Ahalimiz, referandum olayına yürekten hazır

Haberin Devamı

Şu sıralarda karşılaştığım herkes kendisini “referandum işine” aklıyla, mantığıyla, sezgisiyle adamış durumda.. Atacağı oyun yaşam kalitesini yükseltmek üzere bir “başlangıç adımı” olacağını biliyor; hukuk düzeyi daha yüksek standartta bir toplumda yaşamak için can atıyor.. Dört dörtlük bir gelişme bu..

Kurban olmuşum ben, ahalimizdeki bu hukuk bilincine.. Anayasa aşkına.. Hayata bakışına..

Popülizm yapıp, ahaliden “bonus” toplamaya çalışmıyorum.. Yerinde yaptığım tespitlerden sonra vardığım kanıyı açıklıyorum..

Gördüğüm kadarıyla vatandaş “referandum” için ruhen ve fikren hazır.. Günü geldiğinde sandık başına gidecek, tercihini yapacak..

Böylece demokratik görevini yerine getirecek..

Tek eksiği “referandumun hangi akla hizmeten yapıldığını..” bilmemesi..

Karşılaştığım her on kişiden dokuzunun “Bu referandum ne iştir?” diye sorması bundandır..

***


Seyrek bıyıklı asabi şahsiyet’ten fena halde şüpheleniyorlar.. Referandumu başımıza o sardığından mı ne “Vardır bir plânı..” diyorlar..

Bir de karşısındakinin oyunu merak ediyorlar.. Evet mi hayır mı? Milletin bahisçilik damarı kabarmış, bir ağız arama halinde..

Bu merakı da Sezen Aksu azdırdı..

“Benim oyum evet..” deyiverdi.. O oyunu açıklar da geriye kalanları; bir satırlık reklam için kıvranıp duranları zaptetmek gayri mümkün olur mu?

“Benimki de hayır!”

“Ben referandumu boykot ediyorum beyler..”

“Boykot kadar taş düşsün boykotçuların başına..”

BİLİNÇ BUDUR

Belimizi taşa vurup canımızı zor kurtardık ama ağrılar soluk aldırmıyor..

Türkiyemiz’in ünlü fizikçisi Dr. Eser Alptekin’i aradım telefonla..

O da geçen yaz düşüp belini perişan etmişti.. Hem doktor hem de Nasreddin Hoca’nın tarifiyle “damdan düşen” biri olarak tam aradığım kişi..

Doğal olarak her doktor gibi film çektirmem gerektiği konusunda tutturdu.. Ben “Laf anlamaz ormancı yıkar masayı..” modunda direndim..

Mecburen iki ağrı kesici adı verdi..

Arabaya atladım onu almaya gidiyorum.. Yolda bir hanım el kaldırdı.. Sıcakta yürümek istememiş, belediye binasına kadar götürür müymüşüm?

Götürürüm tabii..

Yanıma oturur oturmaz, lafı sıcaklardan açtı.. Bağlamayı nasıl becerdiyse olayı referanduma getirip, ağzımı aramaya başladı..

Belimin ağrısından zor kullanıyorum arabayı.. Doğal olarak suratımı dökmüşüm..

Başında şapkası ile Sabiha Gökçen’in yazlıkçı halini canlandırmakta olan hanım “Anladııım..” sözcüğünü sündürdü..

“Siz evetçisiniiiiz!”

Haydi bakalım, işin yoksa kendini akla.. Hanımefendi kesinlikle “hayır” taraftarıymış.. Ancak bayramı Bodrum’da geçireceğinden gidip “hayır oyu” veremeyecekmiş..

Onun yerine önüne çıkanları sıkıştırıyor.. Alın size demokrasi bilinci..

Hükümet adamları“bilinci” doğru tespit etmiş.. Referandumu bayram tatili ile birleşen haftanın sonuna denk getirmiş ki demokrasi âşıkları kendilerini test etsin..

“Tatil mi referandum mu?” diye..

Bu sorunun cevabı benim için bellidir..

***


Tabii buralarda herkes yukarıda anlattığım hanımın hassasiyetinde değil..

Referandum meselesi kimilerinin de şeyinde..
Temsil Muğla’nın Marmaris İlçesi’nde mukim, boşta gezer taifesinden otuz üç yaşındaki Y. G. için konuyu komşuyu “evet” demeye ikna etmekten daha önemli şeyler var..
Koyuniçi mevkiindeki makilik alanda başıboş gezinen keçiyi “evet” demeye ikna etmek gibi..

Bunu başarmak için keçinin arkasına geçmiş.. Tam bu sırada, o makilikte ne aradığı belli olmayan başka bir boşta gezer tarafından görülmüş..

Yaptığı icraat “suç duyurusu” şeklinde jandarmaya bildirilmiş.. Gözaltına alınan Y. G. için yasal kovuşturma başlatılmış..

Bir hayvansever olarak olayı kınıyoruz ve Y. G’nin referandumda vereceği oyu merak etmiyoruz..

GETİR SANDIĞINI

İki inek ve üç dönümlük bir bostan sahibi olan Sazlıköy’den Zekeriya Amca için referandumun Ramazan’a denk gelmemesi iyi bir şey..

Neden derseniz.. Hem oruçlusun.. Hem hava sıcaklığı otuz derecenin üzerinde.. Şuradan şuraya gidemiyorsun.. İşin yoksa sandık başına git, oy kullan..
Kimse çekemez bunu..

Sandığa gitmese de olmaz.. Seçimlerde gitmeyene yirmi beş lira ceza yazıyorlar, tevatürü halen geçerli buralarda.. Yirmi beş lira da hâlâ büyük para..

Nitekim Zekeriya Amca olaya buradan bakıyor ve hükümet adamlarının ferasetini övüyor.. Kafası karışmazsa muhtemelen “evet” diyecek..

Susurluk’ta mukim benzinci elemanı Hüseyin ise kesin hayırcı..

“Bunlardan hayır yok..” diye başlıyor lafına.. El kadar bir arazisi var.. Ne ekerse eksin o şey para etmiyor..

Sarmısak mı ekti? Bir yıl önce kilosu beş lira olan sarmısağa iki liradan alıcı çıkmıyor.. Kekiğe meylediyor, Hüseyin ektikten sonra kekik para etmiyor..

Hükümet adamları sanki Hüseyin ile “Sana para kazandırmayacağız..” diye inatlaşıyor..

İki seçimdir Ampul Partisi’ne oy atan Hüseyin de hükmünü vermiş..

“Bunlardan hayır yok ama bende (hayır) var..” diye rüzgâr yapmasının sebebi bu..

İddiasına göre aha şuralardaki üç köyün durumu da aynıymış..
Eliyle gösterdiği yerlerde çıplak tepelerden başka bir şey görmüyorum ama sözünü ettiği köylerin oralarda olduğu besbelli..

***


“Şuradan beş kişi çevir.. Ceplerinden toplam yirmi lira çıkmaz..” tespiti de onun..

Öte yandan Anayasa Referandumu’nun tek maddesinden bile haberi yok.. Bu Hüseyin’in problemi değil, demokrasinin problemi..

Referandum bilinen bir şey ama oylanacak Anayasa’nın yeni maddeleri ahalimiz için merak edilmeyen bir sır..
Oylar da ona göre verilecek..

Şapkalı hanım “Hayır” demek istiyor ama tatilini feda edemiyor..

Zekeriya Amca besbelli “Evet” diyecek..

Hüseyin elinde kalan sarmısakların hesabını “Hayır” deyip soracak..

Keçi ile basılan Y. G’nin vereceği oy yiyeceği karakol dayağına bağlı..

Referanduma hazırız.. Dikin sandıklarınızı..

DİĞER YENİ YAZILAR