Yabancının bonodan kaçma nedeni stopaj değil

Yabancıların iç borçlanma senetlerine talebi 2006'da azalmış..

Haberin Devamı

Yabancıların iç borçlanma senetlerine talebi 2006'da azalmış. Bono ihalelerine eskisi gibi ilgi göstermiyorlarmış. Bugünlerde, bu ilginin azalmasında 2006 başından itibaren getirilen yüzde 15 stopaj uygulamasının etkisinin olup olmadığı tartışılıyor.

Borçlanma senetlerindeki yabancı payının azalmasının, getirilen stopaj oram ile ilgisi olduğunu düşünmüyoruz.

Yabancı yatırımcı için önemli olan, güven verilmesi ve istikrar ortamının yaratılması. Güven ve istikrar ortamının olmadığı yerde vergi de almasanız, üstüne bir şeyler de verseniz yatırımcı gelmez.

Oysa, yabancı yatırımcı, 2006 başından itibaren de gelmeye devam etti. Sadece yatırım tercihi değişti. Borsadaki tarihi yükselişler, yabancıların tercihlerinin, getirişi daha fazla olan borsaya kayması sonucunu doğurdu. Hazine Bonosu ve Devlet Tahvil i'nden kaçış nedeni vergi olsa, borsa kazançları da aynı oranda vergilendiriliyor. Yabancı, borsaya da yatırım yapmazdı. Bize göre bu bir getiri tercihi.

Şu an itibarıyla borçlanmada da bir sıkıntı olmadığına, yani Hazine talep sıkıntısı çekmediğine göre, durduk yerde stopaj uygulamasının tartışılmasına ve oranının indirilmesine gerek yok.

Ayrıca, stopaj uygulamasının başladığı 2006 başından bugüne yapılan borçlanma ihalelerinde oluşan faiz oranlarında da stopajdan kaynaklanan bir artış gözlenmiyor. Faiz oranları stopajdan etkilenmiş olsa, bu durum borçlanma maliyetlerine yansırdı.

Bundan sonrası için borçlanma faiz oranlarının artması kaçınılmaz gözüküyor. Bunun nedeni de stopaj uygulaması değil, dış piyasalarda meydana gelen dalgalanmaların, laiklik tartışmaları, türban olayı, Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları, Danıştay'daki suikast gibi nedenlerle ortaya çıkan siyasal istikrarsızlığın, bizi diğer ülkelerden daha çok etkilemesi ve buna bağlı olarak Merkez Bankası'nın faiz oranını yükseltmesi.

Dış dünyadaki dalgalanmanın durulması paralelinde siyasal istikrarında sağlanması ve sıkı maliye politikasından ödün verilmemesi ile faiz artışının etkisi de geçici olacaktır. Ayrıca, bugün itibarıyla Türkiye halen, yabancı için yüzde 10.9 gibi çok yüksek bir reel faiz vadeden ikinci ülke durumunda.

Sonuç olarak, devlet iç borçlanma senedi gelirlerine uygulanan stopaj tartışmalarının yersiz olduğunu düşünüyoruz. Belki Hazine'nin borçlanmada sıkıntı çekmeye başladığı noktada, iç borçlanma senetlerinin cazibesini artırmak, borçlanma maliyetlerini düşürmek için stopaj oranıyla oynanması gerekebilir. Ancak, bugün için bunun tartışılmasını erken ve yersiz buluyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR