Bizim Dr. Yasemin, Nobel Ödüllü J. Watson’a karşı..

Haberin Devamı

İkisi aynı cinsiyette olsa “Güreşseler kim yener?” diye soracağım ama bu durumda biraz havada kalacak.. Nobel ödüllü Dr. Watson dünyanın saygı duyduğu biri olabilir ama bizim pratisyen kızımızda da mangal gibi yürek var..

Hayatın cilvesine bakın! Terazinin bir kefesinde DNA sarmalını bulduğu için Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan Amerikalı biyolog James Watson var..

Diğer kefesinde ise bizim gazetede de sağlık üzerine yazıları yayınlanan pratisyen hekim Yasemin Bradley..

“Brokoli meselesinden” papaz oldular!

Gerçi Nobel’i kazanmış biyolog doktor James Watson’un bundan hiç haberi yok ama varsın olmasın..

Savaş baltası Toma Hawk gömüldüğü yerden çıkarıldı bir kere..

Hem de tam bizim kızımızın “Brokoli yiyin, meme başta olmak üzere bir sürü kanser türüne çok iyi gelir..” diye akademik fikir beyan ettiği bir günde..

***


Dr. Yasemin Bradley, gazete marifetiyle okuruna “Bostan ek bey abicim, brokoliler yeşersin.. Anan yesin, baban yesin, sen yersin..” diye seslendi..

Çok marifetli bir sebzeydi.. Günde düzenli olarak iki tıkım brokoli yiyenin yanına amansız hastalık katiyen yaklaşmıyordu..

Şahsen brokoliden hiç hazzetmem..

Kendisine karnabahar şekli yapmış, rengini tutturamamış haysiyetsiz bir sebzedir..

Evden çıktığımda hanımefendi arkamdan “Bana brokoli alır mısın?” diye ünlediğinde duymamış gibi yaparım..

Laf aramızda, bu meret yendiği zaman, bünyedeki her türlü ifrazatta (salgıda) koku yapar.. Yani erkeğin bekârına hiç gelmez..

İLLA YİYECEKSİN

Lakin gazete aracılığı ile verilen sağlık tavsiyelerinin tamamı “çokça tüketime” bağlı olduğundan; pimpirikli, vehimli sağlıklı hayat meraklıları için başka çare yok..

“Bolca brokoli ye..” mi dendi?

Sen bunu yılda üç ton brokoli tüket, diye anlayacaksın..

Biz bünyeyi brokoli istilasından koruma yolları düşünürken Amerika’nın dünya çapında üne sahip biyologu imdadımıza yetişti.. Dr. James Watson..

Adam sadece düz vites biyolog değil..

“DNA sarmalını” keşfeden bir bilim adamı.. Bu buluşuyla genetik biliminin önünü açmış..

İnsanlığın kıymet bilenleri de adama bu hizmetinden dolayı “Al sana Nobel Tıp Ödülü” demişler..

“Bu madalyası, bu da parası..”

İşte o Dr. James Watson sağlıklı yaşam meraklılarını, antioksidan tüketicilerini, Google’da master yapmış cümle amatör doktoru bir lafı ile çizginin dışına çıkardı..

Brokoli’nin çoğu faydalı değil zararlı, dedi..

Dr. James Watson’ın bizim Yasemin Bradley’le inatlaşmak için bunları söylediğini sanmıyorum..

Tahminim odur ki Amerikalı’nın kızımızdan haberi yoktur.. İhtimal, bizim kızın da ondan haberi yoktur..

Adamı gerekçesi var..

Brokoli gibi antioksidan içerdiği düşünülen yiyeceklerin kanseri tetiklediği yönünde..

Tabii bolca yenildiği takdirde..

***


Bolca antioksidan içeren yiyecekler sabah akşam yenildiğinde bünyede serbest dolaşan radikalleri yok ediyormuş..

Şimdi tutup da bana “Serbest dolaşan radikaller nedir?” diye sorsanız size Dr. Yasemin Bradley özgüveniyle şudur, budur diyemem..

“Radikal” diye tarif edildiklerine göre aykırı giden kimi şeyler..

Vücudun içinde, gerilla düzeninde kafalarına göre takılıp, kanseri tetikleyen organizmaları yok ediyorlarmış..

Serbest dolaşan bu radikallerin birinciye gelen hasımları da antioksidan içeren yiyeceklermiş..

Birincisine gerilla dedik, ikinciler de bildiğin köy korucusu.. Gerilla hücrelerini bulup yok ediyorlar..

Bu sayede meydan, radikallerden kurtulan kanserojen hücrelere kalıyor..

KOVANA ÇOMAK..

Dr. Yasemin Bradley’in bundan haberi yoktur tabii.. O da benim gibi, bir yerden bir şey okuduğunda “sağlık akılları, fikirleri” kaleminden servise koyuyor..

Birbirini tutmayan medya kökenli sağlık haberlerine karşı dünden itibaren yazarak, ahaliyi uyarmaya çalışan zatımı haklı çıkarıyor..

Yasemin hanım benim canım, bir başka yazısında arı kovanlarını kurtarıcı ilân etmişti..

Arı kovanlarından elde edilen “Propolis” denen bir ürünün yeryüzünde mevcut en yüksek oranlı antioksidan oranlı yiyecek olduğunu yazmıştı..

Bereket sağımızda solumuzda arıcılık ile uğraşan birileri yoktu da kovanlarına dadanıp, kendimizi telef etmedik..

Bu “propolis” denen nesnenin ne olduğunu tövbe ben de bilmiyorum..

Okuyup öğrendiğime göre yapışkan, reçineye benzer bir maddeymiş..

Bal arıları bu maddeyi bitkilerden toplayıp kovana getirir, her şeyde kullanırlarmış.. Kovanı mikro organizmalardan korumak için sıvamadan tutun, yiyeceklerin üzerini bozulmasın diye örtmeye kadar..

Yasemin hanım benim canımın yazdığına göre bu “propolis” nam nesne meme kanserinin bire bir çaresiymiş.. Brokoli kadar mı ondan da üstün mü bilemem..

Bilimsel hasmı Dr. James Watson da “propolise dair” bir şey demiyor..

Bu arada.. Medya marifetiyle verilen akıllardan ikisinin daha bombası patladı..(Yasemin hanımla ilgisi yok..)

Hani az yiyen çok yaşar diyorlardı ya! Bunun da aslı çıkmadı..

***


Amerika’da maymunlar üzerine yapılan araştırmalar az yiyen ile çok yiyen arasında fark olmadığını ortaya koydu..

Tıp uzmanlarının verdiği bilgiye göre, günde 400 kalori eksik beslenen deneklerde damar tıkanıklığı, kellik ve yüzde fazla kırışma belirlendi..

Anlayacağınız sağlıksız beslenenlerde ne çıkıyorsa, sağlıklı beslenenlerde de aynısı çıkıyormuş..

Bir bomba da “organik” tarifli sebze, meyve üzerine..

Amerika’daki Stanford Üniversitesi’nin yaptığı geniş araştırmanın sonuçlarına göre “organik sebze ve meyve” diğerlerinden farklı değil..

Beslenme değerleri aynı, içerdikleri kimyasal oranları bile neredeyse aynı..

Aralarındaki fiyat farkı ise “sersemlik vergisi” olarak birilerinin yanına kâr kalıyor..

Benim durumum mu? Sağlıksız beslenip, sağlıklı yaşıyorum..

DİĞER YENİ YAZILAR