Gazete Vatan Logo

Strese son!

Günümüz yaşam koşullarında stresten uzak kalmak pek mümkün değil gibi… Hamilelikte daha da hassaslaştığımız için bu dönem stresimiz de artabiliyor.

Hamilelik süreci hem kadın hem de ailesi için özel ve farklı bir dönem. Bu dönemde hamile kadının vücudunda, duygularında ve yaşam tarzında değişiklikler oluşur. Bu değişiklikler yaşam kavgası içinde, iş ve aile yaşantısında pek çok zorluk yaşayan kadının yaşamına artı yeni sıkıntılar ekler. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Alper Mumcu, bizleri hamilelik dönemindeki stres kaynaklarına karşı dikkatli olmamız ve neler yapmamız gerektiği konusunda aydınlattı.

Korkmayın, stres iyi de olabilir
Stres her zaman sanıldığı kadar kötü değildir. Uygun şekilde üzerine gidildiği takdirde stres insanlara yaşam mücadelesinde heves ve güç verebilir. Stres kaynakları ile baş edebilen insan -Buna hamile kadınlar da dahildir- kendini enerjik ve güçlü hisseder. Böyle düşünen biri, ev ve iş yaşantısında üzerine düşen görevleri daha kolaylıkla yerine getirebilir ve stresten kaynaklanan sağlık sorunlarına daha az maruz kalır. Buna karşılık stres rahatsız edici boyutlara ulaştığında herkes gibi anne adaylarımız da zarar görebilir. Aşırı stres kısa dönemde halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk, anksiyete, iştahta artma ya da azalma, baş ve sırt ağrılarına yol açabilir. Yüksek düzeyde stres uzun süre devam ettiğinde enfeksiyonlarla başa çıkma yeteneğinde azalma, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkaları gibi problemleri beraberinde getirebilir.
Yapılan çalışmalar uzun süreli yüksek stresin hamilelik üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğini ve bazı özel riskleri beraberinde getirebileceğini düşündürmektedir.

Hamileliğe bağlı stres belirtileri
Hamileliğe bağlı ortaya çıkan bulantı, kusma, sık idrara çıkma, bel ağrısı, ellerde ve ayaklarda şişlikler gibi belirtiler hamile kadın için stres kaynağı olabilir. Hamilelik sürecinde ortaya çıkan hormonal değişimler kadının psikolojik durumunda ve mizacında değişikliklere neden olabilir.

Endişe kaynakları

Bebeğin sağlık durumu
Hamile kadın ve eşini strese sokan önemli bir faktör de bebeklerinin sağlık durumudur. Bebeğin sağlıklı olup olmadığı tüm hamilelik süreci boyunca hemen hemen tüm kadınlarının zihnini meşgul eder.
Doğum anı
Bununla birlikte özellikle ilk hamileliğini yaşayanlar doğum süreci ve doğum şekli ile ilgili olarak da sıkıntılar yaşarlar. Kadınların pek çoğu doğum sancıları ile başa çıkamayacağını, rahat ve güzel bir doğum yapamayacağını ve bebeğine zarar verebileceğini düşünür.
Ekonomik faktörler
Anne-baba adaylarını endişelendiren bir başka konu da ekonomik faktörlerdir. Bebeğin doğumu ve sonrasındaki harcamalar sırasında sıkıntı yaşayacakları korkusu geleceğin ebeveynlerini huzursuz edebilir. Özellikle son yıllarda tüm dünyada yaşanan ekonomik krizler nedeniyle işsiz kalma korkusunun da eklenmesi yaşanan stresin artmasına neden olmuştur.

Yaşanan stres, anne adayının davranış ve alışkanlıklarının değişmesine neden olarak erken doğum ve düşük doğum kilosuna yol açabilir. Örneğin yüksek oranda stres yaşayan bir kadın sağlıklı yaşam koşullarına dikkat etmeyebilir, yeterli ve düzgün beslenmeyebilir ve hatta alkol ve sigara gibi hamilelik üzerinde olumsuz etkileri olduğu kanıtlanmış alışkanlıklar edinebilir. Bu alışkanlıklar sadece erken doğum ve düşük doğum ağırlığına değil, bebekte bazı yapısal anomalilere de yol açabilir.

Bakış açısı
Her birey farklı durum ve davranışları stres kaynağı olarak görür. Birisi için eğlenceli olan bir durum diğeri için stres kaynağı olabilir. Benzer şekilde bireylerin strese verdiği cevap da farklıdır. Kentucky Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırmada kan basınçları normal olan hamile kadınlara bir matematik problemi sorulmuş ve daha sonra kan basınçları ölçülmüş. Kan basıncındaki artışın daha fazla olduğu kadınlarda hamileliğin ilerleyen dönemlerinde erken doğum ve fetal gelişim geriliğinin daha sık ortaya çıktığı saptanmış. Bu öncü çalışmanın sağladığı bulgular, bize gösteriyor ki stresin önlenmesi şart.

Hamile bir kadın yaşadığı stresi nasıl azaltabilir?
Her hamile kadın özel ve iş yaşantısındaki stres kaynaklarını belirlemeli ve bunlarla mücadele yöntemleri geliştirmeye çalışmalıdır. Hamile olsun ya da olmasın her kadın eğer sağlıklı ve güçlü ise stres ile daha kolay mücadele edebilir. Bu nedenle hamile bir kadın sağlıklı beslenmeli, yeteri kadar uyumalı, alkol ve sigaradan uzak durmalı, egzersiz yapmalıdır. Egzersiz kadının güçlü olmasını sağlar ve yorgunluk, halsizlik ve bel ağrıları gibi hamilelik ile ilgili rahatsızlıkların görülme sıklığını azaltır.
Kadının eşi, ailesi ve iş arkadaşlarının desteği de son derece önemli. Bu kişiler anne adayına duygusal açıdan destek olabilecekleri gibi, işlerinde yardımcı olarak da kadının yaşadığı stresin azalmasını sağlayabilirler.
Hamilelikte stres ile mücadele için bazı teknikler önerilir. Özellikle gevşeme teknikleri, doğum sırasında da anne adayımıza yardımcı olur.

Stresle başa çıkmak için
Her gün 20-30 dakika süreyle söyleyeceklerimizi yapabilirseniz daha dingin olduğunuzu hissedeceksiniz
Gözlerinizi kapatıp gevşeyin.
Dinlenmek için gün içinde kendinize zaman ayırın.
Rahat bir pozisyon alın. Telefon ve televizyonun olmadığı bir odada uzanın.
Zihinsel olarak kendinizi hazırlayın. Aklınızdan her şeyi çıkartarak gevşemeye çalışın.
Soluk alıp verişiniz üzerine odaklanın. Göğsünüzden değil, karnınızdan yavaş, derin ve ritmik bir şekilde soluk alıp verin.
Kaslarınızı dinleyin ve onları gevşetmeye çalışın.
Kendinizi huzur verici bir yerde düşleyin.
Bebeğinize güzel sözler fısıldayın.

Haberin Devamı