Seçim analizleri-2

Haberin Devamı

Çakayım ben sandıktan çıkan mânâlı mesajlara

Köşe yazarı esnafına göre vatandaş işini gücünü bırakıp sandığa gitmiş.. Orada uzun uzun “Dur hele.. Şu hükümet adamlarına bir mesaj vereyim..” demiş.. Öyle mi? Buna mı inanıyorsunuz? Cevabınız evet ise “Sosyal şizofreni bulaşıcı bir hastalıktır..” başlıklı bilimsel makale yazacağım..

Dünkü risalemizde başladığımız “Seçim analizi yazıları” ses getiriyor..

Yedinci katta asansörden indiğimde “Seçim Sonuçlarını Araştırma Merkezi” kurucu üyelerinden, Food And Beverage Manager’ım Ahmet Bey car car bağırıyordu..

Vay efendim! Ben onun için nasıl “Çaycı” sıfatını kullanırmışım? Entelektüel çaycı tarifi hassas gururunu rencide ediyormuş..

Nereden bellediyse bir de “Pozitif ayrımcılık” öğrenmiş.. İki cümlede bir onu sokuşturduğundan “ana fikir nedir” takip edemiyorum..

Sonunda Food And Beverage Manager sıfatı üzerinde anlaştık ve yeni kurduğumuz “Seçim Sonuçlarını Araştırma Merkezi”ni ideolojik bölünmeden kurtardık..

***

Gelelim şu mesaj verme meselesine..

Köşe yazarı esnafının inandığı bir şey bu.. Memlekette seçim yapılsın da vatandaş mesaj vermesin, onlara göre görülmüş şey değil..

Köşe yazarlarının çoğunu tanırım.. Kısm-ı umumisi okur yazardır.. Daha doğrusu yazamasalar bile okurlar..

Bütün okumuş takımı gibi bunlar da ne yoksa ona inanıp “var gibi” gösterirler..

Temsil, bunlara göre UFO dedikleri uzay araçları bizim memleketi yol etmiştir..

Durmadan Dünya’ya gelip giderler.. Nedense başka memleket yokmuş gibi bizim memleketin üzerinden geçerler..

Hatta Nevşehir’in Ürgüp ilçesi bunların otobüs garajı olarak seçtikleri yerdir.. Yolcu indirip bindirmeyi buradan yaparlar..

UZAYA MESAJ

Sosyalleşme özelliğine sahip büyük şehirli üniversite öğrencilerinin, hayatlarında hiç değilse bir defa Ürgüp’e gidip gözünü havaya dikmesinin sebebi budur..

Bunlara öğrencilik yaptıkları süre içinde UFO kovalayan köşe yazarlarını da katın, ne demek istediğimi anlarsınız..

Hatta köşe yazarlarımızın bir kısmı bu “uzaylı ziyareti” meselesinde daha da ileri gitmiştir..

İsmet Paşamız’ın demokrasimize emanet ettiği oğlu rahmetli Erdal İnönü’yü sinemadaki ET’nin amcaoğlu zannedenler çıkmıştır..

İşte bakın! Sandık üzerinden hükümet adamlarına zırt pırt mesaj verdiği iddia edilen ahali ise bu UFO meselesinde okumuşlardan daha sağduyulu davranmıştır..

UFO’ların zamansız ziyaretlerini teneke çalarak def etmiş, hatta Uşak’ta bir köylümüz aniden karşısına çıkıp “Ey Dünyalı, biz dostuz!” deyip, yüreğini hoplatan uzaylıyı taşlamıştır..

Her şeyden bir mânâ çıkarmak icap ediyorsa, vatandaşın uzaylıya salladığı bu taş da bir mesajdır..

“İttirin gidin dünyamızdan.. Goduğumun uzaylıları..” şeklinde anlaşılabilir..

Dönelim ana fikrimize..

“Seçmen sandıktan uyarı mesajı filan vermemiştir..”

Bir mesaj verdiyse bile bu, köşe esnafının dediği gibi hükümet adamlarına “aklınızı başınıza toplayın mesajı” değildir..

Örneklersek, Siirt ahalisi Ampul Partisi’nin adayını seçmeyerek “Tunceli’ye var da bize niye çamaşır makinesi yok?” mesajı vermiş olabilir..

***

NTV’nin bad-i heva siyaset analizcisi, gazetemizin köşe yazarı Ruşen Çakır Bey’i de burada kınamak isterim..

Benim analizimden bahsediyorsun da ne diye ekrana kocaman bir resmimi kondurmuyorsun, kardeşim? Bu mudur gazetecilik? Bu mudur habercilik?

Haydi, bizimki çekindi.. Çalıştığı gazetenin yönetim kurulu başkanı olduğum için “yağcılık yapıyormuş” gibi görünmek istemedi..

Yanında dikilen Mirgün Cabas Bey ne diye önermedi?

Yazımdan bir okuma parçası seçip, NTV seyircisinin kafasını ütülemediklerine aldırmıyorum..

Hasan Cemal’den çekinmiş olabilirler..

TEMCİT PİLAVI

Televizyondan önce yazılı medyaya bir çakayım ki içim soğumasın..

Ertesi gün hangi gazeteyi tuttumsa başlığı aynı.. “Seçmenden uyarı..”

Biri de farklı bir şey desin.. Ne bileyim, “Seçmenden van minüt!” başlığını atsın mesela.. Nerdeee! Merkezdeki büyük gazetelerin tamamı aynı..

Mesaj da mesaj..

Hürriyet’in paşası Bay Ertuğrul duruma en erken uyananlardan.. Bakmış ki kendi gazetesi ile diğerleri arasında bir fark yaratamamışlar..

Hemen oturup bir risale döşenmiş.. “Neden seçmenden uyarı var, dedik..” risalesi.. Oturmuş, seçim gecesi yazı işleri toplantısını hikâye etmiş..

Çocuklar ona “Zekice bir başlık mı istersin, yoksa hafif salağımtrak bir şey mi?” diye sormuşlar..

Bay Ertuğrul sıradan olanını tercih etmiş.. Gerekçesi de “Bazen sıradan olan en iyidir..” şeklinde açıklamış..

Bence burada bir güvensizlik söz konusu..

Bay Ertuğrul ya yazı işlerine ya da okurun IQ’suna güvenemedi..

“Şimdi zekice bir başlık bulun, diyeceğim.. Zırvalayacaklar..” hesabı yaptı..

Veya bizim çocukların bulacağı zekice başlığı okurun anlaması için ayrıca dört sayfalık bir açıklama eki vermek lazım, diye düşündü..

Mesaj meraklılarının her iki durumda da Hürriyet’in seçim manşetinden çıkaracakları mesaj budur..

***

Bizim gazetenin Hürriyet’inkine benzeyen başlığının ciddi bir mazereti var..

Hem yönetim kurulu başkanı olarak hem de yeni kurulan “Seçim Sonuçlarını Araştırma Merkezi”nin kurucu koordinatörü olarak seçimi evde geçirdim..

Meslek hayatımda ilk kez bir seçim gecesini gazetede geçirmedim..

Bakın başımıza neler geldi!

Çocuklar benim yerime vekâlet eden Bay Zafer’in riyasetinde çalışmış, çabalamışlar.. Bula bula “Seçmenden mesaj..” başlığını bulmuşlar..

İşinin başında durmazsan böyle olur.. Meydan sıradan zekâlara kalır..

Bu arada.. İstanbul Kaymaklı Büyükşehir Belediyesi’nden başlamak üzere alınan sonuçları irdelemeye devam edeceğim.. Gerçekten orta yerde bir mesaj varsa söyleyeceğim..

DİĞER YENİ YAZILAR