Turizm politikasında başa dönüş! Şuppiii!

Haberin Devamı

Hayırlısı ile yeni turizm simgemiz Hitit Kralı Birinci Şuppiluliuma hazretleri olacak.. Tanıtım dehalarının yaratıcılığı sayesinde ismi kısaltılıp Şuppi olmuş ki bu da İngilizcedeki sevinç nidası “yuppiii..” ile de uyumlu..

Daha ne olsun?

Evin büyüğünün aklına esip de “De haydi kalkın! Türkiye’ye tatile gidiyoruz..” dediğinde, hane içindekiler mutluluktan “Şuppiii!!” diye bağıracak..

Çığrışırken öyle ses çıkaracaklar ki konu komşu da duyacak..

“Şuppiii!!” sayhası dalga dalga yayılıp, insanlığın kulağını tırmalayacak..

Türkiye turizmi bu işten fevkalade nasiplenecek..

“Şuppi” hesabı üzerine yeniden şekillenen turizm politikamız bu..

Müjdeyi, turizm ve kültür işlerinin başına dikilen hükümet adamı verdi..

Çünkü.. Hatay’ın Reyhanlı ilçesi yakınlarındaki Tell Tayinat höyüğünden çıkarılan Hitit Kralı Suppiluliuma heykelinin bu topraklarda yaşayan onlarca medeniyete ait insanı temsil ettiğine hükmedildi..

Allah kabul etsin..

***


Gerçi sevgili hükümet adamımızın sevimli kızı, bu heykel için “Şuppili..” kısaltmasını önermiş..

O da çok sevimli.. Akılda kalıcı..

Ancak yüksek müdürlerden biri “Efendim güzel olmasına güzel de Ciguli ile karıştırılabilir..” diye uyarınca “Şuppili”den vazgeçilmiş..

İyi de olmuş.. Hükümet adamının kızının aklına uyulsaydı, memleketin birinciye gelen istemezi Altı Kazık Partisi niza çıkarırdı..

“Efendiler, turizm politikamızı çoluk çocuk mu belirliyor?” diye tutturup, iki bayram arasının tadını kaçırırdı..

Şuppi yeterlidir..

İYİ DE KİMDİR?

Tell Tayinat höyüğünden çıkarılan Şuppiluliuma’nın tasvirini gazetelerde gördüm.. Daha doğrusu heykelin tasvirini..

Yarı çıplak bir kral.. Ne üstte var ne başta..

Gerçi başında kask gibi bir şey kondurmuşlar ama aslı nedir söktüremedim..

Ölü bir tosbağanın içi boş kabuğunu alıp kafasına geçirmiş gibi duruyor.. Yokluktan çıkarılmış bir Rıfat Özbek şıklığı..

Eğer o kral hipertiroid hastası değilse, heykelini yapan sanatçının eli kırılsın..

Onlar nasıl gözler öyle? Pörtlemiş, yuvalarından dışarı fırlamış iki ping pong topu gibi.. Üzerlerine birer siyah nokta çizmiş..

Onlar da göz bebeği olmuş..

Hitit Krallığı’nı imparatorluk haline getiren koca bir hükümdar dosta, düşmana rezil edilmiş..

Keşfedilen höyüğü 2004 yılından beri eşeleyen kazı grubunun başkanı Kanadalı bir bilim adamı.. Toronto Üniversitesi’nden Profesör Dr. Timothy Harrison..

Bir buçuk metre boyunda ve bir buçuk ton ağırlığındaki Şuppiluliuma heykeli bulunduğunda hükümet adamını arayıp bilgi vermiş..

Hükümet adamı ilk gördüğünde ihtimal kafasındaki nesneyi sormuştur..

“Hocam bu nedir?”

Koskoca profesör ne cevap versin?

Fukaralıktan tosbağa kabuğunu kafaya geçirmiş, diyecek hâli yok ki.. “Bunlar saçları..” demiş..

Kanadalı hoca bizdeki “Gelin Başı” olayımızı bilseydi, belki lafı Hititli kuaförlere doğru sallardı.. Bilemediğinden “Bukleleri..” deyip işin içinden çıkmış..

Ping pong topu kıvamındaki pörtlek gözleri nasıl açıkladı, orasını bilemiyorum..

Kültürümüzün başında dikilen Hükümet Adamı, bu keşiften sonra Hatay Müzesi’ne götürülen heykeli medya leşkerlerine tanıtmış..

Türk medyasının gözünün “kör” olduğunu varsayarak heykeli anlatmış..

“Bakın bir elinde başak, diğer elinde mızrak tutuyor..”

“Yanındakiler nedir sayın bakanım?”

“Haaa! Onlar mı? Biri boğa diğeri arslan heykelleri..”

“Eveeet!!”

Bizim Reha Muhtar orada olsaydı aklından “Demek ki burcu Boğa, yükseleni Arslan..” diye geçirirdi..

Elindeki başak ve mızrak da Kral Şuppiluliuma’nın sıfır sorunlu komşularıyla savaştan kaçınmayacağını simgeliyor..

Aynen bizim Ampul Partisi siyaseti gibi..

ÜÇ BİN SENELİK

Heykelin yaşı üç bin üç yüz.. Yani 35 yıllık saltanatı Mısır Firavunu Tutankamon’un iktidarına denk geliyor..

Şimdilik belden yukarısı bulunmuş..

Höyük daha da kuvvetli eşelenip, heykelin alt yarısı ortaya çıkarıldığında eserin tamamına kavuşmuş olacağız.. Ayrıca belden yukarısı çıplak olan Kral Şuppi’nin don giyip giymediğini de anlayacağız..

Tabii varsayımdır..

Eğer don giymiyor, tamamen sivil geziniyorsa burada küçük bir edep sorunu çıkar.. Belki edep yeri meşe yaprağı ile örtülür..

Gerçi maslahatının durumunu da bilmiyoruz..

Bunlar kral olduğundan önünde bamya kadar şeyle görünecek değil.. Kral Şuppi’nin nedimleri heykeltıraşa “Abartabildiğin kadar abart” demiş olabilirler..

O zaman da orta yere Selçuk Müzesi’nin sembolü olan “dev maslahatlı cüce şahıs” heykeli gibi bir şey çıkar..

Türkiye’nin turizm simgesi işte o zaman tartışılır..

“Bu heykelle ne demek istiyorsunuz?” diye sorarlar adama.. “Bunun mânâsı kadın turistler kendini kollasın mı demek oluyor?”

İşin yoksa anlat..

Ne Helen ne Roma ne Bizans.. Yüzde yüz Anadolu heykelidir.. Bu topraklardaki yiğitliğin şahlanmış hâlini temsil eder, dilleri dök..

***


“Şuppi..” Hitit dilinde “Saflık..” demek oluyormuş.. “Luliuma” ise “Kaynak” sözcüğünün karşılığı..

Şuppiluliuma’nın tam çevirisi ise “Saflığın kaynağı..”

Eskiden turizm simgemiz “Hitit Güneşi”ydi..

Yabancı turizmcilerle bir anket yapılmış ve bu güneşin onlarda neyi çağrıştırdığı sorulmuştu..

Cevap yüzde yetmiş dolaylarında “Ölümü çağrıştırıyor..” şeklindeydi..

Şuppi’yi kendimize simge yaparken, turizmde eski Hitit Güneşli günlere, yani yeniden başa dönmüş olduk..

Bakalım yeni simgemiz yabancılarda neyi çağrıştıracak?

Sıcaklardan cinnet geçirmiş birini mi?

Yoksa “kapsama alanıma gireni yakarım..” mesajı veren bir cinsel azgını mı?

Yine de adamın pörtlek gözlerinde bir mânâ var, derim..

DİĞER YENİ YAZILAR