Haberin Devamı
Kul kısmının avanağını ayırt edecek makine daha yapılmadı.. Benim aklımda bir tasarım var ama işe yarar mı bilmem.. Otomatik fotoğraf çekme makinesi gibi bir şey olacak..
Küçük bir kabine yerleştireceksin.. "Benim aklımın miyarı kaç ayar?" diye merak eden içine girecek.. Sırıtaraktan poz verecek.. Altmış saniye içinde makinenin ağzından bir fotoğraf çıkacak..
Arkasında da "İş bu şahsın aklı şu kadar derecedir.." diye yazacak..
Elimizin altında böyle bir makine olsaydı öğretmenleri "Öğrencilerin yeteneğini belirleyin, ona göre yönlendirin.." diye zorlamak gerekmezdi.. Bakardın fotoğrafına..
"Sen doktor olabilirsin.. Sen topçu.. Sen bakkal.." diye sınıflandırırdın.. Hiçbir tarife uymayanlara da:
"Sen ister biçki dikiş kursuna git.. İster evde otur, gazetelerin astroloji köşelerini oku.." derdin, olur biterdi..
Ölçüm şaşmaz..
Elimde makine yok ama benim ölçüm budur..
Yeni tanıdığım bir insanı böyle test ederim.. Zarf atarım.. İçinde "burç" adı geçen bir cümleyle attığım zarfı hemen alıp açan, ondan sonra da çenesine vuran bana yaramaz..
Şu mübarek Cumhuriyet Bayramı gününde, oturup kalkıp Atatürk'e dua etmem de bu sebepten..
Gazi Paşamız'ın doğum günü belli olmadığından burcu da belli değildir.. Eskilerin şansı burada.. Kimsenin aklına böyle kılı kırk yaran kayıt düşmek gelmemiş.. Ailede okur yazar bir erkek varsa evdeki Kur'an-ı Kerim'in arkasına bir not düşerdi..
Yoksa bu işi tabiattan gelme tarifler üstlenirdi..
"Sen doğduğunda dutluk zamanıydı.."
"Koç katma zamanıydı.."
"Beşe selleri başlamıştı.. Ayva topluyorduk.."
***
Atatürkümüz'de bu da belli değil. Osmanlı tuğrasından çıkıp Cumhuriyet'in "kafa kâğıdı" düzenine geçilirken "Paşam bu haneye ne yazalım?" diye sormuşlar..
O da "Benim doğum günümü 19 Mayıs sayın.." demiş ama işin aslını herkes bildiğinden ve o tarihlerde henüz burç cadıları türeyip her gazetede bir köşe kapmadıklarından "Adam burçlama bazında" dikkate alınmamış..
İyi ki de alınmamış, yoksa yanmıştı..
Şanslı lider
"Boğalar şöyle olur, böyle olur.." diye başlarlar, lafı lafa ilâve ederken mutlaka "Biliyorsunuz Atatürkümüz de Boğa Burcu'ndandı.." deyip, rejimden destek alırlardı..
Burçlarda hep iyi laf edilmiyor.. Zaaflar, eksiklikler de var.. Bunu telaffuz ettin mi al sana bir de siyasi suç..
Benim sevinmem o ki Atatürk, eliyle kurduğu cumhuriyetin saadet devrini gördü.. Cumhuriyetimiz astrolog istilasına uğramadan da bu dünyadan göçüp gitti..
Yoksa astrolojinin son zırvalarından biri olan "Burçlara göre afrodizyak gıdalar.." türünden bir yazıyı okumak zorunda kalırdı..
"İsmet Bey bak ne diyor? Ben Boğa Burcu sayıldığım için bal ve ballı tatlılar yemem icap ediyormuş.."
"Hayırdır Paşam? Nereden aklınıza geldi şimdi bu?"
Nereden çıktığını biz söyleyelim.. Bulaşacak mevzu bulamayan bir astrologun aklından tabii.. Burçları sınıflandırıp "yatak performansına göre" takviye gıda dağıtımı yapmış..
Koç burcundaysan Çin mutfağına dadandın mı yatakta aslan kesiliyormuşsun.. Boğa'yı söyledik.. İkizlerin ilacı tarçın ve hindistan cevizi ilân edilmiş..
Tarifte "İkizler çok zekidir.." türündeki astrolojik kalıba uymayan bir de not var.. "İsterseniz bunları sütünüze katabilirsiniz.." diyen astrolog, bu burçtan birinin hindistan cevizini dişlemeye kalkışacağından endişe etmiş besbelli..
Aslan'ı bozar..
Yengeç burcundan olup da yatakta skor yapamayana verilen akıl ise "Çiğ isridye yiyeceksin.." şeklinde.. Aslan burcundan olana "Sen de bol safranlı paellayı sofrandan eksik etme.." demişler..
Aslan burçlu haliyle "Paella nedir yenge?" diye soracak.. Bu kez bir İspanyol pilavı olan Paella'nın tarifini öğrenip aklında tutmaya çalışacak.. Aslan'a uymaz..
Başak Burcu'ndan olanları da sarmısağa musallat ediyorlar ki kadın boşanma davası açsın..
Gerçi tavsiyede "Sarımsağın kokusundan ziyade libidonuz üzerindeki etkisi önemlidir.." türünden bir teselli cümlesi var.. Hiçbir kadına kabul ettiremezsin..
Yani "Yastığı yorganı leş gibi kokuttun ama önemli değil.. Kurban olurum libidona.." mı diyecek?
Terazi'nin derdine çikolata deva biçilmiş.. Ye arka arkaya çikolataları.. Sonra yatak odasında "Terzi Fikri" tripleri çekip "Bu gördüğün kantar, Bursa'da şeftali tartar.." diye babaları..
Akrepçiler'e mantar, Yay taifesine biber (Ancak karides ve kuşkonmazla birlikte), Oğlaklar'a vanilya..
Vanilya tavsiyesinin yanında "utangaçlığı bırakın vanilyalı dondurma yiyin.." tavsiyesi var.. Sanki vanilyalı tariften vanilyayı fitil gibi makattan tatbik etmek sonucu çıkıyormuş gibi..
Kovacılar yandı.. Onların ilacı Avokado olarak tesbit edilmiş.. "Benim yükselenim filanca.." deyip işin kolayına kaçtın mı başın dertten kurtulamıyor..
Neden derseniz "bilim şüphe üzerine kuruludur.." ama "astroloji kesin konuşur.." Kimse kuralları esnetemez..
Bana göre en zorda kalacak olanlar Balık burcundakiler.. Çünkü skor yapmak için mutlaka şarap kürüne girecekler.. (Ben kimseyi azdırmıyorum.. Astrolojik formül böyle..)
Birkaç kadeh yataktaki hayal gücünü artırırmış.. Benim bildiğim başka.. Bizim yiğitler birkaç kadeh çekti mi mahalleyi ayağa kaldırır..
Yine de ötesine karışmam.. Tarif ortada.. Akıllar kafada.. Bildiğinizi yapın.. Sonra bana gelip "Abi böyleyken böyle oldu.." demeyin.. Allah yarattı demem..
Bir de astrologların eline düşene acımam..
