Gazete Vatan Logo

Son açıklama

DTP'li Türk: Eğer DTP kapatılırsa...

Ahmet Türk başkanlığında milletvekilleri ve MYK üyeleri dün DTP Genel Merkezi’nde, Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararı vermesi durumunda izlenecek yol haritasını belirlemek üzere toplandı. Toplantı yaklaşık 4 saat sürdü ve Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’ndeki şartları ve buna karşılık verilecek tepkiler de ele alındı. Toplantının devam ettiği saatlerde DTP Milletvekilleri Hasip Kaplan ve Nuri Yaman Anayasa Mahkemesi’ne giderek, dava dosyasında yer alan bazı evrakları talep ettiler.

Yeni parti kurmak sisteme katkı

DTP yöneticileri daha önce kurulan HEP, DEP ve HADEP’in de kapatıldığını, dolayısıyla parti kapatıldıktan sonra yeni parti kurmanın demokratik sisteme katkı sağlamadığını, sisteme temel bir çözüm gerektiği görüşünde birleştiler. Bu çerçevede de partinin kapatılması durumunda aralarında Ahmet Türk’ün de bulunduğu 8 milletvekiline 5 yıl yasak geleceği dikkate alınarak, Anayasa Mahkemesi’nin 2007 yılında dava açtığı dönemde yedek parti olarak kurulan Barış ve Demokrasi Partisi’ne geçmek yerine, sine-i millete dönülmesi kararı ağırlık kazandı.

Sine-i millet nasıl gerçekleşecek?

DTP’nin Meclis’te 21 sandalyesi bulunuyor. Anayasa Mahkemesi’nin DTP hakkında kapatma kararı vermesi durumunda Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, Fatma Kurtulan, İbrahim Binici, Osman Özçelik, Sebahat Tuncer, Selahattin Demirtaş ve Sevahir Bayındır’ın milletvekilliği düşecek ve 5 yıl süreyle siyasi yasak gelecek. TBMM’de bir siyasi partinin grup kurabilmesi için 20 sandalyeye sahip olması gerekiyor. DTP’de 8 milletvekiline yasak gelmesi ile DTP TBMM’deki grubunu da kaybetmiş olacak. Anayasa’ya göre istifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düsmesi, TBMM Genel Kurulu’nda yapilan oylama sonucu toplantıya katılanlarin salt çoğunluğunun evet oyu kullanmasi ile mümkün olabiliyor. Oylamaya katılan milletvekilleri istifalara “hayır” oyu kullandığı takdirde ’sine-i millet’ kararının hukuki bir geçerliliği kalmıyor.

Buna rağmen istifa formülünde kararlı görülen DTP’liler dilekçelerini şimdiden imzalayarak parti yönetimine verdi.

DTP Milletvekili Osman Özçelik VATAN’a, “Biz elbette kapatılmasını istemiyoruz. Ancak kapatılma kararı verilmesi durumunda istifa dilekçesi verilir. Kabul edilir ya da edilmez. Ancak biz TBMM’ye gelmeyiz. Çalışmalara katılmayız. Bu da bizim sembolik tavrımızdır” dedi. Ahmet Türk genel merkez binasından ayrılırken gazetecilerin toplantıya ilişkin sorularını yanıtladı. Türk, “Arkadaşlarımız yasağın olduğu bir parlamentoda bulunmanın bir anlamı olmadığını düşünüyor” dedi.

Ayna: Açılım İmralı’yla bitti

ANKARA - DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’ndeki odasına ilişkin “Orada eğer havalandırmanın üstü kafesle kapatılıyorsa, nefes sorunu yaşanıyorsa bu ’Kürt sorununu boğuyoruz, Kürt halkına nefes aldırmayacağız’demektir. Öyle algılayıp eleştiriyoruz. Yok 6 santimdi, yok 12 santimdi, böyle küçük şeyler değil, Kürt sorununa yaklaşım olarak değerlendiriyoruz.” dedi. Parti genel merkezinden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ayna, açılıma ilişkin ise “Arkadaşlar açılım bitti, İmralı’yla beraber, İmralı’ya yaklaşımla beraber bitti zaten. İçişleri Bakanı’nın, Başbakan’ın İzmir’e DTP’yi sokmama kararı ve buna yaklaşımıyla beraber açılım bitti zaten” değerlendirmesinde bulundu.

‘Bu açılım, baştan aşağıya bir fiyaskodur’

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Mülkiye’nin 150. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törene gelişinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Baykal, “DTP cephesi, açılımın bittiğini ifade ediyor. Sizce açılım bitti mi?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Hiç şaşırtıcı bir tarafı yok. Bu açılım, baştan aşağıya bir fiyaskodur. Temelinde de şiddet örgütünün, terör örgütünün, PKK’nın ve PKK’nın liderinin muhatap alınması yatmaktadır. Bu, Kürt kökenli insanların sorunlarına sahip çıkma anlayışında ortaya konan bir açılım değildir. Bu, terörü meşrulaştırmaya yönelik, terörü olağanlaştırmaya yönelik bir yaklaşımdır. Üstelik böyle bir girişimin hangi amaca yönelik olduğu konusunda bir somut anlayışın olmadığı görülmektedir. Sonuç nedir? Terör toplumsallaşmaktadır. Meşrulaştırılmak istenmektedir.”

Haberin Devamı