Osman Gazi ile ilk Bursa seferi

Haberin Devamı

Denizlerde bir şeyler değişiyor galiba.. Geçmişte “Seçilirsem deniz otobüslerini karşılayacağım” diyen siyasiler gördük..

Onu dün alkışlayanlar bugün lüks feribotların tadını çıkarıyor..
Sırada siparişi verilen 4 feribot, 5 yolcu gemisi, 5 deniz otobüsü, 4 araba vapuru var..

Dünya’nın en modern feribotlarından birini satın aldık.. Feribota bir isim vermek lazımdı.. Muhtemelen hayatında ayağını denize sokmamış olan birinci padişahımız Osman Gazimiz’in adını seçtik.. Osman Gazi Feribotu’nu törenle hizmete soktuk.. Hükümet adamları törene üşüştü..

Medya leşkerleri ile ahali de davet edilmişti..

Bir hengâme, bir tantun Osman Gazi Feribotu hizmete girdi.. Beni de davet etmişlerdi ilk sefere.. Öğle saatine denk geldiğinden gidemedim..

Davet sahiplerine “Ben ancak öğleden sonra uyanırım.. Seferi saat beşe kaydırsanız?” da diyemediğimden hevesim kursağımda kaldı..

***

Neredeyse iki aydır fırsatı kolluyordum.. Nihayet Bodrum’a gitme vaktim geldi..

Çok heves ettim ya! Koştura koştura Yalova-Bursa Feribotu’ndan biletimi aldırdım..

Kararım gazetede duyulunca küçük bir gerginlik yaşandı..

Tam seçim zamanıymış..

Seçim zamanı gazeteciliğin şöleni sayılırmış.. Kendini bilen bir gazeteci böyle bir ortamda tatili aklına bile getirmezmiş..

Böyle durumlarda polemiğe girmem.. Susarım, anlamlı anlamsız bakarım..

Yine öyle yaptım.. Bay Zafer vır vır vır söylenirken susup, çevreye barışçı tebessümler saçtım..

LAF ANLAMIYOR..

Hallerim aslında kimseye tuhaf gelmiyor, hepsi alışmış.. Sadece Bay Reha şaşırıyor.. Bu adamın işi vara yoğa şaşırmak zaten..

Belki de başarısı buradan..

Önüne bir simit koy, şaşarak baksın.. Bünyesinde araştırmacı-gazeteci geni olduğundan üzerindeki susamları saymaya çalışsın..

Şaşıp sussa iyi.. Hayır, bir de soruyor.. Üstelik Bay Zafer’in yanında.. Durup durup “Sen şimdi tatile mi gidiyorsun?” diyerek havayı geriyor..

“Evet Reha..” cevabı tatmin etmiyor.. İlla ki dibine kadar öğrenecek!

“Ne zaman geleceksin?”

Bir idarecinin önünde başka birine sorulacak en tehlikeli soru da bu.. “Yakında.. Birkaç güne kadar.. Bilmiyorum.. Belli olmaz..” türünden verdiğim her cevaptan sonra soruyu tekrarlıyor..

“Ne zaman geleceksin?”

Tavlanın başındayım.. Elimde kırık var.. İki kapıya gele atmışım.. Üstelik rakibim Bay Zafer’in kaşı gözü gidiyorum diye oynuyor..

Verebileceğim en diplomatik cevabı verdim.. “Çok kalmayacağım, yakında dönerim..” dedim..

Bay Reha tatmin olmadı.. Sanki “Laf anlamaz ormancı, çekmiş kafayı..” şarkısına klip çekiyoruz.. Sorusunu tekrarladı:

“Ne zaman geleceksin?”

“Çok kalmayacağım dedim ya! Kasımın başında..”

***

Bay Zafer’in saldırganlık belirtileri gösterip, karakterimle ilgili psikolojik, sosyolojik tahlillere girmesi bu cevaptan sonradır..

Kurtulmak için “Osman Gazi Feribotu’nu merak ediyorum.. Onunla gidip yazı yazacağım..” dedim.. Demez olaydım..

Bu kez iş benim “nitelikli dolandırıcı olmama” döndü..

Bundan sonrasını zabıtlarda bırakıyorum.. Çünkü söylem biraz müstehcenliğe kaydı..

Bir gazete büyüğünün başka bir gazete büyüğü ile “hissi ilişki kurma isteğini..” ulu orta yazamazsın.. Reşit olmayan okurlarımız anlamaz..

İŞTE OSMAN GAZİ

Bu ara başlıktan sonra beni yolumdan döndüremediklerini anlamışsınızdır..

Osman Gazi ile Bursa’ya otomobille gitmenin tek kişilik maliyeti 75 lira.. Jeep sahipleri 90 lira ödüyor..

225 araç ve bin iki yüz yolcu kapasiteli feribotta tam koltuk fiyatı 20 lira.. Bir de indirimli koltuk var.. Öğretmene, öğrenciye, malûle, gaziye.. İndirimlisi 15 lira..

Business Salon’da koltuk için 25 lira ödüyorsunuz..

Ben, 75 lira arabaya, beş lira da salon farkına; toplam 80 lira ödedim..

Bandırma Feribotu’na kıyasla daha geniş ve ferah bir araç.. Yeni, her şey tertemiz..

Personel nazik, güler yüzlü..

Çocuklar için oyun odası bile var..

Ki bu deniz yollarımızın belası bir iştir.. Bandırma seferleri, koca gemiyi oyun parkına çeviren çocukların çığlıkları ve onların azgınlığını kayıtsızca seyreden ebeveynleri sayesinde azap halinde geçer..

Osman Gazi’de hiç gürültü yoktu..

***

Uçaklarda olduğu gibi salonların hepsinde, herkesin görebileceği yerde televizyon ekranları var.. Tepeden sarkmalı..

Lakin ne seyredildiği belli değil.. Sesleri de kısılmış.. Yolcularda kulaklık olmadığından seyretseler bile izledikleri şeyi tam anlayamıyorlar..

Göz eğlencesi işte..

Ahali İslamcı, laik kanal ayırımı yapar çekincesi ile suya sabuna dokunmayan programlar seçiliyor.. Çoğunlukla ekrana haber programları veriliyor..

BÜFE YETERLİ..

Gemiye bindin, acıktın.. Sabah seferiyse kahvaltını yaparsın..

Şütte’nin kahvaltı seti 8 lira..

Diğer öğünler için yemek yersin..

Büfelerde altı yedi çeşit sandviç var.. Fiyatları 3.75 ile 5.5 lira arasında değişiyor.. Bir liralık poğaçadan beş liralık su böreğine kadar
hamur işi çeşitleri mevcut..

Burgerler, salatalar beş ile yedi buçuk arası değişiyor.. Hazır yemek olarak da İsveç köfte, döner, makarna ve füme piliç göğüs var..

Porsiyonu sekizer lira..

Pizza yedi lira.. Tatlılar ise üç ile altı arasında değişiyor..

İçecekler Türk Hava Yolları’nın himayesindeki meydan işletmelerine oranla ucuz.. Havaalanında bir espresso kahve içtim, bir de su istedim.. 13.5 lira kestiler..

Aynı kahve burada beş lira, çay bir lira..

***

Keyifle seyahat ettim.. Bursa Güzelyalı’da karaya çıktık.. İşin bir iyi tarafı da o korkunç şehir trafiğine girmeden Bursa’yı by-pass etmek..

Kısa bir bağlantı yoluyla otobana çıkıyorsun.. On küsur kilometre sonra da kendi güzergâhını bulup zaman kaybetmeden yoluna gidiyorsun..

Sordum, şu anda doluluk kapasitesi yüzde elli.. Okullar kapanınca yer bulunmaz..

Akıl edenlerden de hizmet verenlerden de Allah razı olsun.. Çok hoşuma gitti.. Yunan’a karşı denizcilik kompleksim biraz azaldı..

DİĞER YENİ YAZILAR