslanır adamın 4. golü atmasında da alev alırdı!

Bu, başkanın "dışa" vuran sıkıntısı olmalıydı. Normal halinde bu işin muhasebesini yaparken mutlaka her mantıklı insan gibi kendi kendine sormuş olmalıydı; "Anelka geldiği günden beri F.Bahçe'yi hangi önemli maçta kurtardı?"

"Ona verdiğimiz 10 Milyon Euro ile takımın ihtiyacı olan yerleri takviye etsek daha güzel
görüntüler ortaya çıkmaz mıydı?"

Sarıyoruz, başkan Daum'un başını da derde sokan sorunun "Anelka'yı oynatmak zorunluluğundan" kaynaklandığını anlamış olmalydı. Çünkü bunu anlayacak kadar akllıdı. Ayrıca önüne konmuş bir de örnek vardı. Daum Anelka'sız oynadığı üst üste 6 maçı rakiplerini 'müthiş futbolla' dağıtmıştı. Ama son 2 maçta Anelka'ya dönüş, yine o 'güzelim oyuna' el frenliği yapmıştı.

İzmir'deki tablo
Atatürk Stadı'nda 120 dakika süren mücadelelerinden dolayı iki tarafa da helâl olsun. Türkiye Kupası da kazanan Beşiktaş'a anasının ak sütü gibi helâl olsun...

Bakın, İzmir'deki müthiş finali şeref trününden seyreden Aziz Yıldırım'ın yan koltuğunda da bu defa Beşiktaş Kulübü'nün başkanı sevgili Yıldırım Demirören oturmaktaydı. Ne 2-0 öne geçtiklerinde, ne de 3-2'lik sonuçla maçı kopardıklarında ayağa fırlayıp, galibiyetin mimarı Tümer'i göstererek bililerine parmağını sallamadı... Ama eminiz ki içinden 2 şaheser golüyle Kupa ve 1.5 milyon dolar ödülün kazanılmasında başrolü oynayan Tümer'i kalbinde sarmış, sarmalamıştı.

Aziz Yıldırım'a sormalı; Acaba sahada 'hayâli Fener' gibi dolaşan Anelka'ya verdiklerini helal etti mi?

Açık olalım ki, Anelka'nın G.Saray'a attığı gol, menajerinin 'kısa metrajlı filmine' girdi. Başka pazarlıklarda kullanmak için! Ama asla sizi haklı çıkarmadı! Fransız, maalesef F.Bahçe'ye Fransız kaldı!

DİĞER YENİ YAZILAR