Haberin Devamı
Bilgi çağındayız, falan filan! İnternet de baş
yardımcımız.. Amazon’da yaşayan bir balığın dolaşım sistemini internet sana anlatır ama iki adımlık
bir yolu, ilik ilçe arasındaki yolu tarif edemez.. Etse de kendince eder, sana bir faydası olmaz..
İnternet denilen meredin her derde deva olduğunu sananların ta ervahına selam ederim..
Kültürümüz kaşındı..
Niyet ettik.. Abdest aldık..
Yazlıktan komşu büyüklerimiz elimizden tutup, önümüze düştü..
Dillere destan “Afrodisias” denilen antik şehri şöyle bir dünya gözüyle görelim dedik..
Bu Afrodisias denilen antik şehir bildiğimiz kadarı ile Denizli yakınlarında bir yerde.. Biz de Bodrum’dayız.. Yani hesapça gitmesi kolay bir yerde..
Maksat gidilecek yolu doğru tespit etmek..
Menzile ulaşmak için iki seçenek var..
Biri Milas üzerinden Bafa’yı geçip, Söke’den Aydın’a ulaşmak.. Oradan Denizli’ye devam etmek..
Diğeri yine Milas üzerinden Yatağan, Muğla, Kale, Tavas yapıp Denizli’ye gitmeden Afrodisias‘ın bulunduğu Geyve yoluna sapmak..
Acaba hangisi ehven? Bilen birine danışmak lazım da kime?
Şunun altını kesinlikle çizeyim ki buranın insanına yol sormayacaksın..
Adam bir kere askerlik için terk etmiş buraları.. Yolları anlatırken Milas-Denizli hattında kamyoncu muavinliği yapmış gibi kendinden emin konuşuyor..
“Kale, Tavas üzerinden git abi.. Nerden baksan yol daha kısa..”
“Peki yollar iyi mi?”
“Ooo! Her yanlar duble yol..”
“En son ne zaman gittin Denizli’ye?”
“On iki sene evvel, ablamın düğünü için..”
SÜZME AKILLAR
Bu akılları veren garson Murat..
Benim çevrenin en tecrübelisi, yol yordam bileni.. Gerçi bahçıvan Alim’in de Bodrum dışına çıkmışlığı var..
Mazlum’un düğününde Milas’a kadar gitmişti..
Gidiş yolu için “Çok iyi..” diyor, dönüşü hatırlamıyor..
Gözü çıksın Tekel’in..
İş adamlarına da sorduk.. Adam dünyayı yutmuş.. Damızlık inek mi lazım.. Gidip taa Arjantin’den arıyor.. Bağcılığı Romanya’da yapıyor..
Üstelik Sökeli.. Bu toprakların çocuğu..
“Afrodisias” dedik, başına taş yemiş gibi afalladı.. Sağa baktı, sola baktı..
“Kale-Tavas yolu iyidir..” dedi..
En son beş sene evvel geçmiş o yoldan.. Baktık ki “bedava danışmanlık sisteminden” bize fayda yok.. “İnternete soralım” dedik..
Bilinmeyene yolculuk böyle başladı..
Bilgisayarı açtım.. İnternet bağlantısını yaptım.. Google doğrudan çıkıyor karşıma.. Boş haneye meram olarak “Afrodisias” kaydını düştüm..
Yığınla dosya çıktı karşıma..
Alt alta dosyalar.. Bi hikmet-i müteal içerikleri aynı..
Hepsinde de “Nasıl ulaşılır?” türünden pencereler var.. tıklıyorsun..
Karşına derhal “Harita, Earth, Yol Arama, Daha Çok” gibi seçenekler çıkıyor..
Hiçbiri bir işe yaramıyor.. Say ki askerin diş fırçalamakta kullanmayıp, denetimler için sakladığı “teftiş fırçası..”
Yılmadık “Harita” seçeneğini tıkladık..
Boş bir alan çıktı.. Alanın ortasında bir baloncuk.. Bir de “zoom” yapan tuşlar var.. Boş alanı büyütüp küçültmek için.. Ama harita yok..
Bir arkadaşım “Güvenlik gerekçesi ile harita göstermiyorlar artık..” dediydi de şehir efsanesi sanmıştım..
Ulan hakkat yok harita..
Sağda solda küçük bantlar var.. “Yol mesafesi” yazıyor birinde mesela..
Tıklıyorum, il merkezlerinin ismi yazıyor.. Bana Bodrum, Milas gibi ilçe merkezleri lazım.. Tek başına bunlar yok..
Muğla yazıp tıklarsan ilçeler çıkıyor, karşıda yine il merkezleri..
“İlden ilçeye, ilçeden ile hesaplarım..” deyip bütün matematik bilgimi kullandım.. Nafile..
Yukarıda tarif ettiğim güzergâhlardan ancak yarısını hesaplayabildim.. Elimde Vatan Gazetesi‘nin verdiği “Türkiye Coğrafi Haritası” da var..
Dikiş kutusundan iplik de çıkardım.. Mezura zaten var..
İnternet Muğla-Aydın yolunun uzunluğunu söylüyor.. Yüz on bir kilometre..
İpliği harita üzerindeki kırmızı yol işaretlerine bitiştirip bir ölçü çıkarıyorum..
Mezura yardımıyla onun kaç santim ettiğini buluyorum..
SIR VERMEYİZ
Yüz on kilometre sekiz santim ederse.. Milas-Tavas arası on üç buçuk santim olduğuna göre.. Yolun toplamı acaba kaç kilometre eder?
Akşam yemeğinde Serap’ın sakızlı muhallebilerini yiyip, rakıları üst üste çekmişim..
Kafa matematik problemi çözmeye hazır değil, sadece beste yapacak kıvamda..
O yüzdendir her halde.. Her denememde Bodrum-Denizli arası başka bir uzunlukta çıkıyor..
“Üç yüz kırk kilometre..”
“Ulan bir önce dört yüz on kilometre gelmemiş miydi?”
“Aha şimdi de iki yüz beş kilometre..”
Baktık düz hesabın içinden çıkamayacağız, o sırada aklıma Karayolları geldi.. Onların eskiden böyle bir hizmeti olduğunu hatırlayıp bulduğum ilk boş pencereden tıkladım..
“Karayolları.. Orada mısın?”
Karayolları internetteki yerinde, senin şifre uzmanların nerede? Çünkü birazdan lazım olacak..
Aynı pencereler, aynı seçenekler yine karşıma çıktı..
Hangisini tıklarsan tıkla faydası yok..
Sistemin içine virüs girmemiş, doğrudan “bilgisayarcı mantığı” girmiş ki virüs yanında kaç para?
Karayolları’na hizmet veren bilgisayarcı oğlanlar da Ay’dan gelmedi ya! Bizimkiler gibi.. Ancak kendilerinin yararlanabileceği servisleri yaratıyorlar..
Harita, diyorsun..
Diğer sitelerdeki gibi boşluk çıkıyor.. Kutuya iki seçenek yazıyorsun.. Misal Muğla-Aydın gibi..
Biz de kurnazız tabii.. Alet bize bunları gösterirken elbet bir harita da gösterir, biz de ona yakından bakarız.. plânımız böyle..
Hayır efendim.. Harita neyim çıkmıyor.. Ekranda iki balon arasında kıvrım kıvrım bir çizgi beliriyor..
Kıl kurdu gibi bir şey.. Anlıyorsun ki başı Muğla, sonu Aydın’ı temsil etmekte..
İster Kanada haritasının üzerine yaz o kıvrık çizgiyi..
İster Arap Yarımadası’nın..
Sonunda pes ettim.. Saat gece yarısı üç olmuş.. biz sabah yedide yola çıkacağız..
Babadan kalma yöntemlerle tespit ederiz rotamızı, deyip yattım..
İnterneti kınıyorum.. Bill Gates’i zaten sevmem.. Bekle Afrodisias geliyorum!
