Şerbetlerimizi birebir tanıtsak dünya pazarını altüst ederiz!
Hem lezzetli hem şifalı... Yüzyıllardır sofralarımızı süsleyen şerbet, tanıtılmayı ve yurt dışına açılmayı bekliyor...
Yüzlerce çeşidi var… Anadolu’da ve de kardeş Azerbaycan’da. Tamam, kelime kökü olarak içmek anlamına gelen Arapça şariba’dan kaynaklanıyor ama, Anadolu’da ve Azerbaycan’da gelişiyor zaman içinde… Örneğin, Şef Ramin Nuriyev, “Azerbaycan’da çocukluğumda günümüz şerbetsiz geçmezdi, masalarımızın olmazsa olmazıydı… Ama bugün maalesef ancak bayramlarda yapılıyor” diyor...
Modern içeceklerin keşfinden önce, serinletici olarak özellikle Osmanlı ve Azerbaycan’da yüzlerce yıldır içilen şerbet, birçok hastalığa iyi gelir, özellikle sindirime yardımcı olması ve vücuttaki sıvı/şeker dengesini sağlamalarıyla bilinirlermiş. Hele hele o her derde deva Demirhindi Şerbeti…
Demirhindi şerbeti
Malzemeler
- 1 kg demirhindi
- 1 kg toz şeker
- 30 adet karanfil
- 10 adet kuru zencefil
- 2 çubuk tarçın
- 10 litre su
Hazırlanışı:
Tüm malzemeyi 15 dakika kaynatın. Daha sonra soğutup süzün.
Kızılgül şerbeti
Malzemeler
- 120 gr şeker
- 8 gr reyhan veya nane tohumu
- 0,25 gr kızılgül yağı
- 800 ml su
- 200 gr buz
Hazırlanışı
Şerbeti hazırlamak için 45-55 derecede kaynatılmış suya reyhan veya nane tohumunu katıp 3-4 saat bekletin. Daha sonra süzerek içerisine şekerini ve kızılgül yağını katın. İyice soğuyan kızılgül şerbetini buz ile servis edebilirsiniz.
Bal şerbeti
Malzemeler
- 6 kaşık bal
- 6 su bardağı su
- 1 adet limon
- 1 adet elma
Hazırlanışı:
1 bardak sıcak suda 6 kaşık balı karıştırıp eritin. Üzerine kalan 5 bardak suyu ilave edin. İçine ince dilimlenmiş elma ve limonu koyup 2 saat beklettikten sonra servis edin.
Hem içeride hem dışarıda tanıtım
Böylesine özgün bir içecek, tanıtılmayı, dış dünyaya pazarlanmayı bekliyor açıkçası. Keşke bu kadar zengin içerikle hazırlanan ve her biri şifa hazinesi olan şerbetlerimiz günümüz şartlarına uygun bir şekilde hem yurt içi hem yurt dışında tanıtılsa, anlatılsa... Osmanlı’nın 15’nci yüzyıldan bu yana en ünlü şerbetleri mi? Hangisini sayalım.
Demirhindi, Kastamonu eğşisi, Hürrem sultan, reyhan, böğürtlen, harnup, güllü şerbet, somada, vişne, menekşe, nilüfer, zambak, gül, nar, ayva, sultan, kayısı, kiren (kızılcık), meyan kökü, loğusa şerbeti, karadut ve daha niceleri…
Azerbaycan’ın en ünlü şerbetleri arasında ise kızılgül, safran, ablalı (kiraz), kişniş, nar ve feyhoa’yı sıralayabiliriz.
Zeferan Restoran’da leziz tatlar
Sultanahmet’te yeni açılan Türkiye’nin ilk artizan oteli Ajwa Hotel’in üst katında bulunan Zeferan Restoran, Azerbaycan yemeklerinin yanı sıra çeşit çeşit şerbetleriyle de dikkat çekiyor. Şef Ramin Nuriyev, “Tüm şerbetlerin hem lezzeti, hem de şifası var. Ancak dikkat etmek gerekir. Hem doğru şekilde yapılmalı, hem de hangi şerbet ne için kullanılmalı, bilmek gerekir. Mesela; zencefilli, ballı, limonlu şerbet çok lezzetlidir ve soğuk algınlığı için bire birdir. Ama, zencefil tansiyonu yükseltir. Bal zencefil ise midesi rahatsız ve tansiyonu yüksek olana iyi gelmeyebilir” diyor.
Azerbaycan geleneğinde şerbetler yemek öncesi ya da sonrası içilirmiş. Günümüzde ise, şerbetler iyi birer yemek eşlikçisi olarak sunuluyor. Ramin Şef özellikle yağlı yemeklerin yanında limonlu, tarhunlu, naneli ve reyhanlı şerbetlerin çok iyi eşlikçi olduğunu belirtiyor.
Şef Deniz Şahin:
Yazın da kışın da şerbet
Türkiye’nin lezzet haritasını İstanbul’da oluşturan Kiva Restoranları Koordinatör Şefi Deniz Şahin, şerbetlerin genellikle soğutularak içildiğini ama yapımında kullanılan malzemelere göre sıcak olarak da tüketilebileceğini söylüyor. Diyor ki; “Yani, yaz -kış içeceğimiz olabilir. Özellikle demleme şerbetler kışın sıcak olarak da içilebilir.”