Dezenflasyonda duraksama ve para politikası

Bugün Para Politikası Kurulu toplanıyor. Enflasyonda Görünüm raporu yayınlanacak ve kısa vadeli faizler gözden geçirilecek

Haberin Devamı

Bugün Para Politikası Kurulu toplanıyor. Enflasyonda Görünüm raporu yayınlanacak ve kısa vadeli faizler gözden geçirilecek. Kurulun bu kez alacağı karar önemli. Faizlerde değişiklik yapmama kararı dezenflasyonda bir direncin oluşmaya başladığı anlamına gelecek. Faizde yeni bir indirim kararı alınırsa, açıkça söylenmese de, Merkez Bankası'nın dezenflasyon sürecinin hedefle (yüzde 8) fazlasıyla uyumlu gittiğini düşündüğünü, kur üzerindeki baskıyı da hafifletmek istediğini anlayacağız.

Kurulun bir üyesiymişiz gibi düşünelim. Analize enflasyonla başlamak gerekiyor. Hedef TÜFE olduğundan analizi bu endeksle sınırlıyorum. Mayıs enflasyonu yüzde 1'e yakın çıktı. Düşük değil. Bir diğer önemli gelişme de ortalama enflasyonun son beş aydır yüzde 8,5 civarında çakılı kalmış olması. İki soruya yanıt aramak zorundayız: Bu direnç nereden kaynaklanıyor? Enflasyon hedefi zorlanır mı?

Fiyat katılıkları
Direnci hizmet sektörleri yaratıyor. Ortalama enflasyon yüzde 8,5 iken, konutta yüzde 10,5, eğitimde yüzde 18, lokanta-otelde yüzde 15 ve ulaştırmada yüzde 12. Belki lokanta-otel hariç bu sektörlerde fiyat artışlarının talep fazlası ile açıklamak zor. Eğitimde fiyat artışı özel okul sektöründe rekabet eksikliğinden kaynaklanıyor. Ulaştırmada son bir yılda benzine yapılan zamlar etkili oldu. Ardında petrol fiyatları bir de vergiler var. Kirada sorun bir ölçüde geriye dönük endekslemeden kaynaklanıyor.

Toparlarsak, hizmet fiyatlarındaki katılıkların taleple çok fazla ilgisi yok. Dolayısıyla reel faizi yükselterek fiyat direncini kıramazsınız. Mikro çözümler şart. Benzinde vergileri düşürmek, eğitimde rekabeti artırıcı yapısal önlemler gibi. Bu arada hatırlatmakta yarar var.

En kötü ihtimal yüzde 8
Uzun dönemde Samuelson-Balassa etkisi olarak adlandırılan ve kısaca, kişi başına gelir artışına paralel olarak nispi fiyatların hizmet sektörünün lehine değişmesi olarak tanımlayabileceğimiz süreç işliyor. Ancak hizmet fiyatlarındaki artışlar bu uzun dönem etkisinin çok üzerinde.

Buna rağmen hizmet fiyatlarındaki direncin enflasyon hedefini zorlayacağını sanmıyorum. Sene başında yıl sonu enflasyonunu yüzde 7 olarak öngörmüştüm. Bu öngörüyü değiştirmek için şimdilik bir neden yok. Geçen yıl ekim ve kasımda çok yüksek çıkan enflasyonun bu yıl düşük gerçekleşmesi ile en kötü ihtimalle yüzde 8'in tutturulacağı kanaatindeyim.

Kuru baskılamak
Ancak hedefe kendiliğinden ulaşılacağını zannetmek saflık olur. Enflasyonla mücadelenin zorlaştığı açıkça görülüyor. Hizmetlerin dışındaki sektörlerde çok düşük enflasyona ihtiyaç var. Bunun için de kurun baskı altında kalması gerekiyor. Artan cari açığa rağmen değerli TL yüksek reel faiz gerektiriyor.

Merkez Bankası'nın bir süredir beklenen reel faizi yüzde 9 civarında tutmaya çalıştığını hasaplayabiliriz. Gösterge faiz yüzde 16,5, beklenen enflasyon yüzde 7'nin biraz üzerinde, dezenflasyonda da durgunlaşma belirtileri olduğuna göre, Merkez Bankası'nın faiz indirimine gideceğini sanmıyorum. Giderse, yapacağı değerlendirme para politikasında önemli bir değişimin habercisi olur.

DİĞER YENİ YAZILAR