Kadın tıptan asla umudunu kesmez

Tıp ilminin insana sunduğu imkânlar sınırlı ancak kadının tıptan beklentisi sonsuz.. Dünyaca ünlü estetik cerrahının anıları bunu doğruluyor.. Erkek kaderine razı olurken, kadın hep imkânsızı istiyor..

Haberin Devamı

Tahminim odur ki “Ünlülerin Estetik Cerrahından İtiraflar” kitabı en geç bir ay içinde listeleri altüst edecek..

En çok satan kitaplar listesinin tepesine fırlayacak..

Kitabı Türkçeye çeviren Popcore Yayınları da paranın gözüne vuracak..

Bu işin yayıncılık cephesi.. Kadınlar cephesinde sonuç farklı olabilir..

Temsil, kendilerine dair fiziki takıntılarına son verebilir.. Veya tam tersi.. Bunları sonuna kadar tetikler..

Eğer Dr. Cap Lesesne’nin tavsiyeleri ciddiye alınırsa “kozmetik sektörünün” başı belada demektir..

***

Sektörü kurtaracak tek şey bizim ahalinin algılama yetisi.. Okuduğumuzu anlamama gibi harika bir yeteneğimiz var.. Ayrıca balık hafızalıyız..

Okuyup öğrensek bile iki ay sonra beynimizde iz kalmayabilir..

Kendimden biliyorum.. Kitabı bir solukta okuyup bitirdim, dedim ya! Yazıya dökeceğim.. Doktorun adını yanlış yazdık..

Benim dünkü yazıda Dr. Lesesse diye geçen şahıs aslında Dr. Lesesne.. Çift “s” kullanmışım “n” olacakmış..

UYARILDIK DA..
Bay Aytekin, ki kendisi “Selahattin Duman’ın zırvalamasından sorumlu” şef editördür..

Yazıyı okur okumaz “Adamın adı yanlış olabilir..” deyip kitabın kapağına bakmak istedi..

Ben direttim.. (Cehalet özgüveni besler..)

On saniyelik bir kontrol etme işlemini Bay Aytekin’den esirgeyip, doktorun ismini hatalı olarak zabıtlara geçirdim.. Okuruma “Pardon!” diyorum..

Gelelim kozmetik sektörünün nereden darbe yiyeceğine..

Bizim kadınların “sosyetik olsun veya olmasın” genel halidir..

Evlendikten belli bir süre sonra kendilerini besiye alırlar.. Ne bulurlarsa tıkınırlar..

Sonunda vücut şiştikçe şişer..

Özellikle kasnak dediğimiz bölge 4x4 aracın stepnesi kıvamına gelir..

Kadın o andan itibaren rejime başlar.. Bir zayıflar, bir şişer.. Bir zayıflar, bir şişer..

Derisi bu esneyip gerilmelere dayanamaz.. Çatlaklar ortaya çıkar..

***

Tabii bunda ilerleyen yaşında etkisi var.. Karında, göğüste, mabattaki çatlaklar bir yara, yüz derisi de çizgi çizgi olur..

İşin burasında kozmetikçiler devreye girer..

Bugüne kadar piyasaya sürülüp de mucize etkisi yarattığı iddia edilmeyen krem, pomat yoktur..

Bir kız babası olarak durumu yakından biliyorum.. Yarım diş macunu kadar bir el losyonu neredeyse elli, altmış lira..

FAYDASI YOK..
Dr. Cap Lesesne yıllardır kadınları kesip biçen biri olarak bu cilt bakımı veya çatlak giderici nesnelerin bir işe yaramadığını söylüyor..

“Bunların işe yaradığını hiç görmedim..” diyen Lesesne’ye göre bu ürünlerin çoğu faydasız..

Tek yaptıkları kadının yüzünde olan biteni gizlemesi.. Bir nevi yaşlanmayı gizleyen maske gibiler..

Yaradılıştan “piknik tip” kadınlar vardır.. Dünya genel nüfusu içindeki oranları yüzde kırktır..

Yani gövdeleri on iki kiloluk mutfak tüpüne benzer..

Yine de estetik cerrahın kapısına dayanıp yüzlerini Sharon Stone’a benzetmek isterler..

(Yüz benzetme modelleri içinde Sharon hâlâ bir numaraymış..)

Elbette dudaklarını da Angelina Jolie tarzı yaptıracaklardır.. (Bu kolay.. Fazladan bir iğne işi hallediyor..)

Gözleri de Andie MacDowell’a benzetmek şart olur..

***

Estetik cerrahın bu noktadan sonra yapacağı bir şey yoktur.. Elindeki tek şey, ne söylense inanmaya hazır olan kadını “Aynen Sharon Stone gibi oldunuz..” deyip başından savmaktır..

Dr. Lesesne’ye göre bizimkilerin derdi en çok burun ve dudakla ilgili.. Göğüs üçüncü sırada..

AĞZI SIKIYMIŞ..
Bizim kadınlar yesin içsin Dr. Cap Lesesne’nin ağzı sıkılığına dua etsin..

Oturup isim isim saysaydı şimdi Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimini değil zengin karılarını tartışıyordu..

Gerçi bazı ipuçları veriyor ama benim iz sürecek halim yok..

Misal iki sene evvel kızını evlendiren C. adlı zengin kadınımız.. Çırağan’daki düğünde sarı tuvalet giymiş.. (Bak: Hafta Sonu arşivi)

Kadın o düğünde Dr. Lesesne ile dans etmiş.. Bir dedikodu daha.. Kadının o günlerde evli olduğu adam da düğüne kendi sevgilisi ile gelmiş..

Bir başka seçkin hanımefendi de ikinci mi üçüncü mü ne, evliliğini yapmış.. Düğünden bir süre evvel Dr. Lesesne’ye gelip göğüslerine taktırdığı silikonları çıkarmasını istemiş..

***

Peki neden, diye sormuş doktor.. Çünkü silikonlar çok iyiymiş, ameliyat da çok başarılıymış..

Kadın “Kocam mutaassıp biri.. Bunları istemiyor” açıklamasını yapmış..

Buyrun bakalım! Laik cepheden bir fire daha..

UÇAN DOKTOR
Dr. Cap Lesesne’nin çalışma hayatının çoğu New York-İstanbul arasında geçiyor..

Cuma akşamı Delta ile uçup cumartesi sabahı Atatürk Havalimanı’na iniyor.. Bir taksi ile Swissôtel’e gelip yerleşiyor..

Bir duş, bir kahvaltı..

Akşama kadar otel odasında kadınları kabul ediyor.. İsteklerini inceleyip ameliyat için gün, saat veriyor..

Gece tabii ki Reina’da..

Pazar yine tam gün hasta kabûlü.. Akşam da uçakla New York’a dönüş..

İstanbul’dan topladığı paralar ise tahminim kargo uçağı ile arkadan geliyor..

***

Tek derdi kadınların kararsızlığı..

“Ameliyata kadar üç beş kez fikir değiştirirler.. Ameliyat sırasında bile kesin kararlarını vermiş sayılmazlar..”

Öte yandan kadınların mucizeye inancı erkeklerden fazla..

Seksen yaşındaki bir İtalyan kadın gelmiş.. Bir hafta sonra genç bir erkekle randevusu olduğunu söyleyip acilen “göğüs yaptırma” operasyonu istemiş..

İşte olay budur..
Kadına karşı boynumuz, böyle bir irade gösteremediğimiz için her daim eğik durur..

DİĞER YENİ YAZILAR