Cezayı eleştirirken (2)

Geçen yazıda verdiğim örneğe devam ediyorum: "Van Savcısı Sarıkaya'nın ihracı " ile ilgili olarak iki şey söylendi. Başta Meclis Başkanımız olmak üzere, en çok söylenen şu oldu; "tamam bir ceza verilseydi de, bu kadar ağır olmasaydı"

Haberin Devamı

Geçen yazıda verdiğim örneğe devam ediyorum: "Van Savcısı Sarıkaya'nın ihracı " ile ilgili olarak iki şey söylendi. Başta Meclis Başkanımız olmak üzere, en çok söylenen şu oldu; "tamam bir ceza verilseydi de, bu kadar ağır olmasaydı". Şimdi bu söylenenlerden, bir şey anlamak mümkün değil. Ve bu sözü sadece Sayın Meclis Başkanımızdan duysaydım, çok da yadırgamazdım. Ama diğer bazı kişiler de, yargı bağımsızlığını gerçekten savunan bazı hukukçular da,"keşke daha az ceza olsaydı" diyor.

Keşke tabii ki. Ama olaya bir bakın. Savcı ne için ceza almış? İddianameyi yasalara aykırı olarak düzenlediği, yer almaması gereken kişileri ve olayları da iddianameye aldığı için, bu bir. Neredeyse dedikodu niteliğindeki ve konuyla ilgisi olmayan bazı değerlendirmeleri ve iddianame ile ilgisi olmayan ve kimliği de tespit edilmeyen kişilerin söylediklerini kanıtmış gibi iddianameye aldığı için,yani bir tür "kurgu, zorlama iddianame" oluşturduğu için, bu iki. Belirli kurumlarla yaptığı yazışmalarda, görev ve yetkilerini aştığı, yani yine bir tür "kurgu iddianame" düzenlemiş olduğu için, bu üç. Ve de söz konusu iddianameyi, basına sızdırdığı gerekçesiyle, bu da dört.

Şimdi bu söylenenler doğru mu; Savcı, gerçekten de bunları yaptı mı, bilemem. Ama bir şeyi çok rahatlıkla söylerim, eğer bunlar doğru ise "evet ceza verilmeliydi, ama bu ceza çok ağır, keşke daha az verilseydi" değerlendirmesi ya hukuki değildir ya da anlamadan, bilmeden, yasayı hiç görmeden söylenmiştir. Neden mi böyle söylüyorum?

Açın bakın 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununu. Madde 62 şöyle diyor; "hakim ve savcılara; (...) durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca aşağıda yazılı disiplin cezalarından biri verilir; a) Uyarma b) Aylıktan kesme c) Kınama d) Kademe ilerlemesini durdurma e) Derece yükselmesini durdurma f) Yer değiştirme g) Meslekten çıkarma.

Neymiş? Savcılara, yukarıdaki yedi disiplin cezasından biri verilirmiş. Ne zaman? Belirli eylemleri ya da hataları yaptıklarında. Peki onlar neymiş? Bunları da aynı yasanın daha sonraki (63 ve devamı) maddeleri, ayrıntılı olarak saymış. Örneğin, "görevde kayıtsızlık ve düzensizlik, meslektaşlarına, emrindeki personele, görevi nedeniyle muhatap olduğu kişilere veya iş sahiplerine karşı kırıcı davranmak, mazeretsiz olarak göreve geç gelmek ve görevden erken ayrılmak, işi uzatacak davranışlarda bulunmak, gelen yazıları zamanında cevaplandırmamak", uyarma cezasını gerektiriyor. Yine, "izinsiz veya kabul edilir mazereti olmaksızın göreve (1 veya 2 gün) gelmemek", aylıktan kesme cezasını gerektiriyor. "Mazeretsiz olarak göreve geç gelmeyi veya erken ayrılmayı alışkanlık haline getirmek, belirlenen durum ve sürelerde mal beyanında bulunmamak ya da izinsiz, mazeretsiz 4-9 gün göreve gelmemek", kademe ilerlemesini durdurma cezasını gerektiriyor. Ve bir de aynı yasanın 69.maddesi, meslekten çıkarma cezasını ve bu disiplin cezasının verilmesini gerektiren eylemlere yer vermiş. Hatta 70. madde, "aynı tür disiplin cezasını gerektiren birden çok eylem veya davranışın bir arada bulunması hallerinde bir derece ağır disiplin cezası verilir" demiş.

Şimdi bu durumda, Kurul, "mazeretsiz işe gelmemenin" cezasını mı vermeliydi? Yoksa "gelen yazıları zamanında cevaplandırmamanın"mı? Yoksa "iş sahiplerine karşı kırıcı davranmanın" mı?..

Yoksa, "amaç gerçekten de, yargı bağımsızlığını, hukuk devletini savunmak değil mi? Ya da "burası Türkiye, ne söylense yeridir" mantığı mı geçerli?

DİĞER YENİ YAZILAR