Bugünkü işimiz “İffet” dizisine arka çıkmak!

Haberin Devamı

Ayıla bayıla seyrettiğimden değil tabii.. RTÜK’e karşı dizilerin “ifade özgürlüğünü..” sahipleniyorum.. Bu özgürlük adına aptal bir senaryoyu, berbat oyunculukları, ağızda demir leblebi gibi gevelenen diyalogları savunuyorum..

Soru şudur.. Televizyon dizilerinin konusu RTÜK nam kuruluşun üzerine vazife mi?

El cevap: Sen işine bak!

Sivri bir akıldan çıkma yasa ile kurulan ve özel televizyonların reklam gelirlerine musallat olarak varlığını sürdüren RTÜK bir saadet kapısıdır..

Siyasi partiler burada Meclis’teki üye oranına göre kelle başı temsil edilirler..

Parti başkanlarının verecek iş bulamadığı için buraya yönlendirip, gazlarını aldığı üyeler sırayla başkanlık koltuğuna otururlar..

Birinci işi özel televizyonlardan kesilen paraları harcamak olan RTÜK de icraat olarak, hâl ve gidişata bakar.. “Durumdan vazife” çıkarır..

Çıkardığı vazife de “Kabak” olarak birilerinin başına patlar..

***


Pekiii.. Yasanın zortlatmasıyla, reklam gelirlerinin yüzde beşini RTÜK’e vermek zorunda kalan televizyon sahipleri, yöneticileri niye bu işe ses çıkarmaz?

Memleketimizde “ileri demokrasiye” gidişat olduğundan..

“İleri demokrasi” denen şeyin sağı solu belli olmaz..

Kendini demokrasi rüzgârına kaptırıp da biraz çıkıntılık yaptın mı bir de bakmışsın ki başka türden bir güzellikler âlemindesin..

Bir gece önce birlikte televizyon seyrettiğin yakınlarınla, tel örgülü bir camın arkasından konuşuyorsun..

O saatten sonra bekle ki adalet sana sahip çıksın..

Televizyon sahipleri ve yöneticileri; nefret de etseler gerekçesini arz ettiğimiz demokratik ortam yüzünden ses çıkaramazlar..

Bunu gurur ve haysiyet meselesi yapmazlar.. (Önümüzdeki maçlara bakalım..)

İFFETSİZ İFFET

Varlık sebebi dahi tartışılamayan bir kurum da bu durumlarda egemenlik alanını genişletir, sınırlarını kendisini ilgilendirmeyen alanlara doğru uzatır..

RTÜK’ün durumdan vazife çıkarıp, kendini memleketin en yüksek “ahlak ve moral değerlerini savunan..” kurum ilân etmesi, görgülü tüm kuşlar gibi gördüğünü buna göre işlemesi misali..

Bir hafta önce üç enayi video klipe sardırmıştı..

Bu hafta başındaki hedefi de Star TV’de yayınlanan; enayi mi enayi, bayağı mı bayağı, aptal mı aptal “İffet” dizisi oldu..

Dizi anladığım kadarı ile şöyle bir şeydi..

Tecavüze uğrayan İffet’i zengin bir adam nikâhına alır.. İffet artık bir hanımefendi olmuştur..

Yeşilçam sinemasının starlarından Orhan Günşiray’ın oğlu Mahir Günşiray’ın oynadığı bu zengin karakter sayesinde dizi prodüksiyonunun bulabildiği en konforlu konağa taşınır..

Temsili olarak bir eli yağda bir eli baldadır..

Lakin tek derdi, tecavüzcüsü olan gencin şoför olarak konakta işe alınmasıdır..

İş bu kadarla kalsa iyi..

Mahir Günşiray’ın Londralar’da okumuş kızı da şoföre âşık olmasın mı? Aşkı yüzünden babasına posta atmasın mı?

Senaryonun bu işlevi sayesinde seyirciye “Fakir ve cahil olabilirsiniz ama yurt dışında okumuş zengin bir kızı kapma şansınız yine de var..” duygusu geçmesin mi?

Bir konak, iki mahalle arası imara aykırı evde geçen zırva sapan ilişkiler..

Başına gelen bunca olaya rağmen, tepkisini yüzünde tek mimik oynatmadan vermeye çalışan bir zengin koca.. Ağlak suratlı İffet.. Anlamsız, sıkıcı, berbat diyaloglar..

Ve nihayet RTÜK’ün müdahalesi..

***


“İş bu dizi sevgi, sadakat, ilişki kavramlarını yozlaştırmakta olup..”

Yozlaşsın birader sana ne?

“Sağlıksız ilişkiler kurulmasına sebep olacağı düşünülerek..”

Sayın seyirci.. Bu laflar da sana.. Yarım akıllısın ya! Diziyi seyredip sapıtabilirsin, demek istiyorlar..

“İffet nam aykırı dizinin yayıncısına..” aklını başına getirmek üzere yüz bin lira para cezası..

Tabii bu para Maliye’nin kasasına gitmeyecek.. Doğrudan RTÜK’e irat yazılacak.. Ne iyi değil mi?

İYİ DÜŞÜNÜN..

Karara Ampul Partisi’nin ve Altı Kazık Partisi’nin birer temsilcisi “Üzerimize vazife mi?” şeklinde muhalefet şerhi koymuş..

Böylece demokrasimizin nasıl işlediği dosta düşmana gösterilmiş..

Ben en çok “Sağlıksız ilişkiler kurulmasına sebep olacağı düşünülerek..” cümlesine taktım..

Demek ki ciddi ciddi düşünmüşler..

Aralarında evin hanımına tecavüz eden birinin aynı evde işe alınması uygun mu, diye tartışmışlar.. Ayrıca sersem kocaya bunun beş bölüm boyunca söylenmemesini de etik bulmamışlar..

Oturup, bölüm senaryosunu yeni baştan yazacak halleri olmadığından çakmışlar cezayı..

Yeter ki ahalimiz kendi kendine “Haaa.. Demek böyle sağlıksız ilişkiler de kurulabilirmiş..” fikrinden gidip sapıtmasın..

“Dur hele şunu ben de bir deneyeyim..” demesin..

Ceza yerindedir..

Çünkü hayatta böyle “sağlıksız ilişki kurulmasını düşündürecek..” şeyler hiç olmuyor..

Bize biraz aşırı gelebilen şeyler arada bir oluyorsa da (Misal! On üç yaşındaki kıza yirmi altı kişinin tecavüz etmesi gibi..) biz buna sebep olanların “sağlıklı ilişki kurduklarını düşündüklerine..” inanıyoruz..

Ayrıca burada bir yetkisizlik hâli de var..

Çocuk yaştaki bir kızın bedeninden yararlanan yirmi altı rezilin (ki çoğu Maliye’den maaşlı..) gelirinden RTÜK namına yüzde beş pay kesilmediği için işlerine karışılmıyor..

***


Şimdi demokrasinin şanına uyan bir duruş gösterip, ifade özgürlüğü adına RTÜK’ü uyarmanın tam zamanıdır..

Yoksa maazallah başka türlü dizi çekilemez..

Ey RTÜK! Sakın ola ki ahalinin ayıla bayıla seyrettiği bu dizilerin gidişatına karışma..

Bunlar kılı kırk yararak yapılan reyting hesapları sonucu yaratılmış şaheserlerdir..

Ahalimizin algısına dört dörtlük uyduğu için de seyrine oturan bir daha yerinden kalkamaz.. Işığa tutulmuş tavşan gibi bakar durur..

Ahali ne kadar boş bakarsa o diziye o kadar çok reklam gelir.. Senin de reklamlardan kestiğin pay o kadar artar.. Bindiğin dalı kendi elinle kesmiş olursun yani..

“Tekkeye gelen kurbanda semizlik aranmaz..”

Ben uyarayım da..

DİĞER YENİ YAZILAR