‘Muhammed doğduğunda ellerini yere koymuş başını göğe dikmişti’

Haberin Devamı

Peygamberimizin annesi Âmine, oğlunun büyük bir adam olacağını söylemiş, “Ona hamile kaldığım zaman gördüm ki benden bir ışık çıktı” demişti


HZ. MUHAMMED’İN HAYATI

Hazreti Muhammed, Fil yılı Rebiulevvel ayının 12’nci günü doğmuştur (İS 20 Nisan 571). Ünlü olan budur. Fakat Zübeyr, onun Ramazan ayında doğduğunu söylemiştir. Bu görüş, annesinin ona teşrik (Kurban Bayramı) günlerinde hamile kaldığı görüşüne uyar. Rivayete göre Filciler Mekke’ye muharrem ayında gelmişlerdi. Hz. Muhammed onların gelişinden elli gün sonra doğdu. Bu durumda onun doğumu rebiulevvele rastlasa bile hangi günde olduğu net olarak bilinemez. Hz. Muhammed Şib’de (Abdul-Muttalib’in oturduğu mahallede), bir rivayete göre Safa’daki evde doğmuştur. Taberi, doğumun pazartesi günü olduğunda oybirliği bulunduğunu ancak hangi pazartesi olduğunda ihtilaf edildiğini söylüyor.

Hz. Muhammed, annesinin karnındayken babası Abdullah vefat etmiştir. Ancak tarihçilerin çoğunluğuna göre Allah’ın Elçisi iki üç aylık bebekken babası ölmüştür. Başka rivayete göre de Allah’ın Elçisi 22 aylıkken babası Abdullah, Yesrib’de ölmüştür. Taberi’ye göre Abdullah, ticaret için gittiği Şam’dan dönerken Medine’de hastalanıp ölmüş, Dar-ı Nabiğa’ya gömülmüştür.

Süt anne bulundu

Dede Abdul-Muttalib, torunu Hz. Muhammed için süt annesi aramaya başladı. Sad ibn Bekroğulları’ndan Halime’yi Muhammed’e süt annesi tuttu. Hz. Muhammed’in süt babası Haris ibn Abdul-Uzza, süt kardeşleri de Abdullah, Üneys ve asıl adı Huzafe olup Şeyma ismiyle ünlenen kızdı.

Kentli Araplarda, çocukları çölde yaşayan süt annelere vermek âdetti. Halime de emzirecek çocuk bulabilmek için Mekke’ye geldi. Yolda bindiği merkep gıdasızlıktan zor yürüyordu. Beraberlerinde bulunan dişi deve de ancak damla damla süt veriyordu. Mekke’de çocuk arayan kadınların hiçbiri, bahşişi olmaz diye yetim çocuk almak istemiyordu. Herkes bir çocuk buldu ama Halime, yetim Muhammed’den başka çocuk bulamadı. Önce onu kabul etmeyen Halime, başka çocuk bulamayınca Muhammed’i aldı. Çocuğu kucağına alır almaz memeleri süt doldu.

Çocuk bir memeyi içti, doydu. Ötekini ise süt kardeşine bıraktı. Sütsüz deve sütlendi. Yürüyemeyen merkebe, öteki merkepler yetişemez oldu. Çocuk geleliden beri Halimelerin evine bereket doldu. Halime, iki yaşını dolduran Muhammed’i istemeye istemeye annesine götürdü, “Bu yavru benim yanımda kalsın, biraz güçlensin” dedi. Amine’yi razı edip çocuğu yeniden aldı.

Manevi operasyon

Halime çocuğu getirdikten birkaç ay sonra öz oğlu, evlerinin arka tarafında koyunları otlatırken süt kardeşi Muhammed de yanındaydı. Bu sırada iki kişinin gelip Muhammed’in karnını yardıklarını, içine bir şey doldurduklarını gördü. Tabii bu fiziki değil manevi bir operasyondu. Ama Halime’nin oğlu bunu fiziki bir operasyon sanıp durumu annesine bildirdi. Çocuk, “Beyaz giysili iki kişi gelip karnımı yardı, bir şey aradılar ama bulamadılar. Ne aradıklarını bilmiyorum” dedi.

Çocuğun başına bir şey gelmesinden korkan Halime, onu annesine teslim etti. Âmine, Halime’ye çocuğu geri getirişinin sebebini sordu. Halime endişesini söyleyince Âmine dedi ki: “Sen şeytanın ona bir zarar vereceğinden mi korkuyorsun? Hayır, vallahi şeytan ona zarar veremez. Benim oğlum büyük bir adam olacak. Ona hamile kaldığım zaman gördüm ki, benden bir ışık çıktı. Onu doğurduğum zaman ellerini yere koymuş, başını göğe dikmiş vaziyetteydi.”


İLK TERAVİH KILINDI

On bir ayın sultanı Ramazan’ın ilk teravih namazı dün akşam kılındı. Çalışanların katılımını sağlamak için teravih namazının saatleri il ve ilçe müftülükleri tarafından düzenlendi. Yaşlısı genci çok sayıda vatandaş akın akın camilere koştu. Camilere sığmayanlar namazı avlularda kıldı. Ramazanın ilk iftar yemeği bugün yenilecek. Orucu en erken Iğdırlılar en geç ise Çanakkaleliler açacak.


Fatiha Suresi

Kur’ân-ı Kerîm’in başlangıcı olduğundan bu adı almıştır. “Ummu’l-Kitab (Kitab’ın Anası)”, “el-Esas”, “el-Vafiye”, “el-Kafiye”, “es-Sebul-mesani”, “el-Kenz” gibi adları da vardır. Mekke’de inen ilk surelerdendir. Hatta tam sure olarak inen ilk suredir. Peygamberimiz, Fatiha’sız namaz olmayacağını buyurmuştur. Müddessir Suresi’nden sonra inmiş olan Fatiha, Mushaf’ta birinci inişte beşinci suredir. 7 ayettir.

1- Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla

2- Âlemlerin Rabbi (sahibi, yetiştiricisi) Allah’a hamdolsun.

3- (O) Rahman’dır, Rahim’dir.

4- Din (ceza ve mükâfat) gününün sahibidir.

5- (Ya Rabbi) Ancak sana kulluk eder ancak senden yardım isteriz.

6- Bizi doğru yola ilet.

7- Nimet verdiğin kimselerin yoluna. Kendilerine gazap edilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil (ya Rabbi).


Bir kez daha Ramazan ayının mutluluğuna eriştik

Ömrümüzden bir yıl daha geçti. Ve 11 ayın sultanı Ramazan ayına yetişme mutluluğuna eriştik. Ramazan’ın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehenemden kurtuluş vesilesidir. Bolluk, bereket ve rahmet zamanı olan bu ayı oruçla geçirmek, her sağlıklı Müslüman’ın görevidir. Bakara 183-184’üncü ayetlerinde şöyle buyurulmaktadır: “Ey inananlar, sizden öncekilere yazıldığı gibi (günahlardan) korunmanız için sizin üzerinize de oruç yazıldı, sayılı günler olarak. Sizden kim hasta veya seferde olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (tutar). Oruca (güç) dayananların fidye vermesi, bir yoksulu doyurması lâzımdır. Bununla beraber gönül isteğiyle kim bir iyilik yapar(oruç tutar)sa o, kendisi için iyidir. Bilirseniz oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır.”

“Oruca dayananların fidye vermesi, bir yoksulu doyurması lâzımdır” cümlesi, oruca güçlükle dayananların, oruç yerine fidye verebileceklerini belirtmektedir. Bundan anlaşılan şudur: Oruç tutmakta çok zorlananlar, oruç yerine fidye verirler. İleri derecede diyabet hastaları, güçsüzler, oruç yerine fidye verebilirler. Fidye, bir fitre yani 5 YTL’yi yoksula vermektir. Ünlü Mısır Müftüsü merhum Muhammed Abduh, geçimlerini ağır işlerde çalışarak kazanan ücretlileri yani taş ve kömür ocaklarında çalışan işçileri ve ağır işlerde çalışma cezasına çarptırılmış hükümlüleri de oruç yerine fidye verebilecekler arasına katmıştır. Ona göre oruç tutmakta güçlük çeken bu insanlar oruç yerine fidye verebilirler (Tefsîru’l-Kur’âni’l-hakîm: 2/156).

Aslında doğru görüş budur.

* Devam edecek


İFTAR SOFRASI

GÜNÜN MÖNÜSÜ

- Fırın patates, Kereviz çorbası, Kıvırcık salata, Elma tatlısı

Fırın patates

MALZEMELER

- 250 gram yağsız kıyma

- 1 kilo patates

- 250 gram kaşar peyniri

- Yeşil biber

- Domates

- Soğan

- Tuz, karabiber

YAPILIŞI

Patatesleri haşlayıp püre haline getirin. Kıymayı soğan, yeşil biber, tuz ve karabiberle kavurun. Püre halindeki patatesi yuvarlayıp ortasını çukurlaştırın. Buraya kavurduğunuz kıymayı koyup kapatın. Topları, yağlı bir tepsiye dizip üzerine kaşar rendesi serpin ve kızgın fırına verin. Sıcak servis yapın.



YARIN

Muhammed 15 yaşındayken Ficar Savaşı sırasında düşmanın attığı okları toplayıp amcalarına getiriyordu.

DİĞER YENİ YAZILAR