Bekârlar ve evliler için her eve lazım akıllar...

Haberin Devamı

Medyadaki coşkuya bakarsanız sanki memlekette çiftler el ele geziyor, lokantalarda nişan pastası tattırır gibi yemek yediriyor..

İşin aslı öyle mi?

Adına “Sevgililer Günü..” dedikleri “Yevm-i mahsus..” yani özel gün tamamen karşı cinsi ilgilendirir..

Bu yazıdaki karşı cinsten kasıt nisa taifesidir..

Kadın “Sevgililer Günü” etkinliği gelip çattığında, kendini test eder.. Öz saygısını korumak için erkeği dolaylı yollardan “Sevgililer Günü” için hazırlar..

Buradaki kilit sözcük “hediye..”dir ve erkeğin böyle bir beklentisi yoktur..

Erkekte “Olursa olur suyu, olmazsa pilav suyu..” beklentisi egemendir..

Kadın ise “jest” başlığı altında erkekten gelecek şeylere kilitlenir.. Beklentisi karşılanmazsa film kopar..

Sonuçta kazanan esnaftır..

Her yıl “Sevgililer Günü” gelip çattığında kendime aynı soruları sorarım..

Kadının asıl istediği nedir?

Cevabı bende yok.. Psikiyatrinin en ünlü isimlerinden Sigmund Freud da benim gibi âciz kalmış..

Hazret “Hayatım boyunca cevap veremediğim tek soru (Bir kadın ne ister?) sorusu olmuştur..” diyor..

Şimdi bu soruyu kalkıp bir de bizim erkeklere soracak değilim..

Gecede altmış bin porno sitesine girip çıkan yiğitlerimiz için “Sevgililer Günü” etkinliği sadece bir yatırımdır.. O da bekârsa..

KALP ATMIYOR Kİ

Evli erkekler için durum değişik.. Profesör Dr. Murat Tuzcu birkaç gün önce evli erkeklerdeki kalp krizi oranının bekârlara göre üç kat düşük olduğunu ilân etti..

Demografik bir sonuç bu..

Erkek bekârsa kalp krizi geçirme riski üç kat daha fazla..

Profesör Tuzcu gerekçesini dolandırıyor ama işin aslını biliyorum..

Kadın evlendiği gün hayatına yeniden başlar.. Erkek ise evlendiği gün fiilen ölür.. Ölü birinin kalbi neden dursun ki..

Erkekler buna rağmen “Sevgililer Günü” için yatırım yapıp, sonunda illa ki evlenirler..

O vakitten itibaren de her “Sevgililer Günü” karısına biat töreni gibi bir şey olur..

Devam eden evliliklerde çiftlerin durumu bir metal paranın iki yüzüne benzer.. Yani yazı tura gibidirler.. Yüz yüze gelemeseler de asla ayrılamazlar..

Evlendikten sonra ortalama seks süresi üç dakika yedi saniye olarak tescillenen yiğitlerimiz, her “Sevgililer Gününde..” yeniden test edilme kaderini yaşarlar..

***


Esas olan bu testi başarıyla atlatmaktır..

O yüzden biraz da işin tekniği üzerinde durup, hediye seçimine odaklanalım..

Ergen oğlanlar ve kızlar birbirlerine yazılmışlarsa bunu en ekonomik şekilde hâllederler..

Oğlan gider.. Bir incik boncuk dükkânından kıza yakıştırdığı en uygun şeyi alır.. Bu boncuk dizilmiş bir ip de olur, camdan yapılmış salak bir küpe de..

TEK TAŞ OLAYI..

O yaşlarda bir sorun çıkmaz.. Problem daha ileri yaşlardaki beraberliklerde çıkar..

Taraflar bekârsa, kız tarafının kesin beklentisi bir yüzüktür.. Çünkü yüzük ilişkinin nereye kadar gideceğini tarif eder.. Kızın kafasındaki plânı, senet hâline getirir..

Sevgiliye çiçek alarak bu anlamlı günü geçiştirmek ise “Şimdilik niyetim pek havai..” mealine gelir.. Kız ilk fırsatta oğlanı sepetleyip, daha kalıcı birini arar..

Evlendikten sonra kadının ilk birkaç senesi “tek taş yüzük” beklemekle geçer..

Tek taş yüzük evliliğin kalıcı olduğunu gösteren bir ara ödeme gibidir.. Kadının statüsünü tazeler..

***


“Sevgililer Günü” hediyesi, Allah’ın emri değilse de evli bir erkeğin sünnetidir..

İyi bir koca kendisini karısına borçlu hissetmelidir.. Çünkü kalıcı evliliklerde kadın, kendisinin yaptığı her hatada kocasını affeden taraftır..

Ben hep karşı çıktım ama “Sevgililer Günü” nedeniyle eşlere medya marifetiyle gönderilen çiçekli, böcüklü, tavşanlı mesajların da artık zararlı olmadığını düşünüyorum..

“Guguşum, toştişim..” diye başlayan bu mesajlar; erkeğin sersemlik katsayısında eksilme olmadığını gösterdiğinden, evliliğin devam edeceğine işaret eder..

Yürek ferahlatıcıdır..

“Sevgililer Günü” herkes için hayırlara vesile olsun..

DİĞER YENİ YAZILAR