Hz Muhammed okuma-yazma bilirdi -3

Müşrik liderler, Kur'ân'ın, Hz. Muhammed'e imlâ edildiğini yani yazdırıldığını ve kendisinin de "İktetebchâ: onları yazdı"ğını iddia ettiklerine göre Peygamberin yazı bildiğine inanmış olmaları gerekir

Haberin Devamı

Müşrik liderler, Kur'ân'ın, Hz. Muhammed'e imlâ edildiğini yani yazdırıldığını ve kendisinin de "İktetebchâ: onları yazdı"ğını iddia ettiklerine göre Peygamberin yazı bildiğine inanmış olmaları gerekir. Bu kelimeleri yoruma tabi tutmadan kendi anlamlarında kullanırsak direkt manası budur. Bu takdirde Hz. Muhammed'in, hiç okuma - yazma bilmediği savı, pek doğru görünmemektedir. Onun ümmîlik vasfını, okur yazar olmadığı şeklinde açıklamakla âyetin kelimeleri, yorumlara tabi tutularak bunlara asıl manaları dışında anlamlar yüklenmiştir. Oysa Âlûsî'nin belirttiği gibi âyetteki "ik-tetebehâ" kelimesinin asıl anlamı yazdı veya yazmak istedi; "tumlâ aleyhi" nin asıl anlamı da ona yazdırılıyor, demektir. Yani Hz. Muhammed'in yazmak istediği bu Kur'ân sözleri, sabah akşam kendisine yazdırılıyor, demektir. Nitekim Süyûtî'nin tespitine göre, Haris el-Muhâsibî, şöyle demiştir: "Kur'ân'ın derlenmesi, yeni bir şey değildi. Çünkü Peygamber (SAV), onun yazılmasını emrederdi. Ancak Kur'ân, ruk'alar (ince deri ve kâğıt parçaları), kürek kemikleri ve hurma kabukları üzerine yazılmıştı. Bunlar, Hz. Peygamber'in evinde dağınık vaziyette duruyordu. Ebûbekir, dağınık vaziyette yazılı bulunan Kur'ân'ı, bir yere yazdırarak toplu hale getirdi ve bir cilt halinde bağladı ki zayi olmasın."

"Eğer o, (Muhammed), bazı laflar uydurup bize iftira etseydi, Elbette onun sağını (elini veya kuvvetini) alırdık. Sonra onun can damarını keserdik. Sizden hiç kimse buna engel olamazdı. O (Kur'ân), korunanlar için bir öğüttür." (Hakka: 78A-44-48) Bu söylemden de, Hz. Muhammed'in yazı bildiği anlaşılır. Çünkü sağ el, genelde yazı yazmakta kullanılır. Ayette eğer Hz. Muhammed, uydurup yazdığı sözleri bizim üstümüze atmış olsa, onun, bunları yazan sağ elini Allah'ın alacağı, onu felç edeceği belirtilmektedir. Demek ki o, sağ eliyle yazı yazabiliyordu ki böyle bir söylemle, onun bu sözleri uydurup yazmadığı vurgulanmaktadır. Eğer o, zaten yazamıyorduysa, böyle bir durumda sağ elinin alınacağı şeklinde uyarılmasına gerek olmazdı. Peygamber'in yazı bilmiş olması, ümmîlik vasfına aykırı değil, çünkü ümmî, yazı bilmez, okur yazar olmayan demek değil, yazılı bir "İlâhî kitâp"ı olmayan demektir ki bu, yalnız Hz. Muhammed'in değil, gönderildiği toplumun da genel vasfıdır. Nitekim: "Allah'tır ki ümmîler arasında, kendilerinden olan bir elçi gönderdi." denir. Fakat Kur'ân, Hz. Muhammed'e (SAV) sadece vahiy ile bildirilmiştir. Aksi takdirde ümmî toplum içinde yetişmiş, ümmî bir insanın, bu gerçekleri, yanlışlardan ayıklayarak, bu kadar erişilmez bir üslûp içinde anlatması mümkün olmazdı. Aradan ondört asır geçmesine rağmen bugün dahi bir köyde yetişen, zar zor bir iki kelime yazabilen birinin, edebî bir kitap yazması veya söyleyip yazdırması, toplumu yönetecek yasalar, koyması mümkün değil. Bu, bugün olmadığına göre ondört asır önce hiç olmaz.

DİĞER YENİ YAZILAR