Kapadokya yazıları 1

Kapadokya neresi? Neden Anadolu'nun orta yerinde dilimizin bile zor döndüğü isimle anılan bir coğrafya var? Böyle bir yer var da neden ikinci ligde Kapadokyaspor adında takımımız yok? Bin üç yüz yıllık bir mağara neden iki yüz bin dolar eder?

Haberin Devamı

Buyurun, cevap verin..
Ürgüp çarşısının içinde küçük bir esnaf lokantasında oturmuş, yarım tesettürlü mal sahibesinin getireceği demli çayı beklerken kendi kendime bunları düşünüyorum..

"Rüzgâr nereden eserse harmanı oraya savuranlardan.." olduğumuz için kalkıp buralara gelmişim..

Benden önce de insanlar varmış buralarda..

Hem de bin küsur yıllık geçmişte yaşamış, konuştukları diller bile kaybolmuş insanlar..

***

Milattan önce, yani Sayısal Loto'nun Türkler tarafından oynanmaya başlamasından 2250 yıl önce kurulan ilk siyasal birlik Akad İmparatorluğu..

Bugün Kayseri il sınırları içinde kalıp kısmen Nevşehir'e taşan Kapadokya adlı coğrafyaya Hititler gelmiş..

Sırasıyla devam ediyorum..

Muşkiler, Kimmerler, Medler, Persler bu toprakların efendisi olmuş.. Büyük İskender (yoğurtsuz olanı) askeriyle geçmiş üzerinden..

O heyula bitince Kapadokya coğrafyası Antigonos Krallığı'na katılmış..

Çay kültürü
Benim narin fikirli okurum bu medeniyetleri tanımaz.. Çünkü bugüne kadar bu medeniyetlerin futbol takımları ile kurada eşleşmedik..

Ama ilk cihan imparatorluğu Roma'yı bilir.. (Dondurmasından) Ardından gelen Bizans'ı da Selçuklular'ı da.. Sonra Osmanlı gelmiş buraya.. Ondan da bize devir..

Arada "kafanızı sütlaca çevirmemek için" saymadığım sekiz on medeniyet daha var..

Onları da katarsak bu Kapadokya gelmiş geçmiş bütün topluluklar için bir devre mülk olmuş..

Ve şimdi ben burada demli bir çay bekliyorum..

Yarım tesettürlü kadın çayımı getirdi.. Tembih etiğim halde açık.. Ben bir Antigonos soylusu olsam bu kadını hizmetkârlarıma kırbaçlatırdım..

Onun yerine bir Haymana prensi nezaketiyle "Biraz daha demlisini getirir misiniz?" dedim, kadın yüzüme hayretle baktı..

***

Bu Kapadokya coğrafyasında demli bir çay beklentisi içinde olduğunuzu dışa vurduğunuzda insanları şaşırtıyorsunuz..

Yedi bin küsur yıldır insanların yaşadığı bu topraklarda çayın anlamı şu.. Su kaynar, içine çay atılır.. Üç dakika sonra bulunan ilk bardakla servis edilir..

Kadın hiç değilse ince belli bardakta getirdi çayı..

Ürgüp'ün daha kibar mekânlarında kocaman cam bardaklar kullanılıyor.. Kulpu olmasa hamam tası gibi..

Yollar çok iyi..
Eğer benim gibi "zarafetten çatlayacak kıvama gelmişseniz.." buralara gelmeyin..

Ama benzeri olmayan bir dünyanın içine girmek istiyorsanız yeryüzünde Kapadokya'dan ilginç bir yer zor bulunur..

Ürgüp'ü merkez alın.. Bir pergelle on beş kilometre yarı yapında çember çizin..

Göreme, Avanos, Çavuşin, Soğanlı ve Güvercinlik vadileri, Zelve, Üçhisar, Orta Hisar, Yapraklı, Mustafapaşa, Kaymaklı..

Hepsi ayrı bir dünya.. Hepsi insanın ağzını açık bırakacak kadar şaşırtıcı..

Tabii bunlar için altınızda bir araba gerekir..

Kayseri Havaalanı'na iner inmez kiralık araba sordum.. Üç firma birden var.. Tanıdık olana gittim.. Tanıdık olmasa da fark etmezmiş..

Çünkü üçünde birden hizmete sunabilecekleri tek bir araba var.. Onun da günlüğü 85 lira..

Ürgüp ile Kayseri arası 65 kilometre.. Yollar çok güzel.. Devlet buralarda hamlesini yapmış.. Bodrum Yarımadası'nın yolları ile kıyaslandığında buradakiler havaalanı pisti gibi..

***

Seksen beş lira çok geldi.. "Ürgüp'te kiralık araba bulabilir miyim?" diye soracağım tuttu..

Kayserili satıcı oğlan yüzüme öyle bir baktı ki.. Meali "Belki traktör bulabilirsin" şeklindeydi..

Yirmi bin yatak kapasiteli Kapadokya'da tek bir boş oda bile yokken araba bulmak ha?

Demli çay isterken ezildiğim gibi ezildim yeniden..

Ulan sersem!

Bir Kayserili ile para veya mal üzerine pazarlık yapılır mı? Oğlanın, eline iki adet el feneri verip "Aha bu da farların.." deyip, seni araba niyetine başkasına kiralamadığına dua et..

Kazıklanma geni
Benim İstanbul'daki çim biçme makinemden dört karış daha uzun olan, biraz daha sessiz çalışan, yevmî bedeli 85 lira olan kiralık arabama binip Ürgüp yollarını tutarken bu ruh hali içindeydim..

Ortada parmak izi yoktu ama kazıklandığıma emindim..

Nitekim Ürgüp'e geldiğimde çarşıdaki her beş dükkândan birinin camekânında "Rent a car" yazısı okudum..

Şehirdeki her iki arabadan biri kiralıktı.. En pahalısı da elli liraydı..

Varsın olsun.. Kayseri'de kazıklanmasam burada kazıklanırdım..

Bizim aile fertlerindeki "kazıklanma geni" diğer genlerin en az iki katıdır.. Eninde sonunda biri, günlüğü otuz kâğıtlık aracı bana "Bunun motoru iki dilde çalışır" deyip yetmiş kâğıda sokardı..

***

On beş bin nüfuslu ilçede evlerin çoğu taştan yapılma.. Bu toprakların tuhaf bir taşı var.. Kolay işleniyor..

Eskişehir'in lületaşı gibi.. Ama o kadar yumuşak değil..

Eline bir keski bir de ağır tokmak aldın mı kendine bir ayda güzel bir mağara ev yapabilirsin..

Hristiyanlığı İngiltere'de yayan Aziz Thedoros (ki eşcinseldi) MS. 622 yılında gelip Kapadokya'da yaşamış..

Sığındığı manastırdaki başrahip "İlk işin kendine barınacağın bir mağara ev yapmak" dediğinde böyle bir şeyin birkaç yıl alacağını düşünmüş..

Oysa mağara ev bir ayda bitmiş..

O da başlamış içini süslemeye.. Öyle bir heves gelmiş kendine.. Mağara odalarının içine duvar kolonları, ayin gözleri, kitap rafları yapmaya başlamış..

Bunları vatandaşın konut sorununa çözüm olsun diye anlatmıyorum..

Biliyorum.. Keskisini, tokmağını kapan yarın buralara üşüşür.. Ne yazık ki artık mağara evler yapımına izin verilmiyor.. Çivi bile çaktırmıyorlar..

Haberiniz olsun ki boşu boşuna yollara düşmeyin.. Sebebiniz ben olmayayım..

YARIN: Mağara fiyatları almış başını gidiyor.. Mağara emlakçılığı en gözde iş buralarda..

DİĞER YENİ YAZILAR