Dandik G.Saray!

Samet Aybaba, sıfırdan takım yaratma özelliği olan nadir teknik adamlarımızdan birisidir. Geçmişine şöyle dikkatlice bakın... Çalıştığı yere, taşıdığı iddiaya, sahip olunan imkana göre genellikle "en iyisini" başarmış "yarış kulvarından" çıkmamıştır

Haberin Devamı

Samet Aybaba, sıfırdan takım yaratma özelliği olan nadir teknik adamlarımızdan birisidir. Geçmişine şöyle dikkatlice bakın... Çalıştığı yere, taşıdığı iddiaya, sahip olunan imkana göre genellikle "en iyisini" başarmış "yarış kulvarından" çıkmamıştır. Samet hoca Lig TV'de G.Saray'ı tartışırken özetle şunları söylemiştir:

* G.Saray öyle topyekün yok sayılacak bir takım değildir.

* Kadrosundaki birçok futbolcu ah şu bende olsaydı diye içimden geçirdiğim değerdedir.

* Bu kadronun bu kadar etkisiz görünmesinin tek nedeni, futbolcularının özgüvenlerini kaybetmiş olmasındandır.

* Şimdi bakıyorum; bilmem kaç milyon dolar isteyen Yıldıray Bastürk'ün, Hamit Altıntop'un peşindeler.

Yazıktır, günahtır. Çünkü bu 2 futbolcunun G.Saray'a ne katkı sağlayacakları tartışılır ama o 2 futbolcu için ortaya atılacak paralarla çok daha sağlıklı yapıya kavuşması tartışılamaz." Gerçekten de olaya Samet Aybaba gözlüğüyle baktığınızda şu isimleri alt alta yazıp düşünmek gerekir:

Unuttular mı?
Mondragon, Ergün, Batista, Hasan, Ümit Karan, Hakan... Mesela bunlardan Hasan'ı ele alalım; daha 2 yıl önce Dünya Şampiyonasında, gökkubbede alaim-i sema kuşağı renkleri gibi gözlere çarpan, şaşırtan isim değil miydi? Yani Hasan 2 yıl içinde futbolu mu unuttu?

Mesela Batista; G.Antep'teyken "bir takma bedel" denilen Brezilyalı'nın G.Saray'daki "zigzaglı" çizgisinin bir nedeni yok mudur?

Mesela Mondragon; UEFA'nın "Champions" dergisi onu Juventus maçındaki başarısıyla "Dünyanın en iyi 10 kalecisinden birisi" olarak değerlendirmiştir.

Lâkabı "kemik" olan Ergün "kemik erimesine mi" yakalanmıştır? Yanlış ya da doğru, bir düşünce gereği G.Saray'da 5-6 aydır çizgi kenarına atıldığı için maç eksiğine rağmen Bülent "aslan" görüntüsü ile Milli Takım'ın Hırvat maçında forma giymemiş midir? Hakan yine "etkili forvet" görüntüsüyle Hırvat savunmasını yıpratmamış mıdır? Geçelim bunları; dahası vardır: "Biraz futbol ahlak ve hırsı olsa Alman Ligi'nin en baba takımlarında oynar" dediğimiz Volkan da bu kadrodadır. Yetişmesinde büyük emeği olan eski hocalarının "Türkiye'dek en iyi ön libero" diye değerlendirdikleri genç Cihan, altyapıdan "sputnik" gibi fırlayan Sabri, Türkye'nin kalburüstü savunma oyuncularından genç Ömer ve Orhan da bu takımdadır.

Bir garip durum
Ama G.Şaray'da görüntü "flu" değil, adeta kararmıştır. Futbolcuların hemen nerede ise hepsi "ayakarına taş bağla, Sarayburnu'ndan denize salla" dedirtecek kadar seyredenlerini kızdırmıştır. Ama bir de gerçek var; G.Saray'ın bünyesinde bugün yer alan en az 10-15 futbolcu, kariyer yapmış ya da kariyer yapma seviyesine gelmişlerdir. O zaman, G.Saray'ı Lig TV'de değerlendiren Samet Aybaba'nın çizgisine gelip, oradan değerlendirmek gerekecektir. Hiç paniğe gerek yoktur;

Özgüvenlerini kazanacak futbolcuları ile G.Saray zaten belirli bir seviyededir. Hiç telaşa kapılmadan, yazılandan çizilenden etkilenmeden, yapılacak akıllı 3-5 transferle G.Saray yine "iddialı yapısına" kavuşur.

Beşiktaş maçı var
Bu aşamada Ergün Gürsoy hırsını değil, mantığını ortaya koymalıdır. Hagi'ye güvenilmelidir. Bir de, sorumlulara acaba mantıklı gelir mi? G.Saray, futbolcu pazarını, at pazarına çeviren menajerlerden uzak durup, kaleci antrenörlüğüne getirdiği Taffarel'i transfer için Brezilya'ya yollamalıdır. Ülkesinde saygın bir çevresi ve etkisi olan Taffarel, takımın iskeleti olabilecek 3 futbolcuyu orada rahatlıkla bulabilir.

Mesela, hiç tanınmayan Nobre'yi F.Bahçe 3 yöneticisini devamlı gönderdiği Brezilya'dan çıkarmıştır. Şimdi ligimizde onun adına şarkılar söylenmektedir.

Özetleyelim;

G.Saray'ın sahadaki görüntüsü bugün için karanlık da olsa, G.Saray bazılarının değerlendirdiği gibi "dandik" değildir. Gelin seyredin, 2 gün sonra Beşiktaş'la oynayacaklar. SANIYORUZ seyredilen "dandik G.Saray" olmayacaktır. Çünkü G.Saray'ın, çeşitli sebeplerden tutturamadığı gerçekten bir seviyesi vardır.

DİĞER YENİ YAZILAR