Yargıtay yapınca susacak mıyız?

Haberin Devamı

Ergenekon sanığı Kemal Kerinçsiz, Orhan Pamuk İsviçre’de yayınlanan bir dergiye ‘30 bin Kürdü ve 1 milyon Ermeni’yi öldürdük’ deyince verdiği bu demeçten dolayı ona dava açmıştı.

Tazminat davası...

Aynı konuyla ilgili açılan ağır ceza davası da vardı Orhan Pamuk’a... Hatta Kerinçsiz, o davada mahkemeyi basmış, türlü hakaretler etmişti yazara.

Ayrıca “Orhan Pamuk’un sözleri bizi de bağlıyor” diyerek ayrı ayrı şikayet dilekçesi vermiş Kerinçsiz ve ekibi.

Şişli Asliye Hukuk ‘Bu sözler, kişisel dava açma hakkı doğurmuyor’ diyerek dilekçeyi reddetmiş.

Ama Kerinçsiz ve ekibi pes etmemiş, Yargıtay’a gitmiş.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi “Dava açılabilir” demiş.

Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi tekrar reddetmiş.

Kerinçsizler yine itiraz edince, dosya bu sefer Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmiş.

Kurul da Orhan Pamuk’u tazminata mahkûm etmiş. 6 bin lira.
Yani “Her Türk vatandaşı Orhan Pamuk aleyhine dava açabilir” kararı veriyor bu kurul.

Bu arada zaman aşımı olduğu için kimse dava açamıyor teknik olarak.

Ama bundan böyle isteyen herkesin bir yazara fikirleri nedeniyle tazminat davası açabilmesi mümkün kılınıyor. Bunu onaylamış oldu kurul.

Peki kim bu kurul?

Yargıtay’daki hukuk daireleri başkanlarından oluşan bir kurul.

“Hükümet gazeteci” susturuyor, “Basın özgürlüğü elden gidiyor” diyenler, Yargıtay bunu yapınca susacak mı?
Anladığım kadarıyla öyle...

Ben, Orhan Pamuk’a yapılanla ilgili “Bu nasıl olur?” feryadı pek duymadım da...

Bu arada bu kurul başkanları referandum öncesi seçilmiş kişiler...

Bilmem, bu ‘saptama’ bir şey söylüyor mu size...

*****


Nusr’et krizinde son durum

Geçen gün “Etiler’deki Nusr’et kapanıyor” diye yazınca pek çok mail geldi. Yıkıma karşı çıkanlar da var ama dertleri büyük olanlar da...

Meğerse durum düşümdüğümden daha ciddiymiş...

“23.03.2011 tarihinde gazetenizde “Nusr’et Et Lokantası” hakkındaki yazınızı memnuniyetle ve biraz da buruk şekilde okuduk.

Bu lokanta hakkında ikâmetgâh sahiplerinin Beşiktaş Belediyesi’ne yaptıkları şikayetler, bir klasörü doldurmuş durumdadır. Bunun yanı sıra apartman sakinlerinin ortaklaşa yürüttükleri hukuk mücadelesi de, maalesef yıllardır devam etmektedir. İşgaller, yaydıkları kokular ve tesisatlarının çıkarttıkları sesler nedeniyle uzun yıllardır apartmanı paylaşan sahip ve kiracılarının çaresizliklerini de dile getirmenizi umuyoruz. İtfaiye raporunun “Apartmanın yangın tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu” belirtmesi ve tüm semt sakinlerinin toptan imzalı dilekçesine rağmen Beşiktaş Belediyesi’nin otoritesine başvurarak yasa ve yönetmeliklerini uygulamasını sabırsızlıkla beklemekteyiz.

Teşekkür ve saygılarımızla...

Etiler-İhsan Aksoy Sok-Çoruh Apt sakinleri ve Yönetimi adına: Erkin Üstar-Selçuk Savaşan”

Bir diğeri de...

“Sayın Sanem Altan, Etiler, Çamlık, İhsan Aksoy Sok, Çoruh Apt altında faaliyet gösteren Nusr’et Et Lokantası ile ilgili yazınızı okudum. Çoruh Apartmanı sakini olarak size bu yazıyı yazma gereğini hissettim. Yıkılmasına üzüldüğünüzü belirttiğiniz lokantanın Çoruh Apartmanı sakinleri ve de İhsan Aksoy Sokağı sakinlerine yaşattığı kâbustan acaba haberiniz var mı? Bacası olmadan faaliyet göstermeleri neticesinde evlerimizde et kokusundan oturmamız mümkün olmamaktadır. Sabah saat 02.30’a kadar yaptıkları gürültü de cabası... Ben bahçemizi yasadışı işgal etmelerinden dolayı yatak odamı terk edip oturma odasındaki kanepede aylardır uyumaya çalışmaktayım.

Biz Etiler-Çoruh Apartmanı sakinleri olarak hukuki mücadelemizi bu kaçak yapılaşma ortadan kaldırılana kadar sürdüreceğimizi ve biraz da bizim sesimize kulak vermenizi rica eder saygılarımızı sunarız. Aydan Ocaklı”

Belediye 20 Nisan’da, fazla işgaliyeyi yıkacakmış ama Nusr’et’in ruhsatı da var...

Bana bu sorun bitmezmiş gibi geldi...

*****


Nurgül Yeşilçay 1080 liraya sütyen alır mı?



Nisan ayının Elle dergisini, kapağında Nurgül Yeşilçay’ı görünce hemen aldım.

Zaten günler öncesinden ‘Nurgül Yeşilçay’ın cesur pozları’ başlığında birkaç gazetede rastlamıştım bir-iki fotoğrafına.

Röportajı ve görmediğim fotoğrafları merak ediyordum.

Çünkü cesur tanınan bir kadının, cesur fotoğrafları ve açıklamaları ne olabilirdi acaba?

Ama fotoğraflara bakarken neyi merak ettiğimi unutacak kadar bir detay dikkatimi çekti. Fotoğraf çekiminde kullanılan, Nurgül Yeşilçay’ın giydiği her şey çok pahalıydı.

Moda Direktörü Melis Ağazat çok zevkli ama çok pahalı parçalar seçmişti Nurgül Yeşilçay için.

Moda sayfalarının iyi okuyucuları ‘Bu hep böyledir, niye şaşırdınız ki?’ diyebilirler belki bana ama ben yine de fikrimde ısrar edeceğim.

Bu fotoğraftaki Jean Paul Gaultier marka sütyen 1080 liraymış ve La Perla’da satılıyormuş.

Dolce Gabbana marka beyaz şort ise 625 TL. ve Beymen’de bulunuyormuş.

Çok pahalı denecek ölçüyü bile geçmiş durum sanki...

İşte tam bu noktada “Bu dergiler bu moda çekimlerini niye yapıyor?” diye düşündüm?

Hangi okuyucu grubuna yapıyorlar?

Çünkü ben o okuyucuları tanımak istiyorum.

Fotoğrafları bırakın, başka ‘cesur’ insanlar var, şort ve sütyene 1705 lira vermeyi normal bulacak mesela...

İlgi çekici değil mi...

Nurgül Yeşilçay’la ilgili mi ne düşündüm?

Sanırım, evliyken bu fotoğrafları çektirse ona daha çok yakışırdı diye düşündüm.

Boşanmanın ardından olunca, ister istemez sıradan gözüküyor o güzelim fotoğraflar.

Ama dedim ya neyi merak ettiğimi unutarak baktım fotoğraflara.

Aklım hâlâ 1080 liralık sütyende?

*****


Hayvanseverler bunu duymasın!

Yılmaz Ulusoy, Türkiye’nin tanınmış işadamlarından, İTO, İSO, DTO, TÜSİAD gibi kurumlarda yetkili olmuş biri, sanıyorum Yılmaz Ulusoy Holding‘in de halen yönetim kurulu başkanı...

Geçen gün hakkında dinlediğim hikâyeye inanamadım.

Arnavutköy’de yaşayan Yılmaz Ulusoy’un başı, çevreye dadanan sahipsiz kedilerle dertteymiş.

Sürekli sayıları artan, geceleri miyavlayan kediler için kendine göre bir yol bulmuş.

Modern bir kedi kapanı yaptırmış evinin yakınlarına.

Kedileri kapana nasıl çektiğinin yöntemini öğrenemedim ama neredeyse çevredeki bütün kediler, Ulusoy’un kapanına yakalanmış. Kapana giren kedileri toplatan Ulusoy, onları Etiler’in bir bölgesine bıraktırıyormuş.

Arnavutköy’deki sahipsiz kedilerin sayısında yüzde 90’a varan azalma olmuş. Ancak Etiler’de kedi patlaması yaşanıyormuş.

Durumu araştıran kedi-severler bunu yapanın Yılmaz Ulusoy olduğunu anlamışlar. Etiler sakinleri, şimdi Yılmaz Ulusoy‘u belediye şikayet etmeye hazırlanıyorlarmış.

Tuhaf bir hikâye, değil mi?

*****


Terim, “Umman” diyerek G.Saray’a göz kırpıyor

Futbola çok girmek istemiyorum ama art arda beni cesaretlendiren gelişmeler oluyor.

Geçen gün “Alex, Türkiye’nin en iyi yerli oyuncusu olarak Trabzonlu Selçuk İnan’ı gösterdi. Çünkü rakibinin ateşini düşürmek istiyor” demiştim. İlk tepki Trabzonspor Başkanı Sadri Şener’den geldi. Bana mesaj göndermiş, “Benim aklımdakini siz yazdınız” diye.

Hoşuma gitti, devam edeyim istedim.

Çünkü spor medyası, stratejik açıklamalara belli bir mesafeden bakmayı, arkasını okumayı pek sevmiyor, hatta pek tercih etmiyor.

Mesela, Fatih Terim’in Umman’a gidişiyle ilgili haberleri okuyunca hemen şunu düşündüm, Fatih Terim kendi hakkında haber yapılmasından hoşlanan biri değildir, çevresindeki gazeteciler de onu kızdırmak istemezler ve hocaya sormadan haber yapmazlar.

Bu haber çıktığına göre, Fatih Terim bu haberin çıkmasını kimseye söylemese bile en azından içinden istemiş ki, “hayır” dememiş haberi koymak isteyenlere. Mutlaka sormuşlardır.

Duymuşsunuzdur, Umman Futbol Federasyonu Fatih Hoca’ya 3 yıl karşılığı 21 milyon Euro teklif etmiş.

Ummanlılar, Terim’in yılda 300 gün Umman’da kalmasını istiyorlar. Terim ise 180 gün sınırı koymak istiyormuş. Yani yılın 10 ayı orada kalmayı kabul ederse Terim, Umman’a açılabilecek.

Fatih Terim artık çalışmak istiyordur. Ve G.Saray’ı da özlemiştir bence.

Ama G.Saray’a tam yetkili, eskisi kadar güçlü ve arkasında müthiş bir destekle gelmek ister.

Bu haberle de G.Saray’ı yönetenlere “Hadi artık karar verin. Ciddi teklifler alıyorum” mesajı yolluyor sanki.

Bakalım mesajı alan çıkacak mı?

Merakla bekleyeceğim.

Peki Terim, Umman’a gider mi?

Haberin yayılmasına izin verdiğine göre, demek ki gitmek istemiyor!

* 1996-2000 yılları arasında G.Saray’ı 4 kez üst üste şampiyon yapan Terim, sarı-kırmızılıların başındaki 2. görev dönemi olan 2003-2004 sezonunda elde edilen başarısızlıklar sonrası takımdan gönderilmişti.

DİĞER YENİ YAZILAR