Haberin Devamı
Kader kurbanı olmuş eşcinsel kediler..
Dünkü risaleden devamla küçük bir rapor vereyim..
Bodrum'da bu yaz kirpi nüfusunda patlama var.. Yılan da çoğalmış.. Hem de meskûn arazilerde..
Bodrum'un domuzu zaten bilinen bir şey.. Baharda veya sonbaharda yarımadaya gidenler Torba yolu üzerinde ailece karşıdan karşıya geçmeye çalışan domuzlara mutlaka rastlar..
Geçtiğimiz kış mevsiminden en çok etkilenenler ise kümes hayvanları ile kediler..
Önce kümes hayvanlarından söz edeyim..
Gavurun yüreğini hoplatan "kuş gribi" memleketimizde de görülür görülmez tedbir düşünüldü.. Buradakiler şunu uygulamış..
Horozu, tavuğu kümese hapsetmişler..
Kaz ve ördek türü kümeste tavuklarla kapalı kalmaya gelmiyor.. Evde ağırlanacak halleri de yok.. Toplayıp kıyılardaki küçük adalara bırakmışlar..
Sonuç?
Ertesi gün değilse bile, birkaç gün sonra; aç kalan hayvanlar denizden yüzerek geri gelmiş.. Kazlara saygı duyuyorum..
Kediler tuhaf..
Kedi milletinde ise vahim haller gözleniyor..
Kısırlaştırma meraklısı şehirli kadınlar sayesinde cinsel hayatını normal sürdürebilen kedi sayısı parmakla hesaplanır.. Gerisi mutlaka operasyondan geçmiş..
Baytarlara artık kedi kısırlaştırmasından ekmek çıkmıyor..
Her meslekte olduğu gibi "etik kuralları" gözetmeyenler var.. Onların geçim sebebi de doğaya hayran ama dişiyle erkeği birbirinden ayıramayan kedici kadınlar..
Yakaladıkları kedileri baytara götürüyorlar.. Baytar bakıyor ki kedi erkek.. Varsın olsun, diyor.. Hayvanı uyutup karnına küçük bir kesik açtıktan sonra dikiyor..
"İşlem tamam" deyip beş kâğıdı alıyor..
Hayvanların psikolojisi bu yüzden bozuk.. Kedi gibi kolay dikkati dağılan bir hayvan dahi beyaz gömlekli birini gördü mü ya çatıya fırlıyor ya bahçede bir çalının ardına saklanıyor..
Haklılar da! Yakalandı mı bu geçim zorluğunda ikinci kez kısırlaştırma ameliyatı olma durumları var..
Denge kuruldu..
Dişi kedilerin psikolojisi bozuk ama erkeklerin daha beter bozuk..
Sebebi de orta yerde ağız tadı ile cima edecekleri dişi kedi kalmaması..
Söylemesi ayıptır, cima yapmaya hazır olan dişi kedi gerisinden bir koku salgılar.. Erkek bunu algıladığında dişinin doğanın çağrısına uymaya hazır olduğunu anlar..
Üzerine hamle edip kendine skor yapar..
Kısırlaştırma işlemleri yüzünden dişilerin gerisi sahra çölü kuruluğuna girince erkeklerin kafası karışmış..
"Nasıl oluyor da biz bu kadar hazır durumdayken karşı tarafta tık yok.." diye düşünmeye başlamışlar.. Kedi işte.. Akşamdan sabaha düşünse ne faydası var?
Cevabı bulamamışlar..
Cevabı bulamamak işin içinden çıkamamak değil tabii.. Doğa kendi dengesini kendisi yeniden kuruyor.. Erkek kediler de öyle yapmış..
İçlerinden gelen doğanın çağrısına kendi yöntemleri ile karşılık vermişler..
Ben "karşılık vermişler" diyorum ama siz okuduğunuz yerden "Orası Bodrum.. Zahir barlara neyim gittiler" diye düşünmeyin..
Eğlence sektörü henüz oralarda değil..
Kart erkek kedilerin bulduğu çare başka.. Genç erkek kedilere tecavüz etmek..
On iki aylıktan tutun, iki yaşına kadar ne kadar genç erkek varsa başına bir haller gelmiş..
Feryat figan..
Henüz gelişimini tamamlamamış gövdeleri bir dişinin gövdesini andırdığından, ayrıca saldıran kart erkeğe karşı koyacak kadar güçlü olmadıklarından akıbet kaçınılmaz oluyor..
Kısırlaştırılmış dişiler böyle bir saldırı olduğunda kendini korumayı öğrenmiş.. Sırt üstü yatıp bir yandan bağırıyor bir yandan da debelenerek pençeleri ile erkeği yıldırıyorlar..
Gariban genç erkekler bu teknikten habersiz..
Kart erkek üzerlerine hamle ettiğinde "Teslim oluyorum, ben seninle kavga etmem" mealine gelen hareketi yapıyorlar..
Yani dört ayak üzerinde büzülüyor, başlarını ön ayaklarının üzerine koyuyorlar..
Bu teslimiyeti fırsat bilen kart erkek kedi de arkaya dolanıp iki puanı alıyor..
Genç erkek başına geleni anladıktan sonra çığlık, figan yırtınıyor ama what fayda?
İş bitmiş, Demirbank çoktan hayırlı işler dilemiş oluyor..
Gecenin bir vakti sokak arasından, damdan, bahçeden kedi feryadı geldi mi ahalisi biliyor ki bir erkek kedinin daha başı belada..
Hani kulampara kaptan, saf taşralıyı "gel sana gemiyi gezdireyim" deyip kaptan köşküne götürmüş.. Ağzından girip burnundan çıkarken punduna getirip üzerine saldırmış..
Üstelik puan alırken de adamcağızın feryadı duyulmasın diye vapurun düdüğünü öttürmüş..
Başına iş gelen taşralı o günden sonra ne zaman vapur düdüğü duysa "Aha, yine bizim oralardan birine vapur gezdiriyorlar.." dermiş..
Buraların kedi feryadı da fıkradaki gibi..
Sorumlu kim?
Dün yazdım, bugün yazdım.. Yarın yeri gelirse bir daha yazarım.. Bu hallerin sebebi: Kedi, köpek kısmının özel hayatına müdahale eden şehirli kadınlardır..
İlerisini yazacağım ama korkuyorum..
Vaktiyle "Bahar geldi mi şehirli kadınlar ellerinde Migros torbası doğaya yayılırlar.. Nerede yenecek ot varsa toplarlar" demiştim..
Gözlemimin doğruluğunu kanıtlamak için de Bodrum'un bir deri bir kemik kalmış ineklerini gösterip "Şehirli kadınlar yüzünden yiyecek bulamadıkları için bu haldeler" diye yazmıştım..
Tutup dava açmışlar.. Hâlâ mahkemeliğiz..
Yiyecek taze ot bulamadıkları için kadidi çıkmış iki Bodrum ineğini şahit göstermek istedim.. Avukatım "konuşturamadıktan sonra işe yaramaz.." deyip bana arka çıkmadı..
Bunları yaşadığım için de "kedi, köpek meselesinde" biraz tutuk kaldım.. Yazarken kendi elimi kendim tuttum.. Kusura kalmayın..
