Gazete Vatan Logo

Şehirli çiftlerin çocuk açmazı tiyatro sahnesinde

"Akciğer", evli bir çiftin dünyaya çocuk getirip getirmeme ikilemini gerçekçi bir şekilde ele alıyor. Oyunun başrollerini paylaşan Nergis Öztürk ve Engin Hepileri'yle konuştuk.

Şehirli çiftlerin çocuk açmazı tiyatro sahnesinde

Tiyatro İN tarafından sahnelenen "Akciğer", modern şehirli çiftlerin en büyük tartışma konularından birini, çocuk meselesini ele alıyor. Geçtiğimiz yıl prömiyerini yapan ve tiyatro eleştirmenlerinin beğenisini kazanan oyunda isimlerini bilmediğimiz, mesleklerinin akademisyen ve müzisyen olduğunu öğrendiğimiz sahnedeki çift, “Acaba çocuk yapmalı mıyız?” diyor, olanlar oluyor... 90 dakika boyunca, hiçbir dekor olmadan, yalnızca diyalogla ilerleyen oyun son derece çarpıcı ve gerçekçi. İzleyici, sadece çocuk kelimesinin geçmesinin bile bir çifti ne hale getireceğini tüm çıplaklğıyla görüyor...

Erkek talepkar, kadın kaygılı...

Akciğer'de, Hepileri'nin canlandırdığı müzisyen karakteri, çocuk yapma konusunda daha istekli ve baskın. Bu tablonun gerçek hayatla ne kadar örtüştüğüne dair Hepileri şunları söylüyor: “Erkekler hamilelik sürecini kadınlar gibi yaşamıyor. Hem erkeğin kadını, hem de kadının erkeği anlaması pek mümkün değil. Belki de bu dünyayı o çocuklar kurtaracak. Çocuk dünyaya getirmek insanı zenginleştirir. Özellikle yeni nesile baktığınızda umudu görebilirsiniz. Onun için kimsenin hayatın kendi döngüsüne dur demeye hakkı olduğunu düşünmüyorum." Oyunda daha temkinli ve kararsız olan Nergis Öztürk de Hepileri'ye katılıyor: "Evet kötü zamanlar geçiriyoruz ama benim umudum çocuklarda. Belki de onlar değiştirecek bu kötü düzeni" diyor.

Haberin Devamı

Ne kadar düşünürsen düşün bir şekilde doğuyorlar

Bir yandan kariyer, öbür yandan çocuk sorumluluğu... Bu yükü nasıl sırtladığını Öztürk şöyle açıklıyor: “Bir arkadaşım ‘Annelik iyi organize olabilmektir’ demişti ve gerçekten de öyle. Eğer çocuklar dünyaya gelmek istiyorsa sen ne kadar düşünürsen düşün bir şekilde dünyaya geliyor. Benim için de aynı şey oldu oğlum dünyaya gelmek istedi. Biz de buyur gel başımızın tacısın dedik. Sevdiğim işi yapıyorum, hiçbir zaman bir kariyer hedefim olmadı, istediğim hayal ettiğim şeyleri yaptım, bir aşk çocuğu dünyaya getirdik onu için her şeyi yaparız. Dolayısıyla benim duyduğum bir kaygı yok. Ama şiddet haberlerini okudukça korkuyorum. Ne diyeceğimi hiç bilmiyorum."

Haberin Devamı