Vatandaşın dilleri.. Budur seçim halleri..

Haberin Devamı

Bu benim hem anket fakiri ilk genel seçimim.. Hem de ahalinin çok sızlandığı seçimim.. Kimse yaptığı hizmete güvenmesin..

Bizim ahali konfora çabuk alışır, doğal karşılar..
Dahası yok mu dediğinde cevap alamazsa kızar..

Farkında mısınız? “Anket..” konusunda en fukara seçim dönemini yaşıyoruz..

Babalar bu saatten sonra bir iki anket patlatır mı bilmem ama bugüne gelene kadar rakamlarla pek oynaşmadık..
Bizim Vatan Gazetesi için “Safranbolu İlçesi” önemli bir ölçekti.. Zafer Mutlu seçime bir ay kala, yazar milletini “yallah” eder, mecburi hizmet yapar gibi Safranbolu’ya gönderirdi..

Benim bile bir kere gidip vatandaşın şeyini tutmuşluğum vardır..

Okur bilir.. Böyle cümbür cemaat gazetecilik eylemlerinden kaçarım.. Hazzetmem.. Her zaman da gitmemek, katılmamak için bir bahanem vardır..

***

Zafer Mutlu “Safranbolu’ya gidiyorsunuz..” dediğinde, hafiften gerilip “Ne zaman?” diye sormuştum..
O da “cumaya..” demişti..

Cuma benim için mübarektir.. Haftalık halı saha maçımız o akşam oynanır.. Cuma günleri kendi nikâhım olsa gitmem..
O günlerde de gol krallığına oynuyorum..

Tanju Çolak’ı geçmişim, Hakan Şükür ile aramızda iki gol farkı kalmış..

“Cumaya gidemem..” dedim.. “Maçım var..”
Beyefendi cevabı yapıştırdı:

“Kardeşim! Sen futbolcu musun gazeteci mi? Bir karar ver..”
Gözü kör olsun parasızlığın.. Gazeteyi seçip, gittik Safranbolu’ya.. Nasıl tuttuysak vatandaşın nabzını.. Seçim sonucu da bir aşağı, iki yukarı öyle çıktı..

BİZİM DİLLER..

Bu seçimlerde baktık ki anketçi esnafından gazetelere hayır yok.. Biz de vatandaşın ağzının içine bakar olduk.. Alın size konuşkan vatandaş raporu..

Taksici.. Altmış yaşında ama trafiğe on yıl daha erken çıkmış gibi yetmişinde görünüyor.. Sebebi günde dört paket sigara..

“Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin..” durup durup gürlemesinin sebebini çözmüş:

“Hocalardan müşterim var..” diyor.. “Geçenlerde ölçmüşler şekeri üç yüz çıkmış.. Eee? Adamda hem şeker üç yüz hem de her akşam bir kaşık Anzer Balı yutuyor.. Durduğu yerde öfkeden köpürür tabii..”

Teşhis tamam, tedavisi Anzer balı kesilecek.. Bir başka taksici de “Mülayim bakışlı gözlüklü şahsiyetten” almış gıcığını..

“Arkadaş bir şirret çıktı..” diye başladı lafına.. “Biz eskisi çok bağırıyor, derdik.. Bu hepsini bastırdı.. Mitinglerde cıyak cıyak.. Öbüründen hazzetmem ama buna da kanım ısınmadı..”

İki seçim oyunu Ampul Partisi’ne vermiş.. Bir daha verir miymiş? Düşünüyormuş.. O düşünedursun.. Benim hissiyatıma göre yan çizecek.. Üstelik de liderin hemşehrisi..

“Gelip bize çıldırmış proje anlatıyor.. Çay işi n’oldu, dediğimizde topu devletin müdürüne gönderiyor.. Müdür anlatacakmış çay işini.. Dokuz senedir çaya yüz otuz kuruş verecek diye bekliyoruz.. Belli ki yan çizecek.. Bizden artık alacaklı değil arkadaş.. Kuş sütüyle besledik..”

“Gelin Kafaları Tokuşturalım Partisi”ne de laf atan var,, Sosyal bilimcilere göre liderin dilindeki “Püskevit..” sürçmesi onların işine yaramış..

Hiç alınmamışlar, kızmamışlar.. Tam tersine örgütleri “Püskevit etkinliği” düzenleyip kendileri ile kafa bulma olgunluğunu göstermiş.. Yine de lider onlara biraz tuhaf geliyor..

Otoparkçı vatandaş, barometre gibi.. Üstelik iddialı mı iddialı:

“Göreceksin abi..” diyor.. “Osmaniye’de Ampul Partisi bunları geçecek..”

***

Kadın evli, üç çocuk annesi ve başörtülü.. İlkokul dörtten terk.. Biraz iriceymiş.. Daha ilkokul dörtteyken görücüleri yoklamaya başlayınca babası okuldan almış.. Onun da aklı devletten maaşa takılı:

“Bahçeli her ev hanımına yarım maaş verecekmiş..” diyor.. “Öbürlerinden daha bir şey çıkmadı.. Bakacağız artık.. kimde maaş çoksa bizim oy da oraya.. Yetti gayri bedavaya gidip geldiğimiz..”

ORDU GİBİLER..

Oğlan işsiz.. Askerlik bitmiş.. Yaş yirmi dört.. Sabah akşam bakkalın önünde, büfenin arkasında.. Alkolsüz biraya dadanmış..

“İç iç kafa yapmıyor.. Bizimkisi bildiğin hammallık..” diye konuşuyor..

Kendince tedbirini almış.. Hükümet adamlarının gençleri korumak için alkole açtığı savaşa o da kafa yapan haplarla katkıda bulunuyor.. Sonuç alkol yok, papik var..

Okullu gençleri sorarsanız kafalar hepten bozuk.. Doğuştan haplanmışlar da o yüzden uyur gezer gibiler..

Genç kız yirmi bir yaşında.. Bu yıl üçüncü kez girmiş sınava.. Üstelik dershaneye paralar saymış.. Önüne “şifre” olayı çıkmış..

“Hiç oy vereceğim yoktu.. İnadına gideceğim sandığa..” deyip sert yapıyor.. “Bu şifre rezilliğinin hesabını bir şekilde sormamız lazım.. Arkadaşlarla internette yazışıp duruyoruz.. Onlar bizi yaktı biz de onları yakacağız..”

Aboovv! Üniversite sınavı mağduru dediğin bir milyon yedi yüz bin kişi.. Dünyanın beşinci büyük ordusu “sekiz yüz bin” neferle bizde..

Üniversite adaylarından iki ordu çıkar.. Bunların bir de üniversiteye girip diploma alanı, aldıktan sonra işsiz kalanı var.. Babaları daha dertli..

“Oğlan da kız da üniversiteyi bitirdi.. Geçen oğlanı cepten para çekerken gördüm, yüzlemedim.. Kızamıyorsun da.. Yirmi beş yaşında adam, işi yok.. Kapılar duvar.. Birinden iş isteyeceğine adamın sülalesine söv o da razı.. Gel o çılgın projelerini benim çocuklara anlat..”

***

Bizde anketin yazılısı yok.. Sözlü anketimiz budur.. Yarısı sudur.. İçsen de budur, içmesen de budur..

DİĞER YENİ YAZILAR