Gazete Vatan Logo

Sen misin halkı bilgilendiren!

Başına gelmeyen kalmadı...

Dilovası’nda yaptığı araştırmada ilçedeki annelerin sütü ile bebeklerin dışkısında ağır metaller tespit ettiğini kamuoyuna duyuran Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu hakkında ‘halkı paniğe sevk ettiği’ gerekçesiyle soruşturma başlatıldı

Kocaeli Büyükşehir ve Dilovası Belediye başkanları, sanayi kuruluşlarının yoğun olduğu Dilovası’nda yaptığı son araştırmada ilçede yaşayan annelerin sütü ile bebeklerin dışkısında ağır metaller tespit edildiğini kamuoyuna duyuran Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu hakkında ‘halkı korku ve paniğe sevk ettiği’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Şikayeti yerinde bulan savcılık Hamzaoğlu hakkında hazırladığı dosyayı, söz konusu fiilin niteliğinin incelenmesi için rektörlüğe gönderirken, sivil toplum kuruluşları imza kampanyası başlatarak Hamzaoğlu’na sahip çıktı. Şu ana kadar

5 binden fazla imza toplandı.

Prof. Hamzaoğlu, ağır sanayi kuruluşlarının merkezi olan Dilovası’nda 2005’te TBMM Araştırma Komisyonu’nun isteği üzerine bir çalışma yaptı. Bu çalışmaya dayanarak 2006’da rapor hazırlayan komisyon, “Kanserden ölümler ortalamanın 3 kat üstünde, bölgede kapasite artışı durmalı” dedi. Ancak yıllar geçti kapasiteler daha da arttı. Bunun üzerine Hamzaoğlu 2011 başında “Annelerin sütünde ve bebeklerin dışkısında arsenik, cıva gibi metallere rastlandığı” bilgisi içeren son raporunu basınla paylaştı. Ne olduysa bundan sonra oldu.

Başkanlardan suç duyurusu

Kocaeli Büyükşehir ve Dilovası Belediye başkanları ise araştırma sonuçlarının açıklamasının ardından Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak Hamzaoğlu hakkında ‘halkı korku ve paniğe sevk ettiği’ gerekçesiyle şikayette bulundu. Şikayeti yerinde bulan savcılık inceleme başlattı. Hamzaoğlu kendi isteğiyle savcılığa giderek çalışması hakkında bilgi verdi. Savcı, tamamladığı dosyayı söz konusu fiilin incelenmesi için rektörlüğe gönderdi. Rektörlük de 25 Mart 2011’de Hamzaoğlu hakkında ceza soruşturması açtı. Rektörlüğün ceza soruşturmasında görevsizlik kararı vererek dosyayı savcılığa tekrar göndermesi halinde Hamzaoğlu hakkında TCK’nın 213. maddesi uyarınca 2 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle ceza davası açılabilecek.

Bu arada Kanserle Savaş Daire Başkanlığı da YÖK’e yazı yazarak Hamzaoğlu’nun, yaptığı araştırmalarla kanserle igili halkı yanlış bilgilendirdiğini iddia etti. YÖK’ün söz konusu yazıyı üniversiteye göndermesi üzerine rektörlük ayrıca bir disiplin soruşturması daha başlattı. Hamzaoğlu ceza ve disiplin soruşturmaları ile ilgili yazılı ifade verdi.

“Ortaçağ durumundayız”

Bundan sonraki süreçte üniversitenin alacağı kararı beklediğini belirten Hamzaoğlu, “‘Disiplin ve ceza soruşturmasına yer yoktur’ diye karar çıkabilir. ‘Evet bu suçlar vardır, cezaları bunlardır’ diye bir karar çıkabilir ya da ‘bu dosyanın içeriği üniversite ve YÖK yönetmeliğinin üzerindedir’ denilerek dosya savcılığa iade edilebilir. Bütün bunlar şu andaki YÖK Disiplin Yönetmeliği’nin içindeki olasılıklar” dedi. Hamzaoğlu, hakkında suç duyurusunda bulunulmasıyla ilgili olarak da, “Bununla ilgili özel bir şey demeye değer bulmuyorum. Ortaçağ durumundayız çünkü” ifadesini kullandı.
Araştırmasını kamuoyuna açıkladıktan sonra Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun kendisine ‘şarlatan’ dediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Hamzaoğlu, “Savcı şikayetimi uygun bulup mahkemeye sevk etti” diye konuştu.

Son araştırma

Hamzaoğlu araştırmasının sonuçlarını açıklarken, “Dilovası bölgesinde doğan bebeklerin kakalarında ağır metal çok yüksek. Annelerin de sütlerinde ağır metalin yüksek olduğunu izlemeye başladık. Dilovalılar cehennemde yaşıyorlar. Kandıra ile Dilovası arasında inanılmaz bir fark var. Dilovası ’ndaki anne ve bebekler cehennemin kurbanları. Vücutlarında kadmiyum, alüminyum gibi metaller var. Bunlar insan vücudunda doğal olarak bulunan metaller değildir” demişti.

Kanser üçe katladı

Hamzaoğlu, TBMM’nin isteği üzerine TÜBİTAK ve bazı bilim kuruluşlarıyla birlikte Dilovası’nda kirlilikle ilgili olarak “Endüstri Yoğun Bölgelerde Yaşayanlarda Ölüm Nedenleri: Dilovası Örneği” isimli bir çalışma yapmıştı. Araştırmaya göre; dünyada ve Türkiye’de 100 ölümden 13’ü kanser nedeniyle olurken, Dilovası’nda 100 ölümden 33’ünün sebebinin kanser olduğu belirtildi. 2005’te yapılan araştırmada, bölgede 10 yıl ve üzerinde yaşayanlarda ölme riskinin 10 yıldan daha az yaşayanlara göre 4,5 kat fazla olduğu hesaplanmıştı. Araştırma sonuçları 2006’da Meclis’e sunulan TBMM Dilovası Meclis Araştırma Raporu’nda da yer almıştı. Ancak bölgeye ilişkin somut adımlar atılmamıştı.

TCK Madde 213:

Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da mal varlığı bakımından alenen tehditte bulunan kişi 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Milliyet)

Haberin Devamı