Hatalar dersi...

Hayatımızdan taşan acı ve karanlık dolu haberler arasında dolaşırken insan çoğu zaman o karanlığa yeniliyor...

İçinden yeni bir ışık yaratabilecek gücü bulamıyor bazen...

Dün yine o haberler arasında dolanırken birden Ömer Altan’ın K24 için yazdığı yazıya rastladım.

Özlediğim bir ışık çaktı o karanlığın içinde.

1974 yılında New York’da İkiz Kuleler arasında ipte yürüyen Philippe Petit’nin kitabını taşımış satırlarına...

İçimizdeki karanlığa ip germiş kendi ışığından.

İpte yürümeye cesareti olanlara tabii...

***

Yazıda nefis bir cümleye rastladım:

“Okullarımızda müfredata bir de hatalar dersi eklemek çok akıllıca olmaz mıydı? ‘Pekala, salı günü hepinize hata yapmayı öğretmek istiyorum; onlardan öğrenebileceklerimiz var. Numara yok, daha önce yapmış olduğunuz hatalarla gelmeyin.”

Hata yapmayı öğrenmek....

Hatayı düzeltmeyi de öğrenmek anlamına geliyor...

Tabii hata, bir kere yaptığında hata oluyor, onu sürekli tekrarladığında o bir hata olmaktan çıkıyor ne yazık ki...

Kendine ya da topluma karşı işlediğin bir günaha, bir suça dönüşüyor.

Haberin Devamı

***

Türkiye çok hata yapıyor.

Yüzlerce yıldır yapıyor.

Onun için o hatalar hata olmaktan çıkıp suça ve günaha dönüşüyor.

Ölüme, yoksulluğa, acıya, umutsuzluğa, yıkıma dönüşüyor.

***

Hata hayatın önemli bir parçası, hayat hatasız ilerlemiyor tabii ki.

Hata yapmaktan korkan birinin hiç yerinden kımıldamaması, hareket etmemesi gerekir.

Oysa ancak hata yapmayı göze alabilirseniz hayat sizi başarıya taşıyor...

Ama hatayı bir alışkanlık haline getirirseniz başarıya ulaşma şansınız hiç yok.

Hatadan korkmadan ama hatadan ders alarak yaşamamız gerekiyor sanırım.

Ömer’in dediği gibi hatalar dersine ihtiyacımız var...

***

Neden bizim gibi ülkeler hatalarından hiç ders çıkartmıyor?

Galiba, toplum için “hata” olan bazıları için “kazanç” oluyor da ondan.

O kazancı kaybetmemek için toplumu çökertecek hataları sürekli tekrarlıyorlar...

Buradaki soru, toplum kendi aleyhine hataları tekrarlayanları yüzlerce yıldan beri başında tutma “hatasını” nasıl işliyor?

***

Bu sorunun kesin cevabını bilmiyorum doğrusu.

Haberin Devamı

Belki hata ile doğru olan arasındaki ayırımı kaybettik, neyin hata olduğunu kestiremiyoruz artık.

Belki hatalarımıza, suçlarımıza, günahlarımıza alıştık, artık vazgeçemiyoruz.

Belki de, “yürüdüğümüz ipin” üzerinden o kadar çok düştük ki sürekli düşmeyi hayatın bir parçası sanıyoruz.

***

Hatadan korkmamak ama hatadan ders almak gerekiyor.

Biz çok korkuyor ve hiç ders almıyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR