Muhalefetin gücü yağlı tiridin suyundan geliyor

Haberin Devamı

Ankara’daki kurultaydan aklımda kalan şey bir tabak tirittir.. O sadece yemek değil simgedir.. Siyasetimizin bir yakasındaki yaratıcılığı temsil eder.. Türküdeki tirit başka.. Aklınıza onu getirip fikrinizi bozmayın.. Edepli olun, demokrat olun..

“Zeki Olduğunuzu Düşünüyor musunuz?”

Yukarıdaki, benim merakımı dışa vuran bir soru cümlesi değil, kitap başlığı..

Kitap NTV Yayınları’ndan çıkmış..

Oxford ve Cambridge üniversitelerine kabul edilecek öğrencilere sözlü mülakatta sorulan sorular ve onların eğlenceli cevaplarından oluşuyor..

NTV Yayınları, kitabı Türkçeye çevirip arz ettiğine göre soru bizim ahaliyi de ilgilendiriyor..

“Zeki Olduğunuzu Düşünüyor musunuz?”

Bu soruya “Hayır.. Aslında sersemim.. Genimizde var..

Ailecek sersemiz hem de altı kuşaktan beri..” cevabını verecek bir tek kişi tanımıyorum..

Meseldir.. Bütün akılları harman edip karıştırmışlar..

İnsanlara da “gidin beğendiğiniz aklı seçin..” demişler..

Akıl pazarına üşüşenlerin tamamı yine kendi aklını seçmiş..

***


Tahmin ediyorum ki Altı Kazık Partisi’nin kurultayında, o mahşeri kalabalık içinde, Kemal Bey’in karşısına çıkıp adamcağızın eline bir tabak tirit yemeği tutuşturan partili de kendi aklına baygındır..

Özellikle de “Genel Başkan’a tirit yemeği hediye etme aklını..” çok beğenmiştir..

Onun beğenmesi yetmez..

Çevresinde kim varsa “Yahu sende ne akıl varmış.. Tirit hediyesi tövbe bizim aklımıza gelmezdi..” deyip ona alkış tutmuştur..

Gazeteler de hediyelik tirit tabağının haberini yapıp, Altı Kazık Partisi’nin kurultayından çıkan bu yaratıcı zekâyı taçlandırmışlar..

ŞAŞANA ŞAŞARIM

Zavallı Kemal Bey’in “hediyelik tirit tabağının” devir teslim törenindeki fotoğrafına uzun uzun baktım..

Adamcağız mahşeri kalabalığın içinde, korumaların yardımı ile oturacağı yere ulaşmaya çalışıyor..

Adam azmanı korumalar, Genel Başkan’a dokunmak isteyen kalabalıkta yolu zar zor açıyor..

Liderin ceketinin yakası bir yana kaymış, kravatı bir yana.. O hengâmenin içinde bir kadın partili çıkıyor karşısına..

Elinde bir yemek tabağı..

Tabağın içinde salçası bol tutulduğundan suyu kırmızıya çalmış, tirit yemeği..

Kadın partili besbelli “hediyelik tiridi” bir gün önceden plânlamış.. Yemeği pişirmiş.. Genel Başkan’ın kurultay salonuna girmesine az kala ısıtıp tabağa koymuş..

Tabak elinde kalabalığın içine dalmış.. Kemal Bey’i denk getirip eline tutuşturacak..

Bu aklın nasıl çalıştığını bana kimse anlatamaz.. Mantık dışıdır, bilim dışıdır.. Tarife gelmez..

Kendinizi Kemal Bey’in yerine koyun.. Öyle bir kalabalığın ortasında bir tabak tiridi burnunuza dayasalar ne yapacağınızı düşünün..

Orada oturup yesen olmaz..

Eline alıp oturacağın yere kadar taşıyamazsın.. Biri kalabalığa yüklendi mi tabağın içindeki salçalı su, en az üç dört kişinin üstünü başını berbat eder..

“Teşekkür ediyorum tokum..”

Olmaz.. Partili kırılır..

“Sağ olun ama tirit sevmem..”

Hiç olmaz.. Bu kez partili alınır.. Bir de hasımlarının ağzına laf verirsin..

“Hani halk adamıydı? Tiride burun kıvırıyor tirideee..”

Al başına problema..

***


Geriye iki seçenek kalıyor..

Bir.. Tirit tabağını kadının elinden alıp yere koyacaksın..

Sonra partililerin heveslileri ile el ele tutuşup halay düzeni alacaksın..

“Tiridine tiridine tiridine bandım.. Bedava mı sandın? Para virdim aldım..” türküsü eşliğinde tabağın çevresinde halay çekeceksin..

Diğerleri el çırpıp çepik vurdukça, hediyelik tiridi akıl eden yaratıcı zekâ zevkten dört köşe olacak..

İkiii.. Tiridi sana hediye eden partilinin kafasına tabağıyla birlikte geçireceksin.. Sebebini soranlara da “N’olmuş yani? Vatandaşla bütünleşiyoruz..” cevabını vereceksin..

O aklın karşılığı böyle bir akıldır..

İYİ SAKLAYIN

Olan,garibim korumanın üstüne başına olmuştur.. Genel Başkan kadından teslim aldığı “tirit” tabağını korumalardan birinin eline vermiş;

“Dikkatli saklayın, bende hatırası büyük..” demiştir..

Etrafındakiler de “Evet, keşke her partili böyle olsa..” diye kafa sallamışlardır..

NTV’nin kitabında yer alan sorulardan biri de şu: “Beyninin en hoşuna giden tarafı nedir?”

Haydi bakalım.. Cambridge Üniversitesi’nin mülakatında sorulmuş bu soru..

“Toparlak oluşu..” şeklindeki bir cevap sorunun muhatabını kurtarmıyor.. Amaç, beyinden söz açıp kişinin bir olaya felsefi açıdan nasıl yaklaşacağını tartmak..

Kitaptan öğreniyorum.. İnsan beyninde yüz milyar hücre var ki bu evrendeki galaksi sayısına hemen hemen yakın..

Farklı yeteneklerdeki hücreler, birbirleri ile ilişki kurup “yaratıcılığı” besliyorlar..

Aynı özellikleri taşıyan kimi hücre toplulukları kullanılmadıkları zaman kendilerini topluca yok ediyorlar..

Geriye insanın elinde günlük hayatını sürdürmeye yetecek bir de tirit yapıp hediye etmek gibi çıkıntılıklara sebep olan hücreler kalıyor..

“Kendinizi zeki buluyor musunuz?” sorusunun cevabını da bu hücreler veriyor..

Yahut Aziz Nesin bu ahalinin yüzde altmışı için değişik bir tarif yapınca yine elde kalan hücreler tepki gösteriyor..

***


Algı da bu toplu işleme dahil..

Bir Fransız, bir Alman, bir de Türk müze geziyorlarmış..

Adem ile Havva’yı cennete tasvir eden bir tabloyu inceliyorlarmış..

Alman “Hatlar kusursuz.. Bu da Adem ile Havva’nın Germen kökenli olduğunu gösteriyor..” demiş..

Fransız itiraz etmiş.. “Havva’nın elindeki elma hediyedir, orada romantizm var.. Demek atalarımız Frenk kökenliydi..”

En son bizimki söylemiş fikrini:

“Bunlar kesin Anadolu’dan..” diye girmiş lafına..

“Baksanıza! Ne üstte var ve başta.. İki çıplağın elinde bir elma.. Yine de mutlular.. Çünkü kendilerini zengin sanıyorlar..”

Bizi kurtaran belki de bu algıdır, diyeceğim.. Tirit meselesini fazla kurcalamayacağım..

DİĞER YENİ YAZILAR