Gazete Vatan Logo

Sekiz aylık ihmalin öyküsü

8 ayda alamadığı yolu kamuoyu baskısı nedeniyle bir günde aldı

Kanser hastası olmasına rağmen bir türlü tahliye edilmeyen Güler Zere’yle ilgili Adli Tıp Kurumu’nun raporu, 8 ayda alamadığı yolu kamuoyu baskısı nedeniyle bir günde aldı. Rapora rağmen savcılık Zere’nin infazının ertelenmesi talebini “Cumhurbaşkanı isterse affeder” gerekçesiyle yine reddetti. Şimdi gözler Gül’de

Kanser hastası hükümlü Güler Zere için İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından verilen ve sürekli hastalık halini belirtir rapor, Elbistan Başsavcılığı tarafından dün kuryeyle Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Adalet Bakanlığı dosyayı “Cumhurbaşkanlığı sürekli affı kapsamında değerlendirilebileceği’kanaatiyle Çankaya Köşkü’ne sundu. Köşk’ten dün akşam saatlerine kadar Zere’nin durumu ile ilgili bir açıklama yapılmadı.

Savcılık yine reddetti

Zere’nin avukatları vakit kaybedilmemesi için Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporu doğrultusunda Elbistan Savcılığı’na ” infazın ertelenmesi “ için başvurdu. Ancak Savcılık bu talebi reddetti. Ret kararında, Adli Tıp raporunun Cumhurbaşkanınca yapılacak olan özel af başvurusuna ilişkin olduğu ve raporda ” infaza hastane koşullarında dahi engel olacak biçimde hastalıktan “ söz edilmediği ileri sürüldü. Savcılık kararında ” Adli Tıp Raporunun Cumhurbaşkanının yetkisi çerçevesinde bulunduğu anlaşılmakla, talebin reddine, hükümlünün Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinde mahkumlara ayrılan kısımda infazına devamına karar verilmiştir “ denildi.

‘Ya 10 ay sonra karar verirse’

Zere’nin avukatı Taylan Tanay, “Rapora rağmen salıverilme olmaması, görevin yerine getirilmemesi suçunu oluşturuyor. Yasa çok açık. Cumhurbaşkanı’nın yetkisi tamamen takdiri bir yetki. Cumhurbaşkanı 10 ay sonra da karar verebilir. Bu rapora rağmen Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı ertelemeden kendini muaf tutamaz. Şu anda çok trajik bir durumla karşı karşıyayız. Rapor var, ama Güler Zere’mizin hala orada kalması için Cumhuriyet Savcılığı rapor verdi. İnanılmaz bir şey. İlgili Cumhuriyet Savcısı Süleyman Özar ve Başsavcı Özden Doğan hakkında HSYK’da girişimlerde bulunacağız” dedi.

Avukatlar, Savcılığın kararına karşı Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti. Mahkemenin konuyla ilgili bugün karar vermesi bekleniyor.

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesinin mahkum koğuşunda tedavi gören Güler Zere’nin babası Haydar Zere, kızı için hastane bahçesinde yapılan oturma eylemi sırasında karara sevindiklerini söyledi. Kızının hastalığının ilerlediğini ve kararın geç alındığını hatırlatan Haydar Zere, “Kızımın tedavisine Çapa Tıp Fakültesi’nde devam edeceğiz” dedi.

Sekiz aylık ihmalin öyküsü

GÜLER ZERE, 2008 Eylül’ünde diş ağrısı nedeniyle cezaevi doktoruna başvurdu. Antibiyotikle yapılan tedaviye rağmen ağzındaki apseler şişti ve konuşamaz duruma gelince Elbistan Devlet Hastanesine sevk edildi. Ancak oradaki diş hekimi tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilmesini istedi. Durumun aciliyetini sevk evrakına not düştü.

5 Kasım 2008’de Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesine getirildi. Biyopsi için 2 ay sonraya randevu verildi. 5 Şubat 2009’da biyopsi örneği alındı. 23 Şubat’ta tümörlerin kötü huylu olduğu anlaşıldı, ilk ameliyatı yapıldı. 12 Mart 2009’da avukatları infazın ertelenmesi için savcılığa başvurdu.

4 Mayıs’ta kanserin yayıldığı anlaşıldı hemen ameliyata alınması gerektiği söylendi. Ancak mahkûm koğuşunda yer olmadığı gerekçesiyle 5 Haziran’a kadar hastanede yatırılamadı. 10 Haziran’da ikinci ameliyatı yapıldı, damak bölgesi alındı.

2 Haziran’da Çukurova Üniversitesi Adlı Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından “cezanın infazının ertelenmesi gerektiği ve hastalığının son evresinde olduğunun” kaydedildiği rapor hazırladı. 2 Temmuz’daki ek raporda da mahkûm koğuşunda kalmasında dahi sakınca olduğu belirtildi.

Eksik evrak’a takıldı

Ancak savcılık 4 Temmuz’da verdiği kararla kendi talebi üzerine hazırlanan raporları kabul etmedi. Zere’yi Adli Tıp Kurumu’na gönderdi.

5 Temmuz’da 14 saatlik sarsıcı bir yolculukla Adana’dan İstanbul Adli Tıp Kurumu’na getirildi. 5 dakika muayene edildi. Aynı gün geri götürüldü. 10 gün sonra tamamlanan raporda Zere’nin infazına hastanede devam edilmesi yönünde görüş bildirildi. Avukatları bu karara 20 Temmuz’da itiraz etti.

Bu itirazı 27 Ağustos’ta görüşen Adli Tıp Genel Kurulu, eksik evrak nedeniyle karar vermedi. Adli Tıp 10 Eylül’deki toplantısında da Zere dosyasını evraklar gelmediği gerekçesiyle görüşmedi. 12 Ekim’de üçüncü ameliyatını oldu. Eksik evraklar 16 Ekim’de Adli Tıp’a geldi. Ancak 22 Ekim’deki toplantıda da görüşülmedi.

Ve rapor 8 ay sonra, önceki gün çıktı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin konuyla ilgili soruları yanıtlarken olayda yanlış bir şey bulunmadığını söyledi.

MÜEBBET MAHKUMU

GÜLER ZERE, 1995 yılında Tunceli’de DHKP-C üyesi olmak ve çeşitli eylemlere katılmak suçlarından yakalandı. Malatya 2 No’lu DGM tarafından müebbet hapis cezasına mahkum edilen Zere’nin güvenlik görevlileri ve vatandaşların öldürüldüğü çeşitli eylemlere katıldığı iddia edildi. Zere’nin avukatı Taylan Tanay ise “Bunlar o dönem Zere hakkında ileri sürülmüş iddialardı. Ancak ispatlanamadı. Zaten bir itirafçının beyanıyla hüküm giydi” dedi. Tanay, Zere’nin dağda yakalandığı için “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs” suçundan müebbet aldığını söyledi.

Haberin Devamı