“Rüya gibi” siteler kira ayarını bozdu

Haberin Devamı

Hey Allahım! Biri çıkıp da “Gün gelecek, ev sahipleri kiracı bulamayacak..” diyecekti, biz de inanacaktık.. Yaşayan görür, demişler.. Atalarımızın öngöremediği şey aynen başımıza geldi.. Gün kiracının oldu.. Ev sahibi saltanatı bitti..

Bizim hiçbir işte ayarımız yok ki toplu konut yapımında olsun..

Bir TOKİ çıkardılar başımıza.. Boş arsa görmesin.. Üç gün sonra zırhlı araçları ile greyderleri ile gelip orada toprağın tersini düze çeviriyor..

Başlıyor bina dikmeye..

Müteahhitlerde de bir gayret bir gayret..

İstanbul’un iki yakasında hazine arazisi bırakmadılar.. Nereyi boş buluyorlarsa oraya bir “rüya gibi site” dikiyorlar..

Özel güvenlikli, çevre bilinci yerinde, yürüyüş alanlı ve içinde mutlaka “sıpa” olanından..

Bu “sıpa” dediğim eşeğin sıpası değil.. Spor salonunun SPA’dan kısaltılmış yerel dildeki hali..


***


Milliyet’in bir emlak yazarı var.. Tebernüş Kireççi..

Ahmet Vardar rahmetlinin ekibinde muhabirdi, oradan tanır ve severim..

Çocuk hepimizden akıllı çıktı.. İleriyi gördü.. Kendi namına emlak sitesi açtı.. Sade sorulara verdiği cevaplar altı yüz sayfayı bulmuş..

Tebernüş’ün sitesinden satılık konutlara, oradan da sitelere giriyorsun..

Ben kırkıncı sayfaya geldiğimde yoruldum..

Her sayfada inşaatı süren yirmi sitenin tanıtımı var.. Kimi site kırk dairelik, kimi üç yüz, kimi de iki bin daire..


NAZ DEVRİ BİTTİ

Yer haritasıyla, daire tanıtım fotoğraflarıyla, mimari plânlarıyla, binlerce hatta on binlerce müşteri bekleyen daire..

Fiyatları mı? Kırk eli bin liraya bulabileceğiniz daire de var.. Beş altı yüz bin liraya çıkanı da..

Fiyat yelpazesinin ortalaması yüz on bin ile yüz yetmiş bin lira arasında geziniyor..

Sen almaya karar veriyorsun, banka “tık” diye krediyi veriyor..

Artık dört senede mi ödersin on senede mi paşa keyfine kalmış.. On seneye yayarım dersen banka de faizden bir daire parası kazanıyor..

Tabii soru “bu dairelerde kimlerin oturacağı..”

Coğrafi olarak sitelerin tamamı İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminin mücavir alanı içinde..

Ama işin aslı şehir merkezine uzaklıkları..

Temsil, Kurtköy’den helikoptere bindin mi on beş dakikada Taksim Meydanı’ndasın..

Kara yolundan gittin mi bir saat mi tutar iki saat mi orası trafiğin insafına kalmış..

Bizim entelektüel çaycı Ahmet’e soruyorum..

“Abi evler harika da gelip gitmesi bir belâ..” diyor.. Çalışıyorsan, araban yoksa bir dert.. Araban varsa ulaşım daha büyük dert..

“Yatırım için?”

“Yatırım için de öyle.. İki yüz bin liralık daireye dört yüz liraya kiracı buldun mu öp başına koy..”


***


İnşa ettikleri siteler sayesinde “rüya gibi hayat” pazarlayanlar hız kesmiyor..

Tebernüş Kireççi’nin sitesine haftada bir iki sayfa ekleniyor..

Kim ne derse desin bu durum İstanbul’un merkezi yerlerindeki ev sahiplerini vurmuş..

Kiracı beğenemeyenler, bekâra ev vermeyenler, her türlü nazı niyazı hak görenler yelkenleri indirmiş..

“Kirasını bin beş yüzden bir kuruş aşağı indirmem..” diyen ev sahibi altı ay kiracısız kaldı mı zarar hanesine “bin beş yüz çarpı altı” yazılıyor..

Yüz liraya, iki yüz liraya tamah ettiği için bir çırpıda dokuz, on bin lira zarar ediyor..


SİSTEM ÇÖKTÜ

Karşımızdaki apartmanın boş dairesi iki bin beş yüz liradan kiracı aramaya başladı..

Ev sahibi bir yandan da evi beş yüz bin dolara satmaya çalışıyordu..

Bir yıl sonra kirada bin beş yüz liraya indi.. İki ay evvel de bin yüz liradan kiralandı..

Buyurun bakalım, birinci dereceden etkiyi görün..

Bizim Halis’in gecekondusu üç yüz liradan kiralanmıştı, altı yüz liraya kadar çıktı..

Ev sahibi son olarak “Ya altı yüz lira ver ya ananı da al git..” dedi..

Sonuç kira yeniden beş yüze düştü..

Kiralık daire ilanları ile dolu emlak sitelerine girip bakıyorum.. On binlerce birbirine benzer “üç oda, bir salon” daire (ki milli standardımız budur) kiracı arıyor..

“dünyada mekân, ahirette iman..” sisteminin bir ayağı kırıldı gibi..

Eskidendi o.. Paranı daireye yatır, kiraya ver, keyfine bak..

Yahut, kiracı ol.. Evine ayağın titreye titreye gir çık..

Öylesine de denk geldim.. Ev sahibimle dairelerimiz yüz yüze bakıyordu..

Eve gelirken sanki kendi dairemi soyacakmışım gibi parmak üzerinde yürürdüm.. Yine de o seksenine yakın kadın tam içeri gireceğim sırada kapıyı açar, seni yakalardı..

O zaman casus kamera neyim teknolojisi de yoktu.. Nereden sezerdi, bilmem..

Bir yıl içinde tam yedi kere kirasına zam yaptırdı.. Yan etkileri, travması hâlâ şuur altımdadır..

“Rüya gibi hayat” pazarlayan sistemin daha müşterisi olmadık.. O yüzden sistemin ek yerini bilmiyoruz.. Tek bildiğimiz şehir merkezine uzaklıkları..

Bir de bunları yapan müteahhitlerin, kurdukları “Rüya Gibi Sitelere” isim bulmakta müthiş zorlandıklarını biliyorum..

***


Bu sitelerden daire alacaklara “İngiltere Kraliçesi’nin at uşağı ile komşu olacakları” hissini verip, ortama asalet katmak istiyorlar ya!

O yüzden seçilen isimlerin yarısından fazlası İngilizce..

Aha rastgele seçtiğim birkaç örnek..

“Sunflower Ömerli, Carpe Diem, Ginza Corner, Mia Park, Bilmem ne Towerland, Garage Simplicity, Blue 84, Twins Residence, Astera Park, Story Residence, Allgreen Village, Quarted Garden City, Franco Vadi Evleri.. Apple Town, Selective Kartal..”

“Ginza” dediğin Tokyo şehrinin “İstiklâl Caddesi..”

Ne işi var İstanbul’un kıyısındaki sitenin nüfus kâğıdında?

Franko Vadi Evleri!! Hoş geldiniz Falanjist General..

Kendini yabancı dilden ifade eden garip bir milliyetçilik anlayışı..

Buralara takılmıyorum.. Bu işin faydaları da var..

Birincisi.. Kiracı milletinin yüzüne nihayet kan geldi, bu sitelerin bolluğu sayesinde eziklikten kurtuldu..

İkincisi.. Ahalimiz emlak piyasasına giren yeni siteler sayesinde İngilizceyi sökecek..

Yabancı dilden eğitim veren okullara gayri para kaptırmayacak..

DİĞER YENİ YAZILAR