Gazete Vatan Logo

Santoro ve Zirve katliamı arasındaki bağ: Persson!

Gazeteci İsmail Saymaz’ın kitabına göre, Rahip Santoro cinayetinden 16 gün önce İsveçli din adamı Persson da “Trabzon’u terk et” diye tehdit edilmiş. Polis, Santo-ro’yu Trabzon’da, Persson’u ise Trabzon ve Malatya’da ‘Pontusçu’ diye fişlemiş...

Gazeteci İsmail Saymaz’ın Zirve Yayınevi Cinayeti’ni ve misyonerlere yönelik saldırıları konu alan “Nefret / Malatya: Bir Milli Mutabakat Cinayeti” isimli kitabında çarpıcı bilgiler yer aldı. Saymaz’ın kitabında Trabzon’da Katolik Rahip Santoro’nun öldürülmesinden 16 gün önce Protestan bir din adamı olan Carl Magnus Stefan Persson’un da, ‘Kuvayi Milliyeciler’ imzalı notla tehdit edildiği, faillerin bulunmadığı ortaya çıktı. Trabzon Emniyeti tarafından ‘şüpheli’ olduğu gerekçesiyle dinlenilen isimler arasına aldığı Persson’un, Ergenekon soruşturması kapsamında birçok üst düzey yetkilisi sorgulanan Malatya Jandarması tarafından da ‘Pontusçu’ diye fişlendiği dikkat çekti.

Malatya’da, 18 Nisan 2007’de meydana gelen; Necati Aydın, Uğur Yüksel ve Tilmann Geske isimli üç Protestan’ın beş saldırgan tarafından boğazlanarak öldürüldüğü Zirve Yayınevi katliamını konu alan kitapta, 2000 yılından beri misyonerlerin devlet ve güvenlik kuruluşları tarafından “ulusal tehdit” sayılması ve bunun ardından artan şiddet olaylarına ilişkin önemli bilgiler de bulunuyor.

Santoro ile Zirve katliamı

Kitapta en dikkat çekici bilgilerden biri, Rahip Santoro cinayeti ile Zirve katliamı arasında bağ oluşturulması. Santa Maria Katolik Kilisesi Rahibi Santoro’nun cep telefonu, öldürüldüğü 5 Şubat 2006’dan üç ay önce ‘Pontusçu’ olduğu gerekçesiyle Trabzon Emniyeti’nin talebi ve Erzurum Özel Yetkili 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de onayıyla dinlemeye alınmış, Santoro dinlemenin bitimine üç gün kala Oğuzhan Akdin tarafından öldürülmüştü.

Santoro’nun dinlenmesine ilişkin polis evrakında Santoro’nun, İsveç kökenli Carl Magnus Stefan Persson ve Doktor Kerim Bozkurt ile ‘Pontusçuluk’ faaliyeti ilişkisinde olduğu ileri sürülmüştü.

Bu iki isim, Zirve dava dosyasında da geçiyor. Yayınevine ait özel yazışmalardan birinde, Mayıs 2005’te Trabzon’a İncil dağıtmak üzere giden iki protestanın Doktor Kerim Bozkurt’la görüştükleri anlaşılıyor. Persson’un ise Santoro öldürülmeden 16 gün önce, 20 Ocak 2006’da, park halindeki 61 MA 056 plakalı otomobilinin aracının ön camında bırakılan “Kuvayi Milliyeciler” yazılı bir notla tehdit edildiği ortaya çıktı. Persson, aynı gün Trabzon Başsavcılığı’na şikâyet dilekçesi verdi ancak failler bulunmadı.

Utandıran savunma

Kitaptaki dikkat çekici belgelerden birini de, öldürülen Tilmann Geske’nin eşi Susanne Geske ve çocukları adına devlet aleyhine açılan davada Malatya Valiliği’nin gönderdiği savunma oldu. Geske ailesi adına avukat İbrahim Kalı’nın, 2008’de Malatya İdare Mahkemesi’nde 630 bin TL tazminat istemiyle açtığı davaya yanıt gönderen dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Vali Yardımcısı Erdinç Filiz’in, skandal bir yanıt verdiği ortaya çıktı. Filiz, sanıkların ‘terör örgütü üyesi olarak’ yargılandıkları katliam için “Birkaç kişinin gerçekleştirdiği menfur ve münferit bir olaydır” ifadesini kullandı.

Cinayete ‘katliam’ denemeyeceğini savunan Filiz, buna örnek olarak, 18 Eylül 1011’de Malatya’yı fetheden Türk komutan Danişment Gazi’nin şehirdeki Ermeni ve Süryanilere Sivas’tan getirdiği öküzleri ve karasabanları dağıtmasını, Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat’ın zaman zaman rahiplerle sohbet etmesini, örnek gösterdi.

Haberin Devamı