Türk ekonomisini cep telefonu kurtarır..

Gazetelerin reklam servisleri yöneten paşaları toplanmalı.. Bizim Yusuf Gökçek'imiz, Hürriyet'in Ayşe Cemal Sözeri'si.. Milliyet'in Arzu Koçak Arulad hanımefendisi.. Adını bilmediklerimi de çağırıp kabul günü yapar gibi yan yana gelmeliler.. Artık Divan Pastanesi'nde mi olur Talat'ın Kahvesi'nde mi kendileri bilir.. Pasta, limonata partisi halinde kayıntı yaparken bu "satılık cep telefonu.." olayını bir güzel konuşmalılar.. Bu tevatürü kim çıkardıysa onu bulup ödüllendirmeliler..

O akıllının kuyuya attığı taş sayesinde gazetelerin küçük ilan sayfaları ihya oldu.. Cumartesi günü tıraş olurken muttali oldum konuya.. Kelleyi kuaförüm Fuat'a teslim etmişim.. O makasını şıkşıklatıyor.. Ben uykuya direniyorum.. Fuat konuşmasa oracıkta gireceğim kış uykusuna.. "Abi, ne diyorsun bu satılık cep telefonu olayına?" dediğinde kendime gelmişim.. "Millet 20 bin, 30 bin dolara telefon hattı satıyor.." diye devam ettiğinde masal gibi geldi bana.. İnanmadığımı daha doğrusu uykumun açılmadığını görünce gidip gazeteyi açtı.. Başladı okumaya.. "0532 511 00 00 30 bin$ " "0532 ile başlayan iki hat satılık.. 50 bin Dolar.." "İlk sahibinden özel numara.. 20 bin Dolar.."

0532 taşıyoruz ve..
Birden ne uyku mahmurluğu kaldı ne de berber koltuğunun rehaveti.. O anda jölelenmiş kedi kuyruğu gibi dikilmişim koltukta.. "Olamaz.." dedim.. "Bir yanlışlık vardır.." Gazeteyi burnuma dayayıp, yan yana yedi sütun tutan ilanları göstermeseydi yine de inanmazdım.. "Abi bir de şuna bak.." deyip en baba ilânı gösterdi.. "0532 200 75 75 hattım sahibinden satılıktır.. 100 bin dolar.." İşte o cumartesi gününden bu yazıyı yazdığım pazartesi gününe kadar da beni bir daha uyku tutmadı.. Kim uyur ki.. Cebimizde biz de 0532'li hat taşıyoruz ve küçük ilânlarda gördüğümüz fiyatların beşte birine adam soymaya hazırız..

Servise gelince öğrendim ki benden başka herkes bu işten haberdar.. Serviste telefonunu satışa çıkarmayan yok.. Benim anladığım kadarı ile çıkan tevatür şu.. "0532 ile başlayan hatlar dondurulmuş.. Özellikle de bu telefonların kafiyeli numaraları çok değerlenmiş.." Temsil.. Cep telefonunuzun son dört rakamı 23 23 gibi uyumlu numaralarla bitiyorsa piyasaya "satıcı.." olarak girebiliyorsunuz.. Piyasası da kendiliğinden oluşmuş.. Ortalaması 20 bin dolar.. Niye 20 bin dolar da kırk veya on bin dolar değil, burası anlaşılmıyor.. Allah kahretsin benim numarayı.. Hani pokerde berbat eller vardır.. Kâğıt dağılır, açar bakarsınız ki "beş benzemez.." gelmiş.. İçinde birbirini tutan iki rakam olsa, blöf yaparsın..

Ben de isterem..
Benim telefon böyle.. Kemal'inki ise "yedi benzemez" numara.. O da çıkarmış telefonunu satılığa.. "O numarayı kim alacak? Alan adam ne yapacak?" diye makara yapayım, dedim.. Birden ciddileşti.. "Kafiyeli numara herkeste var.. Kolay akılda kalır.. Benimki yedi benzemez.. Kimse ezberleyemez.. Tam gizli servis ajanlarına göre.." Kaç para istediğini sordum.. "Bilmem.." dedi.. "Madem piyasa uçmuş ben de yirmi, otuz isterim.." İste bakalım.. Daha bugüne kadar yirmi bin doları yan yana görmüşlüğü yok.. Eline geçerse fotoğraf da çektirir.. Ben hâlâ kuşkudayım.. O yüzden gazeteyi önüme açtım.. Charlie'nin Melekleri ni ilân verenlerin üzerine saldım.. Bir yandan Yeşim, bir yandan Seçil bir yandan da İlkay hani harıl ilân sahiplerini arıyorlar.. İlkay kurnaz.. Kendine "Ayşegül.." süsü vermiş.. Telefonla konuşurken asıl adını vermiyor.. Sanki verse telefon üzerine kalacak..

30 bin dolarlık bir telefon sahibini aradık.. Adamcağız ilânı verdikten sonra fiyat kırmış.. Müşteri çıkmadığından on bin dolara düşmüş.. Eğer "on bin dolarlık bir sersem.." çıkmazsa iki bine kadar da inecek besbelli.. 25 bin dolarlık başka bir hattın sahibi ile konuştuk, iddialı.. Bugüne kadar 24 bin veren, 22 bin verenler varmış.. Verecekmişiz bakalım telefonumuzu.. Bir hafta sonunda en yüksek fiyat verenle anlaşacakmış.. Bizi böyle yemledi.. Kapatmadan önce de ekledi.. "Satılık hattım yurt dışı konuşmasına da açık.." Çok güzel.. Biz yine de başka telefonlara bakacağız.. Belki misafir geldiğinde kapıyı açan bir cep telefonu buluruz..

İlla ki doktordan..
Gidişat belli.. Yani benim için belli oldu.. Ama yine de işin ucunu "Doktordan satılık cep telefonu.." ilanını görene kadar bırakmam.. Bizim ahali "doktordan satılan.." şeylere çok meraklıdır.. İki satılık arabayı yan yana koyun.. Aynı model, aynı kilometrede ve kalitede.. Biri doktordan satılık olsun, fiyat beş bin dolar fark eder.. Artık bu doktorlar kullandıkları mala ne yapıyorlarsa? Ev, araba, müzik seti, DVD cihazı, yazar kasa.. Yazlık villa, evcil hayvan, kullanılmış vizon kürk.. Hepsinin "doktordan" diye başlayan ilânını gördüm.. Bir tek "Arkadaş mı arıyorsunuz? Doktordan.." türü ilân görmedim.. Dönelim telefon mevzusuna.. Tayfun Devecioğlu'nun ve gazetenin cümle servis şeflerinin haberi olsun.. Şu arada kimseden iş filan istemesinler.. Herkes telefonunu birilerine kakalamak işiyle meşgul.. Herkes kulağını telefona dayamış harıl hani pazarlık yapıyor..

Meraklısına son dakika notu: Ben yazıyı bitirene kadar Kemal Yıldırım fiyat kırdı.. 18 bin dolara indi.. İsteyene fiş de veriyor.. Telefon hattını alana cihazını da hediye edecekmiş.. Cihazı çok kıymetliymiş.. Aralarında kuş gibi cikleyen kapı zili de dahil 20 çeşit melodisi varmış.. Eğer telefonunu satın alan olursa kendi cihazında DJ olarak çalışmaya hazırmış..