Eğlence ve keyfin adresi Amsterdam

Kuzey Avrupa’nın en görkemli kentlerinden biri Amsterdam. Kanallar boyunca dizili evleri ile mimari harikası...

Hollanda’nın başkenti Amsterdam, Kuzey Avrupa’nın en önemli kentlerinden. Muhteşem Hollanda lalelerinin ve botanik bahçelerin arasında önce Rembrandt’ın, Van Gogh’un resimleriyle ruhunuzu yumuşatmak, sonra Leidseplein ve Rembrandtplein’in renkli gece hayatında, üstünüzdeki ağırlıklardan kurtulmak bence en güzeli.

17. Yüzyıl’ın en zengin kentlerinden olan Amsterdam, yarattığı mimari ile övünüyor olmalı. Çünkü 17. yüzyılda kentin çevresini kanallardan yapılmış bir daireyle çevirmek gibi çok iddialı sayılacak bir heyecanla sarsılan Amsterdamlı şehir plancıları bu isteklerini başarmışlar, kent kanallar ve köprüler kenti haline gelmiş. Yürüyerek ve bisikletle bütün şehri tanıma fırsatına sahip olduğunuz dünyadaki tek büyük kent burası.

Şehir, 700 yıl önce küçük bir balıkçı köyüymüş. Günümüzde ise eğlence hayatının ilk akla gelen kentlerinden biri. Eğlenmeyi seven Amsterdam halkı, büyük partileri organize etmeye Perşembe gününden başlıyor, Pazar gün ışıyana kadar sürüyor eğlenceler.

Haberin Devamı

Eğer Amsterdam’a bir Pazar günü gelecek olursanız, karşılaşacağınız huzur ve sessizlik sakın sizi yanıltmasın. Pazar günü kentin dinlenme zamanı.

Kente ruhunu veren kanallar ve dar cepheli evler

Amsterdam’ı keşfetmek için kanallar boyunca gezmek gerek. Örneğin Heren Kanalı geçmişte Amsterdam burjuvazisinin tercih ettiği bir bölgeymiş. Burada bulunan, bugün artık devletin malı olan üç katlı bir ev müze haline getirilmiş, bu eve baktığınızda o dönemde yaşayanların estetik beğenileri hakkında önemli ip uçları elde ediyorsunuz. Kanalların iki kenarında dizilen evlerin cepheleri öyle dar görünüyor ki birbirine dayanmış gibi duruyorlar. Dar bir alana inşa edilen kanal evleri geniş pencereleri, Kuzey Avrupa mimarisinin tipik örneği olan sivri çatıları ve suyun üzerine ya da birbirlerine doğru eğimlerinden kaynaklanan iç bükey görüntüleriyle ünlü. Bu tarihi evlerin dar ve dik merdivenleri gerçekten kimi zaman ürkütücü olabiliyor. Evlerin üst katlara çıkan merdivenleri dar olduğundan Amsterdamlılar büyük eşyalarını pencerelerinden taşıyorlarmış. Penceresi çiçeksiz ev yok neredeyse. Amsterdam’ın en dar evi ise Sinelgracht kanalı üzerindeki 7 numaralı ev. Kente gelen turistlerin oldukça ilgisini çeken bu evin toplam genişliği yalnızca sokak kapısının büyüklüğü kadar. Aynı kanalda, bir zamanlar yalnızca sudan girilebilen sarhoşların hapsedildiği bir zindan bulunuyor.
Ya bisikletle ya yaya olarak gezin
Tarihe hapsolmuş gibi duran bu evlerin aksine, Amsterdam sokaklarında yürürken başka bir dünyaya geçiş yapmış hissine kapılıyorsunuz. Sokaklar da dar bu şehirde. Kenti doyasıya gezmek isteyenlere tavsiyem; bisiklete binmeleri ya da tramvayları kullanmaları. Küçücük dar sokaklardaki rengarenk mağazalar, kafeler, restoranlar ve dar cepheli evleriyle bu kent bir rüya gibi... Jordaan ve Merkez olmak üzere iki büyük bölüme ayrılan kentin en hareketli ve yaşayan bölgeleri Leidseplein, Rembrandplein, Koningsplein, Dam ve Waterlooplein. Hani bizim eski İstanbullular eski ve kültürlü aileler olmalarıyla övünürler ya, işte bu durumun aynısı Amsterdam’da da var. Jordaan’lılar kendilerin asla Amsterdam’lı olarak kabul etmiyorlar. Onların sayıları da aynen eski İstanbullular kadar azalmış. Bisikletleriyle ulaşımlarını sağlayan kent halkı güne çok erken saatlerde başlıyor ve gerçekten çok yoğun çalışıyorlar. Ama hafta sonlarında bunun acısını çıkartıyorlar. Saydığım bölgelerde sokaklarda dolaşırken karşılaşacağınız bisikletlerine binmiş giden kravatlı iş adamları, modern giyimli rengarenk saçlı kızlar, erkekler, atlarıyla devriye gezen polis memurları kentin çehresini yansıtıyor.
Gezilecek yerler
- Dam Meydanı: Amsterdam’ın kalbi burada atıyor.Tarihte adı Amstel olan Amsterdam’da halk nehirlerin taşmasına engel olmak için Dam Meydanı’na bir baraj yapmış. Kentin adı ‘Amstelredamme’ olmuş.
- Rijksmuseum: Hollanda’nın ulusal sanat galerisi. Burada Rembrandt, Vermeer, Frans Hals ve Jacob van Ruysdael’in eserlerini görebilirsiniz. Rijksmuseum’da 8 bin sanat eseri bulunduğu söyleniyor.
- Van Gogh Müzesi: Dünyanın en geniş Van Gogh koleksiyonu olan 200’den fazla resim, çizim ve mektup yer alıyor.
- Anne Frank Evi: İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilerden kaçan bir Yahudi ailenin saklandığı ev. Kızları Anne Frank ünlü günlüklerini bu evde yazmış. Evin büyük kısmı Anne’in yaşadığı dönemdeki gibi korunmuş.
- Rembrandt Müzesi: Ressam Rembrandt’ın 1639-1660 yılları arasında yaşadığı evin 1906’da restore edilerek müze haline getirilmesiyle oluşturulmuş. Dam Meydanına 15 dakika mesafesinde.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR