İstediğiniz bu mu?

Metroseksüel, überseksüel, düdüklütencereseksüel, makroseksüel, e-mailseksüel, termoseksüel, kıroseksüel, kelseksüel, körseksüel diye diye bitirdiniz erkekliği.. Bakın ne oldu?

Haberin Devamı

Metroseksüel, überseksüel, düdüklütencereseksüel,
makroseksüel, e-mailseksüel, termoseksüel, ıroseksüel, kelseksüel, körseksüel diye diye bitirdiniz erkekliği.. Bakın ne oldu?

Düştüğümüz içler acısı durumu belgeleyen yukarıdaki fotoğrafı inceliyorum..

Evet.. Kaşlar belki biraz alınmış ama trafiğe çıkan her erkeğin plaka niyetine taşıması gereken bıyıklar duruyor..

Sakal tıraşı sinekkaydı..

Belli ki traş vakti geldiğinde delikanlı gibi jilet kulanılmış,

kesinlikle ağda yapılmamış..

İki gömlek üst üste giyilmiş..

Alttaki gömlek örtünmek için.. Üstteki ise bir kavga sırasında

çıkarıp sol kola sarmak için..

Sağ elle bıçak sallanırken, gömleğe sarılı sol kol kalkan görevi yapacak..

***

Altta kalan gömleğin düğmeleri, göbeğin dört parmak üstüne kadar açılmış..

Kendisi “Süsüme ve dekolteme önem veririm..” derken kadınlara “göğüslerim asla sarkmaz..” göndermesi yapıyor..

Öte yandan göğüs kıllarını alenen göstererek gereğinde “Son Osmanlı Yandım Ali” kadar maço görünebileceği mesajını veriyor..

AKSESUARLAR..
Boyunda üç kolye birden asılı..

Göğüsün orta yerine gelen yarı değerli taşı kalın bir zincir taşıyor..

Onun altında kalan, iki kez boyna dolanmış gümüş zincir ise erkek şıklığının alameti..

En üstte kalan ve boynu çevreleyen üçüncü kolyeyi çözemedim.. Eşi “yüz görümlülüğü” olarak takmış olabilir..

Sağ elin bileğindeki üç bileziğin üçü de kesinlikle erkeksi..

Biri künye ki kendini bilen her erkeğin taşıması lazım..

Diyelim magandalar yolunu kesti, dövüp denize attı.. Sen de telef olduktan sonra Bandırma sahilinde karaya vurdun..

Kim olduğun işte bu künyeden bilinecek ki cenaze namazın er kişi niyetine kılınsın..

Diğer gümüş örgü bilezik ise bir erkeğin gereğinde bilek gücü ile zarafeti birleştirebileceğini anlatıyor..

“Biz de bilezik taşırız ve bunun görgüsüzlüğü adamın gözüne sokan çifte burma bilezik olması gerekmez..” diyor..

Üçüncü bilezik biraz aşırı durmuş, hevestendir.. (Aynısı Reha’da da var..)

Sağ elin nişan parmağındaki iki yüzük ile orta parmaktaki tek yüzük bu organın şıklığını tamamlamış.. Sol elin serçe parmağındaki yüzük, erkeğin bağımsız karakterini simgeliyor..

Sol elin nikâh parmağındaki hatemi yüzük ise teknik açıdan faydası görüldüğünden taşınıyor..

Bir yiğit ergen kişi bahadırlık gösterip, isim almaya hak kazanınca kulağın memesini üç kere çekip “Tüh tüh tüh! Kırk bir kere maşallah!” derken tahtaya tak tak vurmak için..

***

“İstanbul’un erkekleri giderek bozuluyor..”

Bu tespit benim değil, yukarıda fotoğrafını yayınladığımız ve altta tasvirini yaptığımız tasarımcı kardeşimiz Muammer Ketenci’nin..

Bu sözleri Posta Gazetesi’nin pazar ekinde çıkan röportajında söylemiş..

Röportajı baştan sona okudum..

Okurken anlamadığım yerleri şahsi kolye ve yüzük tasarımcım, stilistim, kreatif direktörüm Kemal Yıldırım’a sorup öğrendim..

Ki kendisi de bütün dünyayı özel pisuvarı kabul eden yiğitlerdendir.. Egemenlik alanlarını bizzat kendisi belirler..

O da benimle aynı fikirde..

SUÇLU ŞEHİR..
Evli ve iki çocuk babası Muammer Ketenci, erkeğin giderek bozulduğu tespitini yaptıktan başka olayın coğrafi nedenleri üzerinde de duruyor..

Ona göre erkekliği bozan İstanbul’un bizzat kendisi..

Bu lafları kayda geçerken “Erkekliğin bozulmasından Sayın Valimiz Muammer Güler sorumludur..” demek istemiyoruz..

Şehrin, erkek cinsi üzerindeki yan etkilerini hatırlatıyoruz..

Sayın Ketenci de tespit etmiş.. Zeki Müren’in hemşehriliğinden dolayı bir zamanlar adı çıkan Bursa’nın durumuna da değiniyor mesela.. Orta yaşın üzerindekiler hatırlar..

Bursa ilimizle haksız yere o kadar çok dalga geçilmişti ki sabırlar taştı..

Maraş ilimize “Kahraman” unvanı Meclis kararı ile verildiğinde Bursa’yı seven bazı köşe yazarları da karşı teklif getirdiler..

Şehrin adının “Erkek Bursa” olarak değiştirilmesini istediler...

Sayın Ketenci bu durumu “Zeki Müren oradan çıkmış olabilir ama gidin bakın.. Bursa yakışıklı, aslan gibi delikanlılar ile güzel kızların ili oldu..” sözleriyle tekzip ediyor..

Ardından da darbeyi vuruyor..

“Artık tartışılan şehir İstanbul’dur..”

***

Sebep?

Muammer Ketenci gibi erkekliği ile övünen, erkekliğin değerlerine sahip çıkan yiğit kesimli bir kişi İstanbul’un fikri bozuk erkeklerinden şikâyetçi..

İki üç semt adı veriyor.. Tekrarlayıp oraların ahalisini taciz etmeyelim..

“Oradan bir geçiyorum, sağımdaki minibüsün camına on kişi, solumdaki otobüsün camına on beş kişi yapışıyor” diyerek..

Şimdi kadınlara soruyorum..

Dibine “seksüel” lafını takarak yaratmaya çalıştığınız model bu mu?

Eğer buysa, Sayın Ketenci niye erkeklik adına isyan ediyor? Bu işin içinde bit yeniği var..

Unutmayalım.. “Pire itte, bit yiğitte olur..”

DİĞER YENİ YAZILAR