Bulaşık Makinesi denen alete asla teslim olmam!

Haberin Devamı

Adına teknoloji denilen güzellikler âleminde birinciye gelen hasmım bulaşık makinesidir.. Bu gereksiz “kadın yandaşı” aletle mücadelem ölene kadar sürecek.. Haaa! Sektör barış istiyorsa banka hesaplarım ortada.. İlk adımı onlar atsın, ben de dağdan ineyim..

Adına “Bulaşık Makinesi” denilen tembel ev bayanı (!) düzeneğini “dolap” olarak kullanma keyfimin nihayet sonuna gelindi..

Her şeyin bir sonu var..
Bulaşık Makin es i’nden devşirme mutfak dolabımın ömrü de demek ki on bir seneymiş.. Meğer vadesi de bu yaz sonu gelmiş..

Bodrum’daki yazlık çalışmalarıma 17 Kasım’da son vermiştim.. Daha doğrusu önce Urla’ya gidip birkaç gün sürttüm, sonra İstanbul’a geldim..

Ben yaz başında Bodrum’a giderken feribota pantolonla binerim, yaz bittiğinde bermudayla dönerim..

Senelerdir deniyorum.. “Yazlık çalışmalar” benim için fazla besleyici oluyor..

Dönüşte hiçbir pantolonuma sığamıyorum..

***

Her neyse.. İstanbul’a gelip “kışlık çalışmalarıma” başladım.. Ev eski, ortam aynı.. Ancak bir gariplik var.. Eski rutinimde bir şeyler aksıyor..

İkindi vakti domates soyduğum bıçak bir bakıyorum ortada yok..

Akşam yemeği için arandığım tabak da öyle.. Oysa öğle vakti kahvaltılığı o tabağa koymuşum.. Yıkamayıp akşam yemeği için saklamışım..

(Bir tabağı iki öğün kullanıp yıkarsan sudan tasarruf ediyorsun..)

Akşam ara ki tabağı bulasın..
Yemeye içmeye dair ne kadar edevat varsa birer ikişer kayboluyor.. Ertesi gün sanki kaybolan onlar değilmiş gibi ortaya çıkıyorlar..

Aklıma gelmiyor ki bulaşık makin es in e tıkıldıkları..

KESİN TALİMAT

Bu ev i doksan dokuzda aldım.. Taşınırken de “Ev Anayasası’nın değişmez üç maddesini” diğer sakinlere tebliğ ettim..

Madde Bir : Kitaplarıma dokunulmayacak, yerleri değiştirilmeyecek..

Madde İki : Film ve belgesel arşivime özen gösterilecek.. Dışarıdan film mümkünse getirilecek ama kesinlikle dışarıya film verilmeyecek..

Madde Üç : Bulaşık Makinesi ‘ni çalışır hale getirme girişiminde kesinlikle bulunulmayacak.. Makinenin boruları evin gider sistemine bağlanmayacak..

Tabii zaman içinde kendi anayasama yeni maddeler eklemek zorunda kaldım..

Ek Madde 1 : Bulaşık Makinesi düzeni kalıcıdır.. Kesinlikle tartışılamaz, gibi..

Arada bir “Madem öyle, referandum yapayım..” deyip dikiliyorlar karşıma.. Referandum laflarını bunların ağzına veren hep o “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyet..”
Bereket versin “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyet..”ten bizim de öğrendiklerimiz var..

Ben de evin içinde onun gibi olmuşum.. Benden başka birisi çıkıp da demokrasiden sebeplenmeye kalkıştı mı aynen “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyet..”in verdiği tepkiyi veriyorum..

“Hööyyytt!”
Fazladan dudağımı büzüp kötü kötü baktı m mı ev içi muhalefet hemen siniyor..

Lakin Bodrum’da fazla kalıp sürünün tepesinde duramadığımızdan başımıza iş geldi.. Ev sakinleri, sadık adamım Halis’i kandırmışlar..

“Patron izin verdi..” yalanı ile hulûs-u satvetinden yararlanıp, Bulaşık Makinesi’ni bağlatmışlar.. Ben yokken kafaları estikçe kullanırlarmış..

Eğer evde kağıt havlu bitmese, ben de aranmasam fark etmeyecektim..

İhtiyaç fazlası kâğıt havlu, peçete, tuvalet kâğıdını bulaşık makinesinde saklıyordum.. Gerçi onların mutfakta birer dolabı var..

Ancak markete gidip de indirime denk geldiysem, temsil “Beş alana üç de bizden beleş” kampanyası gördüm mü kaçırmam.. Taşıyabildiğim kadarını yüklenip eve getirir, bulaşık makinesine tıkarım..

O gün baktım depo dolapları tamtakır..
Bulaşık makinesinde vardır deyip aletin kapağını açtım.. İhanetle yüz yüze geldim..

Aletin içi silme yıkanacak tabak çanak dolu.. Aradığım bıçaklar, çatallar da içinde..

OLANLAR OLMUŞ

Sen evdeki rejimin başında durmazsan böyle olur işte.. Şimdi kalkıp, bu saatten sonra olay da çıkaramazsın..
Makineyi eski haline döndürmek için tesisatçı da çağıramazsın.. Adama gülerler.. Sineye çektik.. Bereket Bodrum’daki evin mutfağı hâlâ benim denetimimde.. İçinde de önümüzdeki yazı yarılayacak kadar kâğıt havlu ile peçete var..

Bu konudaki kararlığım nereden geliyor, diye merak edenler için açıklayayım..

Ben “bulaşık makinesi”nin olmazsa olmaz bir ev gereci olduğuna inanmayanlardanım..

Bir ev buzdolapsız olmaz, televizyonsuz, çamaşır makinesiz olmaz.. Ama kadınsız veya bulaşık makinesiz olur..
“Bulaşık Makinesi” denen zımbırtı konformist hayat görüşünün biz erkek milletine bir dayatması.. Tüketim tuzağı.. Tembelliğe koca parasıyla sponsorluk..
Aleti bu açıdan savunamayanların başka bir gerekçesi de “Sudan tasarruf ediyoruz..” palavrası..
Yalaaan! Karbonhidratlı yiyeceklerle protein bir arada alındığında kilo yapar, tezi ne kadar yalansa o kadar yalan..

Abiye Hanım’ın “Moda kendine yapışanı giymektir..” lafı gibi bir yalan..

Birincisi elimde belge var..
Kış aylarında bizim eve yetmiş, seksen liralık su faturaları gelirdi.. Bulaşık Makinesi hizmete girdikten sonra baktım ki fatura aynı..
Hani tasarruf?

***

Şuursuz ev kadını kız kardeşim, tembel eğitimci Zarif Hanım’ı mutfakta izliyorum.. Diyelim evinde misafir ağırladı, bulaşıklar da yığıldı..

Kullanılan her tabağı, çatal bıçağı önce musluk suyu ile kaba temizlikten geçirdikten sonra alete tıkıyor.. Bunun da adı “Sekiz litre suyla bir ton bulaşık yıkandı.. Kurban olurum çevreciliğe..” siyaseti oluyor..
Makineye girmeden önce kullanılan suyun miktarı belli değil..

Eğer tencereye, tavaya fazla yağ bulaşmış, dipleri tutmuşsa bulaşık makinesi aciz..

Sıkıyorsa önceden yıkama.. O zaman tabaklar bile üzerindeki yemek bulaşığı ile geri çıkıyor..

Say ki o tabaklar Bedri Baykam tablosu.. Götür Rafi Portakal’a, müzayede ile satsın..

Bulaşık Makinesi ile mücadelem burada bitmez.. Ben Arçelikler’e, Vesteller’e, Bosch’lara teslim olacak adam değilim..

Kurtuluşa kadar savaş..

DİĞER YENİ YAZILAR