Çakırlı bir operasyon mu?

Türk hakemliğinde kendi hamurunu kendisi yoğura yoğura "en üst seviyeye" gelmiş bir dostum aradı ve sordu: "Sence ligde bir diyet ödeme çabası var mı, yok mu?"

Haberin Devamı

Türk hakemliğinde kendi hamurunu kendisi yoğura yoğura "en üst seviyeye" gelmiş bir dostum aradı ve sordu: "Sence ligde bir diyet ödeme çabası var mı, yok mu?"

"Nasıl yani?"

Anlattı; uzun uzun anlattı ve sözlerini şöyle noktaladı: "Değiştim diyenler de değişmedi, hakem tayinlerinin parmaklanması da değişmedi."

Ortaya attığı örnek kafaları karıştıracak cinstendi ve komplo üreticileri için materyal olacak düzeydeydi. Hakem camiasında "Midas'ın kulakları" örneği ile dalgalana dalgalana herkesin duyduğu iddiaya göre, geçen hafta oynanan Kayserispor-A.Gücü maçına verilen hakem son dakikada değiştirilmiş, yerine İstanbul bölgesinden Cüneyt Çakır görevlendirilmişti.

Ne var bunda yani, Cüneyt Çakır da yeni neslin başarılı hakemlerindendi. Merkez Hakem Komitesi uygun görmüş, hakem değişikliğine giderek Cüneyt Çakır'a görev vermiş olamaz mıydı?

Ama en aptalının zekasını bile aydınlatabilecek bir durum vardı ortada: Cüneyt Çakır, A.Gücü'nün bir hafta arayla oynadığı iki maça üst üste atanmıştı. Yani ülkede başka hakem mi yoktu da o günlerde ölüm-kalım çizgisinde yürüyen A.Gücü'nün içte ve deplasmanda oynadığı iki maça da Cüneyt Çakır'ı vermişlerdi?

Ulusoy değişti mi?
Hadi bakalım, iddiaları biraz daha açalım, sesinin tonu ve söyleyiş tarzı henüz kulaklarımızda çınlıyor. Haluk Ulusoy şu son seçim öncesi başkanlığa yeniden talip olduğunda şöyle demişti: "Çağın gereği ben de değiştim. Artık kanun ve hukuk çizgisini asla geçmeyeceğim.
Bütün kararları yönetimimle ve oy çokluğu ile alacağım..."

Onu toplumda sevilen insan yapan genlerinin yarattığı karakter yapısı değişmeyeceğine ve değişmediğine göre, kafa yapısı ve yönetim tara değişecekti şüphesiz. Örneğin geçmiş döneminde hakem tayinlerine çok karıştığı, hatta bazı tayinlerden Merkez Hakem Komitesi Başkanı Bülent Yavuz'un bile haberi olmadığı açık açık anlatılır, Ulusoy'un bunlara bir itirazı olmazdı. Hatta, kendisine hayranlığından oğluna Haluk adını vermiş bir hakemin tetikçi olarak kullanıldığı da anlatılırdı.

Başkan seçim öncesi "Değiştim" dediğine göte, her halde bu işlere artık karışmayacaktı.

Vefa borcu dedikleri!
Ama... evet bir de "ama"sı vardı işin. Son kritik seçimde dost bildiği niceleri politik baskıdan kendisine sırt çevirirken, A.Gücü Başkanı Cemal Aydın, Haluk Ulusoy'un başkan olması için aslanlar gibi çalışmıştı! A.Gücü düşme çizgisinde ecel terleri dökerken Ulusoy gibi bir "gönül adamı" federasyon başkanı olmasında büyük emeği olan Cemal Aydın'a sırtını dönebilir miydi? Federasyon başkanlığı seçimini kaybeden Ayhan Bermek "İyi izleyin, bakın kimlere diyet borcu ödenecek" derken bunları mı anlatmak istemişti yoksa?

Bir hafta arayla Cüneyt Çakır'ın yönettiği iki maçtan 6 puan çıkartan A.Gücü rahatladı. Belki birileri tesadüf diyecekti ama birileri de soracaklardı:

"Kayseri'de A.Gücü seyircileri oturdukları koltukları kırıp sahaya yağdırdı. Diyarbakır sahasına anında cezaları çakan federasyon, AGücü'nün sahasını neden kapatmadı?"

Sahi yahu, tehlike tamamen geçtikten sonra mı kapatacak yoksa?

DİĞER YENİ YAZILAR