Gazete Vatan Logo
Magazin Şarkı yazdıran aşklar yaşadım

Şarkı yazdıran aşklar yaşadım

Şimdilerde yeni albümü ‘Kendi Cennetim’in heyecanını yaşayan Nilüfer, 43 yıllık müzik kariyerinin ona kattığı tecrübelerle yoluna tüm hızıyla devam ediyor. Hafta Sonu’nun yeni sayısına konuşan efsane sanatçı yeni albümünü, Kayahan’ı, kızı ile olan ilişkisini ve gelecek planlarını anlattı

Kendi Cennetim’ 13 şarkıyla dolu muhteşem bir albüm olmuş. Albümü incelerken gözüm ‘Kendi Cennetim’ şarkısını aradı ama sadece albümün ismiymiş. Cennetiniz mi oldu bu albüm?

Aklıma böyle bir isim geldi çünkü şarkılar ve müzik benim cennetimi tarif ediyor. Sadece bu albüm değil; tüm şarkılar, hayatım boyunca her zaman nefes aldığım liman, mutluluğumu, acımı paylaştığım sırdaşım oldu. Hayatıma anlam kattı. ‘Kendi Cennetim’ demek için çoktan vakit gelmişti anlayacağınız.

Albümde devler buluşması var; Sezen Aksu, Nazan Öncel, Şehrazat ve tabii ki sizin şarkılarınız. Yıllardır müzik sektörünün en önemli isimlerisiniz, neden buluşmak için bu kadar beklediniz?

Şehrazat ile daha önce defalarca çalıştık. Sezen ve Nazan’la da bu albümde kısmet oldu. Yoksa her ikisi de şahane insanlar ve müzisyenler ve her ikisi de arkadaşım. Sezen’le son yıllarda çok yakınlaştık, bu samimiyet ve dostluk üzerine çıktı bu şarkılar. ‘Hadi artık şarkımız olsun’ gibi bir planla olmadı yani. Bu durum kendiliğinden gelişti.

Haberin Devamı

Klip ‘Haziran Vakti’ne çekilmiş ve tam yaza uygun rengarenk, çiçekli bir klip olmuş. İlk çıkışın ‘Haziran Vakti’ olmasına nasıl karar verdiniz?

Güzel şarkı ‘Haziran Vakti’; benim duygularıma tercüman olan bir şarkı. Tam bir yaz şarkısı, şimdi tam da haziran ayındayız.

İki tane de no name müzisyene fırsat verip şarkılarını albümünüze koydunuz. Bu gerçekten çok hoş bir durum. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Yeni ve kaliteli şarkılarda bir kısırdöngü içinde kaldığımızı görünce, web siteme böyle bir duyuru yapma fikri geldi aklıma. Birçok şarkı içinden bu ikisini seçtik. Her iki besteci de çok başarılı bana göre. Böyle gençlerin kendilerini gösterebilecekleri profesyonel platformlar artırılmalı ve çok iyi yönetilmeli. Bence müziğimiz bambaşka yerlere taşınabilir bu sayede.

43 yıllık dolu dolu geçen bir kariyer yolculuğu ve 24 albüm... Kaliteli bir isim ve dinleyiciler tarafından çok sevilmek... Düşününce ‘bir insan daha ne ister ki’ diye düşünüyorum. Sizin kendinizle iç hesaplaşmanızda hayattan tatmin olmadığınız noktalar var mı?

Haberin Devamı

Vardır mutlaka. Mesleki anlamda Türkiye’de müzik sektörü Batı’yla yarışabilecek duruma gelemedi maalesef. Oradaki şarkıcıların imkanlarına sahip olmak, bütün dünyaya sesimi duyurabilmek hiç de fena olmazdı. Bir dahaki hayatımda artık (gülüyor).

‘43 YILDIR KALICI OLMAK ZOR İŞ’

Peki bu özgünlüğü nasıl yakaladınız? Sizin jenerasyonunuz da dahil olmak üzere herkes popüler müzik yapıyor ama sizin herkesten ayrılan dinamikleriniz var. Her şeyden önce bir ‘Nilüfer’ tarzı var…

Bilemiyorum, kendiliğinden oldu bazı şeyler. Seçimlerim, çalıştığım müzisyenler, ilkelerim, kararlarım, söylediğim şarkılar ve yaşantım gibi bunun oluşmasında birçok etken var. Kalıcı olmak zor iş. 43 yıl durmaksızın devam etmek zor gerçekten.

Kızınız sizin bu kadar sevilmeniz, ün ve şöhret durumunuzla ilgili ne düşünüyor?

Ben kızımın annesiyim, evimizde şöhretli Nilüfer yok ki. Çocuğunu anlamaya çalışan, zaman zaman çatışan, bazen kaygılı, bazen otoriter, bazen anlayışlı bir anneyim. Bazen ders çalışıp, bazen birlikte eğleniyoruz. Birlikte seyahat edip yeni yerler görmeyi seviyoruz.

Haberin Devamı

AŞKTA OYUN OLMAZ

‘Seninim’ şarkınızda şöyle içten bir çağrı var; “Gel artık gel sevincim, nefesim, dön geri..” diye. Hayatınızda gururunuzu hiçe saydırıp böyle cümleler kurdurtacak bir aşk yaşadınız mı hiç?

Yaşadım tabii ki... Böyle sözler etmenin gururla bir ilgisi yok. Eğer böyle hissediyorsa bir kadın, söylemelidir.

Çok güçlü bir kadınsınız. Bu aşkta karşı taraf için bir ego savaşına yol açıyor mu?

Çok yaşadım bunu maalesef. İdare etmeye çalışmadım pek. Her iki taraf da kendi gibi olmalı. Aşkta oyunlar bana lüzumsuz geliyor. Ancak ilişkiler de böyle yürüyor.

‘İlk yıllarda Ajda Pekkan’dan ilham aldım’

Gençlik yıllarınızda size ilham veren isim kimdi?

İlk çıkış yaptığım yıllarda Ajda Pekkan’dan ilham aldım ve şarkı söylemeye bayılıyordum. Yarışmaya katılmaya da tek başıma karar verdim. 15 yaşındaki ilk kez sahneye çıkan o genç kızın heyecanı hala hatırınızdadır muhakkak… Çok heyecanlanmıştım, çok korkmuştum. Hatta ikinci konserimde sesim kısılmıştı (gülüyor).

Haberin Devamı

Bu yolculukta en büyük mücadeleyi neye karşı verdiniz?

Müzik yolculuğumda organizatörlere, televizyonculara ve yapımcılara karşı hep bir mücadelem oldu elbette. Ancak kendimi korumayı becerebildim.

Geriye dönüp baktığınızda en mutlu olduğunuz fotoğraf karesi nedir?

15 yaşımda ses yarışmasını kazandığım gün ve kızım Ayşe Nazlı’yı kucağıma aldığım gün.