Gazete Vatan Logo

Sezer Papa’dan hesap sorabilir

Papa’nın tartışmalı ziyaretine 8 gün kala, Sezer’den Jandarma’ya kadar devletin pek çok biriminin, hatta İtalyanlar’ın bile görüşünü sorduğu Aytunç Altındal’la ’Papa’yı izleme rehberi’niteliğinde bir röportaj yaptık...

Altındal’a göre, Alman Başbakanı Merkel’i azarlayan Cumhurbaşkanı Sezer, Papa’ya da önsözünde “Türkler ancak bizim iznimizle AB’ye girebilir” diye yazdığı kitabın hesabını sorabilir

* Papa’nın Ayasofya’ya sekiz dakikalık kültürel bir ziyaret yapması durumu kurtarıyor mu?
Durum kurtarması için uydurulmuş bir numara. Çünkü Papa’ya vaziyet bildirildi; o da “Türkiye’nin laik hassasiyetlerini dikkate alarak Ayasofya’da dua etmeyeceğim” dedi. Yani bu haliyle kurtarıyor.

* Ama diyelim ki içeri girince birden duygulandı ve diz çöküp duaya başladı; o sırada bir İhsan Sabri Çağlayangil (Dönemin Dışişleri Bakanı 1967’de Türkiye’yi ziyaret eden Papa VI. Paul’ün bu isteğine mani olmuştu) çıkar mı?
Eğer dua etmeye kalkışırsa devlet anında müdahale edecek; o kesin. “Papa Hazretleri, çok rica ediyoruz. Burası müzedir, buyurun, böyle devam ediyoruz” diyecek.

* Beşir Atalay (Papa’ya gezisinde eşlik edecek bakan) mı diyecek bunu?
Devlet oradaki temsilcisine bu yetkiyi verdi. Ama Beşir Atalay o sırada havaya bakıyordur, görmüyordur. Hiç fark etmez; biri çıkar yapar.

TAKIM ELBİSELİ, KRAVATLI MEDENİ PROTESTO
* Ayasofya’yı ziyaret gününün cumaya denk gelmesi sizce artı bir sorun yaratır mı? Mesela Sultanahmet’teki Cuma namazı çıkışında bir provokasyon olur mu?
Bence hiçbir şey olmayacak. Çeşitli eylemler yapılacak, ama bu tip olaylar yaşanmayacak. (Bu söze biraz şüpheli bakınca Altındal açıklamaya devam ediyor) Bak, nasıl yapacaklarını söyleyeyim ben sana; takım elbiseler giyecek herkes. Bütün katılanlar kravatlı, tıraşlı, çağdaş bir insanın olması gerektiği gibi olacak.

* Yani takım elbiseyle tekbir getirecekler?
Hayır, tekbir yok. “Ya Allah, bismillah, Allah-ü ekber!” Bu da yok. Ellerine İngilizce, Fransızca, Almanca pankartlar alacaklar ve medeni bir şekilde protesto edecekler. 26 Kasım’da Çağlayan’da 300 bin kişilik bir miting yapılacak. Ben de konuşacağım.

* Saadet Partisi’nin mitinginde mi konuşacaksınız?
Saadet’in adı altında! Tabii benim partiyle hiçbir ilgim yok, ama konu çok önemli olduğu için kabul ettim. Ben orada insanları sükûnete davet edeceğim. 300 bin kişiye doğru mesajın verilmesi bu çok önemli.

* Ne diyeceksiniz?
Protesto ederken asla Papa’nın şahsına hakaret etmeyin; sakin olun; Hıristiyanları incitecek davranışlarda bulunmayın; kukla yakmayın; bayrak yakmayın, diyeceğim. Çünkü bizim protestomuz Hıristiyan âlemine değil, Papa’nın siyasi amaçlarına. Zaten ben bunları sadece onlara değil; günlerdir yabancı basına da söylüyorum. Pazar günü de 2 bin yabancı gazeteci izleyecek bizi. Aklınıza hangi yayın kuruluşu geliyorsa, hepsi birer muhabirinin Çağlayan’da olacağını söyledi.

EL KAİDE DEĞİL PKK EYLEM YAPABİLİR
* Bir provokasyondan çok korkuyoruz ama; aslında Papa’ya bir şey olacak olsa bu istihbarat örgütlerinden habersiz olur mu?
Olmaz tabii... Mesela dün yine devletin önemli bir güvenlik birimi bana aynı soruyu sordu; ben de “Olabilir, ama bunu özellikle İstanbul’da PKK’ya yaptırırlar” dedim. Bir de aynısını İtalya’dan sordular. “El Kaide bir eylem yapar mı” diye...

* Hangi düzeyden geldi bu soru?
Adı gazeteci olan birinden... “Bize gelen bilgiler çerçevesinde El Kaide ihtimali var” dedi. Ben o kişiye de PKK’yı söyledim. Asıl adres çok farklı olabilir, ama işin ihale edildiği örgüt PKK çıkar. Provokasyonu en iyi onlar becerir.

‘PAPA’ DERSENİZ DÖNÜP BAKMAZ
* Papa’nın Camlı Köşk yerine Vatikan Büyükelçisi’nin evinde kalacak olması, Köşk’ten yemek daveti istememesi... Sizce bunlar kapris mi, yoksa normal mi?
Normal, çünkü Papa’nın haç olan bir yerde kalması, geceleyin ibadet etmesi gerekir. Ayrıca yemek daveti gibi dünyevi olaylarla ilgisi yoktur.

* Bartholomeos’un arabasına binmedeki ısrarı?
İşte o protokol dışı, o tam bir siyasi bir gövde gösterisi.

* Zaten Sezer de kızmış ve ikinci derece protokol uygulanmasına karar vermiş...
Çok iyi yapmış.

* Peki bu durum Papa’nın umurunda mıdır?
Dediğin doğru; isterse beşinci derece olsun, bunlar Papa’nın umurunda bile değil. Çünkü zaten gelişinin amacı başka. Ama tabii umursayıp umursamamayı da geldiği gün görür; o da ayrı mesele!

* Ne dersiniz; Alman Başbakanı Merkel’i azarlayan Sezer, Papa’yı da azarlar mı? Mesela “Alın, bu da sizin Türkiye aleyhinde söylediğiniz sözlerin dosyası” der mi?
Bence Cumhurbaşkanımız Papa’nın “Bir Kriz Döneminin Değerleri” adlı kitabını koyabilir önüne. Sezer bunu yapabilecek biri. Kaldı ki statü itibariyle böyle bir hakkı da var. Kitabı açıyorsun, daha önsözün dördüncü satırı “Türkler!”. Diyor ki, “Türkler ancak bizim iznimizle AB’ye girebilir.” O yüzden Sezer 28 Kasım’da gayet rahat, “Siz burada ne demek istediniz” diye sorabilir.

* Sorarsa, 50 dakikalık görüşme süresi birden bitebilir mi?
Bitebilir, ama o da Sezer’in ne kadar umurunda olur, bilemeyiz. (Burada Altındal’a “Ama ya AB’yle aramızda sorun çıkarsa, diye sormuyoruz bile, çünkü Altındal’ın kesin kanaati Türkiye’yi değil AB’ye almak, imtiyazlı ortak bile yapmayacakları yönünde.)

* Bu arada Sezer Papa’ya ne diyerek hitap edecek?
Hitabında ” Vatikan Devletinin Cumhurbaşkanı “ (The Sovereign of The State Of Vatican City) diyecek. Sohbet arasında isterse ” Aziz Peder “ de (Holly Father) diyebilir.

* Ama ” Papa “, ’Pope” ya da “16. Benedikt” demeyecek?..
Kimse demeyecek. Deseler dönüp bakmaz bile. Çünkü adı o değil.

* Ya peki protokoldeki biri, bir görevli ya da bir gazeteci nasıl hitap etmeli?
Hepsinin “Holly Father” demesi gerek. Eğer diplomatik görevi olan bir kardinalle karşılaşırsanız ona da “Ekselans” diyeceksiniz. Diğerlerine “Monsenyör” yeterli.

* Aslında daha önce de iki kez Papa ağırladık, ama yine de Ankara’dan arayıp size şimdi bizim sorduğumuz gibi soru soranlar oluyor mu?
Bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız Sezer, Eylül ayında (Papa Müslümanları kızdıran sözlerini 12 Eylül’de söylemişti) aradı. Öncelikle Papa’yla ilgili bu son kitabımdan dolayı beni tebrik etti. Sonra da bir espri yaptı. Benim kitaplarımın okunması zordur, en okunması zor kitabım da “Gül ve Haç Kardeşliği” dir. Sayın Sezer dedi ki, “Gül ve Haç Kardeşliği kitabını bile okumayı başardım.”

* Nasıl yani; sizin bütün o kitaplarınızı okumuş mu?
Ben de inanamıyorum, ama, evet, okumuş. Doğrusu Cumhurbaşkanımızın tebrik etmeyi tercih ettiği bir yazar olduğuma çok sevindim.

* Daha sonra da görüşmeleriniz oldu mu?
Tabii, tabii. Dün mesela Jandarma Genel Komutanlığı’ndan birileriyle konuştuk. Son durum konuşmaları... Böyle çok görüşme yapıyoruz.

* Hani siz de Papa’yı dört gün boyunca izleyecekmişsiniz ya; diyelim ki, karşınızdan size doğru Papa geliyor, burun burunasınız; ne derdiniz ona?
“Sonuncu Papa olduğunuzu biliyor musunuz?” derdim. (Karşılıklı uzun bir kahkahadan sonra uzun bir bahsi daha açacak olan bu iddiayı konuşmayı biz Papa’yla Altındal’a bıraktık.)

Kindar, despot, bilgili yani çok zor lokma!
* Papa 16. Benedikt kim?
Asıl adı Joseph Alois Ratzinger. 16 Nisan 1927’de (Koç Burcu), Almanya’nın Bavyera eyaletinde doğdu. Babası kıdemli bir polisti. 19 Nisan 2005’te Papa seçildi. Roma Kilisesi’nin 265’inci papasından “Benedikt” adını alan 16’ncı papa. Kişisel özellikleri açısından Ratzinger, muhteris bir adam: Birrrr! Kindar: İkiiiii! Hypocracy’ye (İkiyüzlülük) meyilli: Üçççç! Çünkü önce Hitlerciydi. Sonra liberal oldu. 1968’ten sonra ise tam bir despot! Kendisi gibi düşünmeyen ilahiyatçıları kapının önüne koyan antidemokrat biri. Diğer yandan ise çok bilgili. 30 kadar kitabı, binden fazla teknik makalesi var. Beş dil bilir. Ağzından çıkan hiçbir sözü rastlantı değildir. Çok zor lokmadır. Papaz kardeşi bile Papa seçildiğini öğrenince “Vatikan’ın çekeceği var” demiştir. Neocon’lar hakkında tezleri vardır. Bush’un 2004’teki rakibi John Kerry’nin seçimi kaybetmesinde büyük rol oynamıştır. Sanıldığının aksine İran, Mısır ve Yemen’le de arası iyidir.

Abdullah Öcalan’ın avukatıyla görüşebilir
* Sizce Papa ziyareti sırasında Türk medyasına röportaj verir ya da canlı yayına çıkar mı?
Talep çok, ama belki bir kişiyle görüşür. O da Bartholomeos’un önerdiği gazeteci olur.

* Papa’ya sürpriz ziyaretçi bekliyor musunuz?
Öcalan’ın avukatlarını ve vs’sini kabul edebilir.

* Herhangi bir yere sürpriz ziyaret olabilir mi?
Urfa’ya gitme olasılığı var. Urfa Belediye Başkanı’na “Hazırlanın, size gelebilir” demişler. Niye? Çünkü MS 220 yılında Hıristiyanlığı kabul eden ilk kral Urfa Kralı 8. Abgar ve eşidir. Onlar için bu çok önemli.

* “Papa turizmi” diye bir şey var mıdır?
Papa dini bir ziyaret yaparsa, mesela ‘Fatima’ya gideceğim’ derse 1 milyon Katolik de o gün Fatima’ya gider. Bu onlar için bir ‘Benedikt’siyondur. (Papa’nın adıyla aynı olması tesadüf; anlamı mübarek kılınmak.) Burada belki İzmir için böyle organizasyonlar yapılır, ama resmi bir ziyaret olduğu için katılım sınırlı olur.

AKP aynı kareye girer mi?
* AKP yöneticileri Papa’yla fotoğraf çektirseler ne olur; nasıl Medeniyetler ittifakı bu?
Bu iş Zapetero’yla fotoğraf çektirmeye benzemez; direkt oy kaybederler. Baykal çektirse bir şey olmaz, ama onlar aynı kareye girerse kıyamet kopar. Kesin değil, ama bugün ilginç bir haber geldi bana. Galiba Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş da 22 gazeteciyi alıp, ayın 27’sinde Brüksel’e gidiyormuş. Yani o da bulunmayı istemiyor.

Yüzüğü şifreli
Sağ elindeki yüzüğe dikkat edin. (Altındal’ın “Papa 16. Benedikt” adlı kitabının kapağındaki yüzüğe kabartma yapılmış.) O yüzük ön taraftan açılır. İçinde sadece kendisinin bildiği bir şifre vardır. Öldüğü zaman beş kardinalin huzurunda yüzük parmağından çıkartılır ve dev bir silindirin içine atılıp, dövülerek un ufak edilir. Ama birine vasiyet ettiyse yüzük o kişiye verilir. Şifre ise kimse tarafından çözülemez.

Papa Prada giyer
* Papa 28 Kasım’da havaalanına indiği andan itibaren bakılacak şeylerden biri de ne giydiği olacak?
Bir kere ayağında Prada marka, kırmızı mokasen pabuçlar olacak! Prada’ya ayakkabı sipariş eden tek Papa.

* “Şeytan...”
(Ünlü romanın ve filmin adını Altındal ağzımızdan alıp, gülerek tamamlıyor). Prada Giyer!” (Hemen Papa hakkında geçen yıl yayınlanan bir ilanı gösteriyor.) Bakın burada Papa için “Satan” deniyor.

* İyi de seçim zamanı herkes için her şey söylenir!..
Ben de böyle tahmin ediyordum zaten... (Diyor, ve gülüyor)

3N+1K
KİM: Ulusalcı çizgideki görüşlerine katılır ya da katılmazsınız, ama “Papa’yı aranızda en iyi kim tanıyor” diye sorulsa 70 milyonluk Türkiye’den öne çıkacak sayılı kişilerden biri de Aytunç Altındal’dır. O yıllardır, 265 papayı, Vatikan’ı ve yeryüzündeki etkilerini araştırıyor. Yazdığı “Hangi İsa” adlı kitap, geçen ay, İsa’nın varlığının tartışılacağı AİHM’deki dava dosyasına girdi. Almanca, İngilizce, Fransızca, Rusça ve en önemlisi Latince biliyor. 61 yaşında olan Altındal, hâlâ ailesinin 1870’lerde yerleştiği Teşvikiye’deki evde oturuyor. Gurnsey Writer’s School ve Sorbon Üniversitesi’nde eğitim gördü. İsviçre’de bir kültür merkezi kurdu; Moskova’da kültür danışmanlığı yaptı; İngiltere’de çeşitli araştırmalara katıldı. Altındal’ın çeviriler de dahil 30 kitabı, 400’den fazla makalesi bulunuyor.

NEDEN: Bu bir Aytunç Altındal röportajı değil aslında. Bu röportaj, küçük çaplı bir Papa’yı izleme rehberi. Merak edenler için...

NE ZAMAN: Papa’nın gelmesine sekiz gün kala, 18 Kasım’da.

NEREDE: Ayasofya’nın içinde ve civarında.

YARIN: Müslümanların ve Hıristiyanların ortak haz noktası Ayasofya’yı Altındal’ın gözüyle gezecek, Bayar, Özal, Gülen ve Barzani’ye ilişkin kökü Vatikan’a dayanan iddialar okuyacaksınız!

Haberin Devamı