Son sözü kadınlar söylüyor
TEB Cetelem’in raporuna göre, erkek egemenliğindeki yollarda artık kadınlar da söz sahibi. Araç satın alırken parayı erkekler ödüyor ama model tercihinde son sözü kadınlar söylüyor.
Otomobil her ne kadar maskülen yani erkeksi olarak görülse de yollarda kadınların ağırlığı her geçen gün artıyor. Erkek egemenliğinin hakim olduğu trafikte artık kadın sürücüler söz sahibi oldu. Sürücü belgesi sahibi kadınların sayısı, son 10 yılda yaklaşık 2 kat arttı ve 5 milyon kişiyi geçti. Kadınların yollardaki egemenliği arttıkça markalar modellerinde, reklamlarında ve pazarlama stratejilerinde kadınlara ‘pozitif ayrımcılık’ uygulamaya başladı.
TEB Cetelem’in 8 Avrupa ülkesinde 4 bin 830 kişinin görüşüne başvurarak hazırladığı ‘Özel otomobil çağının sonu geldi mi’ başlıklı raporu, otomobilin geleceğine kadın sürücülerin imza atacağını gözler önüne serdi. Rapora göre otomobil kadınlar için özgürlük anlamına geliyor. Kadınlar araç sahibi olma konusunda erkeklerden daha istekli duruyor. Sürücüleri çıldırtan trafikte erkeklere göre çok daha sabırlılar.
Araç paylaşım sistemleri Türkiye dahil pek çok Avrupa ülkesinde erkeklerin ilgisini çekerken, kadınların otomobilin ‘tek sahibi’ olmak istediklerini ortaya koyuyor.
TEB Cetelem’in Satış ve Pazarlama Direktörü Sercan Büyükbayram, araç satın alırken parayı erkekler ödese de son sözü kadınların söylediğinin altını çiziyor.
Türkler otomobili keyif için satın alıyor
- Avrupa’da ‘Otomobili keyif için alırım’ diyen tüketiciler arasında Türkler birinci sırada yer alıyor.
- Marka, Türkler için araç satın alma sürecinde yüzde 97’lik oranla en önemli faktör olarak öne çıkıyor.
- Türkler’in yüzde 94’ü aracın fiyatına yakıt maliyetinden daha çok önem veriyor.
- Türk tüketicilerinin yüzde 81‘i yeni teknolojileri benimseme konusunda daha istekli görünüyor.
- Sürücüler en çok dizeli tercih ediyor.
Başkasının aracını kullanmaya hazırız
ARAŞTIRMAYA göre önümüzdeki 10 yıllık dönemde Türkler’in yüzde 61’i ortak otomobil kullanımına hazır olduğunu belirtiyor. Yüzde 45 ile İtalyanlar ve yüzde 44 ile Almanlar daha eğilimli duruş sergiliyor.
