Türkiye’nin en güzel kadını veya kadınları

Haberin Devamı

Başlıktaki bu cümlenin sonuna “kim” veya “kimlerdi” sözcüğünü koyup bir de soru işareti ekleştirin.. Meydana gelen soru cümlesi üzerinde biraz kafa yorun.. Bakalım nasıl bir sonuca varacaksınız? Cevabı benden beklemeyin çünkü yok..

“Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin” büyük bir suçmuş gibi dillendirdiği ortamdayız..

Denizin kıyısında bir masanın etrafındayız.. Deniz durmuş, ayın vuran şavkıyla su, denizin değil de havuzunmuş gibi duruyor..

Bizler “alkollü içeceklerimizi” yudumlayıp “alkolsüz çerezlerimizi..” tıkırdatıyoruz.. Bu halimizle memleket meseleleri üzerine kafa yormuyoruz..

Çevirdiğimiz geyikler günlük hayat üzerine..

Müziğimizi iPhone sahibi arkadaşların, ceplerinde gezdirdiği yüksek teknolojisi sayesinde tedarik ediyoruz..

İnternet üzerinden indirilen şarkılar cihazlarda kayıtlı.. Birinden biri; seçtiği şarkının üstüne basıyor.. Hanende hanım saniyesinde şakımaya başlıyor..

***


İphone üzerinden DJ’lik yapmaya hevesliler için küçük bir tiyo vereyim..

Cihazı boş bir bardağa, tercihen “alkollü viski” için kullanılan bardakların birisine yerleştirirseniz daha iyi ses veriyor.. Bi hikmet-i müteal bardak hoparlör işlevi görüyor..

Laf oralara nasıl geldi, “Türkiye’nin en güzel kadını kimdi?” sorusu kimin aklına düşüp de dillendi “alkollü içeceklerin” etkisinden olacak, hatırlamıyorum..

Aklımda kalan şu..

O soru masaya düştüğü andan itibaren Anayasa Komisyonu tartışmalarını geride bırakacak şiddette bir laf müsademesinin başladığı..

Topluluğun yaş ortalaması kırk beş ile elli aralığında.. Doğal olarak dünü de bugünü de bilmeleri lazım.. Aramızda “güzellik” konusunda erkeklerden daha seçici olan hanımlar da var..

Gel gör ki bir isim üzerine iki ismin fikir birliği yok..

GELSİN İSİMLER

Güzeli seçerken iş dünyasına bakmıyoruz.. Oradan güzel çıkmıyor..

Bolca yılın en güçlü veya başarılı kadını var.. Birinden birine para karşılığı torpil yapmaya kalksan muhabbeti “Ruh Güzelliği..” kavramına vurdurman lazım..

O da kimseye inandırıcı gelmez..

Mecburen gösteri dünyasına kayıyor aklımız.. Sahnelere, perdelere, ekrana ve podyumlara..

Bir arkadaş “En güzel kadın Ayten Gökçer’di..” diyor.. Haklıdır, güzel kadındı ama biz onun gençliğini bizzat görmediğimizden “Ses” mecmuasının fotoğraflı tanıklığına güvenemiyoruz..

Bir diğerinin favorisi ise Türkân Şoray.. En çok itiraz kadınlardan geliyor.. Bizim aklımızda kalmamış bir detayla Türkân Hanım’ın güzelliği battal ediliyor..

“Burun estetiği yaptırmıştı..”

Memleketin gayr-i resmi Afrodit’i Banu Alkan çabuk eleniyor..

Devamlı ayak parmakları üzerinde dikilmişken çekilen fotoğrafları, boyunun kısalığını gösterdiğinden “aleyhinde delil” sayılıyor..

Dansöz Aysel Tanju ondan da kısa.. Sinemanın Fosforlu Cevriyesi olarak bilinen Neriman Köksal ise yürüyen değirmen gibi tarif ediliyor..

Filiz Akın çok hanım hanımcık, Hülya Koçyiğit fazla “annecik” görünümlü..

***


“Beren Saat olabilir mi?” sorusu kadın erkek herkesi güldürüyor.. Eski güzellik kraliçelerinden Afet Karacan’ın adı geçtiğinde ise bir suskunluk oluşuyor..

Belli ki itiraz yok, herkes güzelliğinde hem fikir ama “Evet odur..” şeklinde açık destek de yok..

Ben deforme güzelliği severim.. Benim güzel diyeceğim kadının yüzünde mutlaka bir şey kusurlu demeyeyim de değişik olmalı..

Uzun burunlu Liza Minelli veya kemerli burunlu Barbara Streisand gibi.. Gözü şaşı olana bile muhabbetle bakarım.. O yüzden fikir beyan etmiyorum..

Ağzımı açsam konu “Türkiye’nin en güzel kadını kimdi?” sorusundan benim ne acayip adam olduğuma kayacak.. Susup, dinlemek en iyisi..

BANU VE CAHİDE

Tabii kendimce gizli bir favorim var.. Evvel emir milli dansözlerimizden Prenses Banu’yu çok güzel bulurdum.. Geçenlerde bir televizyon sohbetinde izledim..

Yetmişine doğru gittiği bir çağda hâlâ çok güzel bir kadın olarak favori listemden düşürmüyorum.. Seksenine kadar da yolu var..

Sadece fotoğraflarından tanıdığım Cahide Sonku da benzersiz güzellerden biriydi.. Yaşım tutmadığı için tanıklığım işe yaramayacağından lafa girmiyorum..

Yeni kuşak mankenlerden kimin adı geçse, kadınların birinden veto yiyor.. Bir deri bir kemik kalmış uzun boylu kızlara bu kulvar belli ki kapalı.. Kimse kadınlara aykırı gitmeyi göze almadığından onların “veto” ettiklerine arka çıkamıyor.. Tekrar soruya dönüyor.. “Hakkat yav! En güzel kimdi?”

Süt işine girmiş bir arkadaşımızın ağzından baklayı çıkartıyoruz.. Favorisi Türk Sanat Müziği’nin yarım asırlık solistlerinden Nigar Uluerer’miş..

Allah selamet versin, Nigâr Hanım’ın göğüs nahiyesi hayli heybetlidir.. Onlardan teki kavgada birinin başına denk gelse adamı bayıltır..

Bu görüntünün bizim süt işine giren arkadaşta “güğüm etkisi” yaptığı da aşikâr.. Oyunu böyle kullanmasını “mesleki deformasyona..” bağlıyoruz..

Zaten karısından yeteri kadar fırça yemişti garip, o yüzden uzatmıyoruz..

Eskilerden Sezen Sezin, Muhterem Nur.. Onlardan sonra gelenlerden Fatma Girik ardılı Gülşen Bubikoğlu.. Yenilerden Berrak Tüzünataç veya Tülin Şahin ve dahi Arzu Monan..

Birinden biri dahi, masamızdaki on iki kişilik gönüllü jüriden üç oy alamıyor..

***


Avrupa ve Dünya Güzeli olmuşların isimleri dahi akıllara gelmiyor..

Fransa’nın en güzeli dendiğinde bir Brigitte Bardot veya Catherine Deneuve isimleri çok tartışılmaz.. Aynı soruyu Amerika üzerinden tartışsak çoğunluk Marilyn Monroe adı üzerinde uzlaşır..

İsviçreli Greta Garbo veya Alman Marlene Dietrich kendi ülkeleri için tartışılmaz güzellikteler..

Bizde ise işin içinden çıkılamıyor..

Türkiye için her hangi bir isim üzerinde anlaşamadık ama aramızda kavga da çıkmadı.. Birbirimize “alkollü içecek” şişeleriyle dalmadık..

Konuştuk konuştuk, sustuk..

Demokrasiden böyle sebepleniyoruz her halde.. Sahi sizin en güzeliniz kim?

DİĞER YENİ YAZILAR