Patlıcandan kadeh oymak.. Dırdırıyla sofra kurmak..

Haberin Devamı

İki tartışmalı konumuz var.. Bir de tartışma mantığımız.. Aklımızı hangisinin battal ettiği ayrıca tartışma konusu..

İki tartışma..

Biri komşu Bulgaristan’da.. Diğeri cennet vatanımızda..

İkisinin de konusu polis dayağı..

İki ülkede de bir takım gösteriler yaşanmış.. İki ülkenin polisi de göstericilere vermiş sopayı..

Yer misin, yemez misin?

Bizim polis daha donanımlı olduğundan “teknolojiden” de sebeplenmiş..

Copun yetmediği yerlerde basmış tazyikli suyu..

O suyu yemeyen bilmez.. Çarptığı yeri Muhammed Ali’nin yumruğundan beter eder..

***


İki sonuç..

Bulgaristan Başbakanı, vatandaşın yerde coplanırken göründüğü fotoğrafların gazetelerde yayınlanması üzerine “Polisin halkı dövdüğü bir hükümetin üyesi olmak istemiyorum..” diyerek istifa etti..

Bizim ebedi ve ilelebet başkanımızdan ses yok..

Onun yerine jandarmanın paşası konuşuyor..

Silivri’de ahalinin üzerine sıkılan tazyikli su yüzünden on iki kişi yaralanmıştı ya!

“Suyun içine taş koymuşlar..” tevatürü çıkmıştı..

Ona cevap veriyor:

“Sıktığımız su şebeke suyuydu, hijyenik anlamda da temizdi..”

Çok sevindik..


Su temizmiş.. Öğrendiğimizde içimiz rahatladı..

Bunun da kıymetini bilmek lazım..

Durum böyle olduğundan, ahirde gösterici erbabının izleyeceği yol belli..

Bir yerde toplanılacağı zaman herkes bidonunu, kovasını yanında getirecek.. Sıkılan suyu toplayıp evine götürecek.. Aile ekonomisine katkıda bulunacak..

İstanbul’dan otuz beş fersah uzaklıktaki “eski eyaletimiz” el kadar Bulgaristan’ın hukuki aklı, bizimkinden bin beş yüz fersah ileride..

Bunda bir garabet var ama bi hikmet-i müteal bize garabet gibi gelmiyor..

Toplumun ortak aklı da yalama olmuş..

Dayağı yiyor, sırılsıklam olurken hastanelik oluyor..

“Bu ne şiddet, bu celâl?” demeyip “Sıkılan su temiz miydi değil miydi?” onu tartışıyor..

Alemdarımız da medya!

***


Bir başka yerde de Atatürk’ün boyu tartışması var.. Yaygın bir kanı olarak Gazi Paşamız’ın boyu “Bir altmış dokuz..” olarak biliniyormuş..

Genelkurmay da bunu dert etmiş..

Olayı “Birileri Gazi Paşamız’ın heybetinin gramajından çalıyor..” gibi algıladığından oturmuş, resmi açıklama yapmış..

“Boyu net bir yetmiş dörttü..”


Net değil brüt


Genelkurmay açıklamasının daha mürekkebi bile kurumadan sivil cenahtan itiraz geldi..

“Çizmeyle ölçmüşlerdir..”

Allah.. Peki diyelim ki çizmeyle ölçüldü,. Farkı ne?

“Eğer içine yükseltilmiş topuk eklendiyse beş santime kadar çıkar.. Normalde üç santim eksiltmek lazım..”

Belli ki bu tartışmanın sonu gelmeyecek.. Genelkurmay’ın da kabahati var.. “Biz açıkladık, oldu bitti..” diyemezler.. İnsanımız detaycıdır..

Bu ölçüm nerede, ne sebeple yapıldı? Nasıl yapıldı? Nerelere kaydedildi?

Bütün detaylarını vermeleri lazım..

Genelkurmay’dan bir gayretkeşin bu rakamı kafadan sallamadığını biz nereden bilelim..

Bizde Tek Parti iktidardayken, başımızda “Ebedi Şef” varken Avrupa’nın sekiz ülkesi haricinde tamamı diktatörlerce yönetiliyordu..

Hepsinde “Tek adamlık kültürü” egemendi.. Her ülke kendi malzemesinden bir kült yaratmaya çalışıyordu..

O dönemden itibaren “Ebedi Şef’in..” resmi dairelere asılan fotoğraflarına bakın..

Tamamında Ebedi Şef’in kaşları rötüşlüdür..

Son Alman İmparatoru Wilhelm’in bıyıkları gibi, kaşların ucu yukarıya doğru sivriltilmiştir.. Buna Wilhelm Bıyığı denilirdi.. Modasını bizim memlekete Enver ile Niyazi getirmişlerdir ki o bıyıkları taşıyanın yiğitliğine işaret eder..

Gazi Paşamız bıyıktan hazzetmediği için moda kaşlarına tatbik edildi.. Fotoğraflar rötuşlandı.. Kaşlar üzerinden imaja heybet katıldı..

Şimdiki “boy tartışması” da o devirden kalma mantığın uzantısı.. Akla seza..

***


Yazıyı iki de uyarı ile bitireyim..

Galatasaray’ın getirdiği bu Drogba’ya dikkat..

Daha ikinci maçını yeni oynadı.. Oğlanın sinirleri şimdiden oynamaya başladı.. Birinciye gelen sebebi de Burak..

Gol atsın diye önüne bıraktığı toplara Burak öyle şeyler yapıyor ki Drogba onu yumruklamamak için kendini zor tutuyor..

Şahsen Drogba‘dan bıçaklı bir icraat bekliyorum..

Diğer uyarım da bir dosta.. Sevgili Kenan Işık‘a..

Yarışmacıya telefonla joker hakkını kullandırırken “Otuz saniye içinde cevap vereceksiniz..” diyorsun..

Daha soru okunurken cevap kronometresi çalışmaya başlıyor.. Olmuyor yani.. Yarışmacıya tazyikli su sıksan daha iyi.. Bu ahali tazyikli suyu kaldırır, haksızlığı kaldıramaz..

DİĞER YENİ YAZILAR