Dört yıl önceki Türkiye’den buraya nasıl geldik!

Daha bir kaç yıl öncesine kadar bu ülke, bütün dünyanın hayran kaldığı bir başarı öyküsü olarak parlıyordu.

Unuttuk o günleri değil mi?

Acılar, haksızlıklar, ölümler, hukuksuzluklar yüzünden unuttuk...

Oysa;

Askeri vesayete son verilmişti.

Kürt sorununun çözümü için adımlar atılıyordu.

Ekonomimize herkes hayrandı.

Ortadoğu’nun en imrenilen ülkesiydik, her sorunda arabuluculuk edebilecek bir ağırlığımız vardı.

Ortadoğu’daki her gelişmede dünya “Türkiye ne diyor”merak ediyordu.

Her görüşten, her inançtan, her ırktan insanı bir arada barış içinde yaşatacak bir demokrasiyi hayata geçiren ilk Müslüman ülke olması bekleniyordu Türkiye’nin, dünya Türkiye’yi alkışlıyor, Batılı ülkelerde yaşayanlar bile “Erdoğan gibi bir lidere kendilerinin de ihtiyaç duyduğunu”söylüyordu.

***

Bir de bugüne bakın.

Dört yılda nereden nereye geldik.

Ne oldu, niye böyle dağıldık?

Sanırım hepimiz, “dört yılda ne oldu” sorusunu kendimize sormalıyız, buna bir cevap aramalıyız…

Neyi bozduğumuzu anlarsak, o bozduğumuz yeri tamir etme imkanımız da doğar çünkü...

Haberin Devamı

***

Bugün yaşananların Türkiye için kaçınılmaz bir kader olduğuna inanmıyorum ben… Bu durum, bu bölünmüşlük kaçınılmaz bir kader değil.

Ama bu gelişmeleri durdurmaz ve bölünmeyi kışkırtmayı sürdürürsek, çok ağır bedeller ödeyeceğimiz gelişmeler birsüre sonra gerçekten de kaçınılmaz bir kadere dönüşecek.

***

İnsan bunu içine sindiremiyor…

Hergün ayrı bir öfke hissediyorum içimde...

Bölünmüşlük, nefret ve kutuplaşma hiçbir dönemde bu kadar keskinleşmemişti. Bölünmüşlük, toplumun her zerresine yayıldı.

***

Bir toplum, birbirinden nefret eden kitleler halinde ortadan kırılmanın yarattığı baskıyı daha ne kadar taşıyabilir?

Bu nefret ortadan kaldırılamazsa, bu toplum barış ve huzur içinde bir arada yaşamayı nasıl sürdürebilecek?

Kalabalıkların bir araya geldiği her yer, beklenmedik olayların yaşanabileceği ortamlara dönüşüyor artık...

Küçücük olayların büyük çatışmalara dönme ihtimalini sürekli içimizde taşıyoruz...

***

Birbirimizden nefret ederek, birbirimizden intikam almaya çalışarak, birbirimizden korkarak yaşamayı sürdüremeyiz.

Haberin Devamı

Hiç bir toplum sürdüremez.

Bir an önce bu gerginliği durduramazsak nefret ve öfkeyle ortadan çatlayacağız. Bir daha da asla bir araya gelemeyeceğiz.

İstediğimiz bu mu?

***

Dört yıl önceki Türkiye’den bugüne nasıl geldik?

Bu hastalık ne zaman, nasıl başladı?

Hastalığı teşhis edebilirsek, tedaviyi de uygulayabiliriz.

Aksi takdirde bu hastalık bizi öldürecek.

DİĞER YENİ YAZILAR