Barselona kentinde ilgi ve nefretin odağı La Sagrada Familia

Haberin Devamı

Yapımı 126 yıldan beri süren bu katedral, kimine göre bir mimari şaheser kimine göre de dünyanın en çirkin yapısı..

Avrupa’nın en renkli kenti olan Barselona’ya gidip de La Sagrada Familia adlı garip katedrali ziyaret etmemek olmazdı..

“Garip” diyorum.. Çünkü yeryüzünde bu kadar aykırı görünüşlü, aykırı görünüşlü olduğu kadar da çarpıcı başka bir tapınak yoktur..

Herhalde Hazreti İsa da göğe yükseldiği yerden, bu katedralin yüz küsur yıldır süren inşaatına hayretle bakıyordur..

***


Barselona ahalisi 1882’de yapımına başlanan bu katedral ile yatıp kalkıyor..

Yanlış okumadınız.. Katedralin inşaatına başlandığında Atatürkümüz henüz bir yaşındaydı ve Zübeyde Hanım altına bez bağlıyordu..

Aradan yüz yirmi altı yıl geçmiş.. İnşaat aynı iştahla sürüyor.. Ne zaman biteceğini de kimse bilmiyor..

JAPON MERAKI

Kafamı çevirdiğim her yerde bir La Sagrada Familia posteri gördüğümden, bir an önce ziyaret etmek için çok istekliydim..

Bir taksiye atlayıp gittim..

İnşaatı süren kadetralin bitmek tükenmek bilmeyen ziyaretçileri için yan yana dört bilet gişesi birden vardı..

Kimbilir, kimi günler nasıl izdiham yaşanıyorsa adamlar dört gişeye birden ihtiyaç duymuş..

On veya on iki euro’luk bir bilet alıp içeri girdim.. Önde yükseklikleri 125 ile 170 metre arasında değişen dört kule var..

Kule dedimse geometrik şekil beklemeyin..

Bizim Göreme, Ürgüp peri bacalarının gökyüzüne doğru sündürülmesi gibi bir şey..

Bir gün inşaat biter de La Sagrada Familia Tanrı’nın hizmetine girerse, bu kuleler dünyanın en yüksek tapınak zirveleri olacak..

Kulelerin altında kalan, katedralin cephelerini dolduran yüzey ise inceden inceye işlenmiş..

İlahi figürler, Hristiyanlığın değerleri şekle sokulmuş..

Kulelerin tepesinde çiçekten yapılma rüzgâr gülü gibi duran veya çocukların ağızlarına sokarak emdikleri şekerlemeleri andıran haçlar var..

Gövdenin üzerindeki ürkütücü figürlerle tam çelişki içinde..

***


İçeriye girdim.. Ana baba günü.. Çoğunluk Japonlar’da.. “Kopyacılık genleri” harekete geçmiş..

Sanki aynısını Tokyo’da veya Osaka’da yapacaklarmış gibi her ayrıntının fotoğrafını çekiyorlar..

İki kulenin içinde asansör var.. Meraklısı tepeye kadar çıkıp aşağıdakilere bakarken başlarını göğe değmiş hissedecekler..

Tabii bu asansör kuyruklarındaki çoğunluk da Japon milletine ait..

***


La Sagrada Familia’dan söz edip de mimarı ve yaratıcısı Antoni Gaudi’den söz etmemek olmaz..

1852 doğumlu Antoni Gaudi bir Katalan.. Aynı zamanda fanatik bir Katalan milliyetçisi..

“Katalan diye bir millet yoktur, herkes İspanyoldur..” denilen devirlerde bile karakteri titretmemiş..

Katalanca konuşmak kanunla yasakken bile inatla Katalanca konuşup hapislere girmiş..

Renk körü olduğunu iddia edenler de var..

MİMARİ DEHA

Ancak biri çıkıp da “Barselona’ya damgasını vuran sanatçı kimdir?” diye sorsa çoğunluk “Antoni Gaudi”cevabını verir..

Picasso, Salvador Dali, Joan Mirò gibi dünya devleri üçer beşer oyla azınlıkta kalır..

Antoni Gaudi, tam kırk yıl, yani öldüğü yıl olan 1926’ya kadar La Sagrada Familia projesinin başında çalışmış..

Öldükten sonra proje, onun sanatına bağlı mimarlar tarafından devam ettirilmiş.. Şimdi bile günde altı yüz kişi çalışıyor..

***


Antoni Gaudi’nin ölümü de enteresan..

Barselona şehrine damgasını vuran adam akşam evine dönerken tramvayın altında kalıvermiş..

Pek çok yaratıcı beyin gibi kılığa kıyafete önem vermediğinden onu yoksulun biri sanmışlar..

Taksiciler arabalarının içi kan olur, diye yaralı adamı almak istememiş.. Gecikmeli olarak hastaneye kaldırılan Gaudi, iki gün içinde ölmüş..

Barselona ancak o zaman kaybını idrak etmiş..

GARİP TECELLİ

Hayatın garip cilveleri bunlar.. Gaudi’nin akıbetini öğrendiğimde aklıma Fatih Sultan Mehmet geldi..

İstanbul’u fetheden bu cihangir padişah da öldükten sonra naaşı tahnit edilerek bir mahzene konmuş, şehir yeni padişahı beklemeye başlamıştı..

Fatih’in naaşını bekleyen tek kişi de yaşlı bir yeniçeriydi..

Tahta çıkan Beyazıd Veli’ye babasının naaşını nasıl beklediğini “bahşiş almak için” hatırlattığında kellesinden olduğunu yazar vakanüvisler..

Antoni Gaudi’nin başına gelen de böyle bir şey.. Fark edilmese belki de kimsesizler mezarlığına gömülecekti..

La Sagrada Familia çoğunluk için Barselona’nın gururu ancak ondan nefret edenler de azımsanmayacak miktarda..

1984’ün yazarı George Orwell mesela..

La Sagrada Familia’yı dünyanın en çirkin binası olarak tarif eder.. İspanya iç savaşında yıkılmadığı için de hayıflanır..

***


Ne olursa olsun Antoni Gaudi’nin bıraktıklarını görmek için her yıl milyonlarca insan Barselona’ya gidiyor..

La Sagrada Familia ile Mila Evi adlı apartmanı da ilk uğrak yerleri oluyor..

İyi ki gidip gördüm..

DİĞER YENİ YAZILAR