Gazete Vatan Logo

Sanayici 2006 yılında kur riskini göze alarak büyüdü

“Bu riskler gerçekleşirse hem ülke ekonomisi hem kuruluşlar zor durumda kalabilir”

500 büyük sanayi kuruluşu raporunu açıklayan İSO Başkanı Tanıl Küçük, 2006’de 2005’e göre nispi bir başarı sağlandığını, bunun da sanayicinin kur riski başta olmak üzere ciddi riskler üstlenmesiyle elde edildiğini söyledi. Küçük, “Bu risklerin gerçekleşmesi durumunda hem ülke ekonomisi hem kuruluşlar zor durumda kalabilir” dedi.

Konjonktür etkili oldu
Küçük, 2006’da 2005’e göre elde edilen nispi başarıda Mayıs 2006’daki dalgalanmayı takiben yükselen enflasyon ve döviz kurlarının, dış ticarette sanayici lehine işleyen euro-dolar paritesi ve düşen reel ücretlerin etkili olabileceğini kaydetti. Küçük, “2006’daki kazanımlar ekonomideki konjonktürün sonucudur ve kuruluşlarda kalıcı kazanımlar sağlanamadığı ortadadır. Kalıcı ve sağlıklı kazanımlar ancak rekabet gücünü destekleyecek yapısal reformların hayata geçmesi, yatırım ve üretim ortamının iyileştirilmesiyle elde edilebilir” diye konuştu.

2007’nin ilk çeyrek sonuçlarında sanayideki üretim artışının arkasında ihracattaki başarının yattığını kaydeden Küçük, Türk ekonomisinin ihracat çekişli bir büyüme sürecine girdiğini vurguladı. Küçük, “Önümüzdeki dönemde yüksek ve sürdürülebilir büyümenin devamı, her zamankinden daha çok ekonomimizin ana sektörü olan sanayimizin ve ihracatın ortaya koyacağı performansa bağlı görünmektedir” diye konuştu.

Kârlılık yanıltmasın
Tanıl Küçük, 2006’da kârlılıktaki nispi iyileşmenin mali yapıya yansımadığına, varlık finansmanında borç-özkaynak dengesinde iyileşme olmadığına da değindi. Satış kârlılığının 2006’da yüzde 5.9’a çıktığını ifade eden Küçük, “Bu durum bizi yanıltmamalı. 2006’daki kârlılık, 10 yıl önceki yüzde 8.5’in altındadır. Bu iyileşme, sanayimizin kaynak yaratmadaki sıkıntılarına çözüm getirmekten uzaktır” dedi.

Özel sektör çarklarının yarısı dış borçla dönüyor
İSO 500 listesi incelendiğinde özel büyük kuruluşların finansman ihtiyacının azalmadığı ve işlerini büyük oranda dış kaynakla yürüttüğü yani kur riski üstlendikleri dikkat çekiyor. Dış kaynak bağımlılığının özellikle olası bir kur hareketinde kuruluşları zorlayabileceğini gösteren bu tabloya göre, özel sektörün ortaya koyduğu özkaynak toplamı, üstlendikleri riskten daha düşük. Üstelik borç oranının 2005’e göre 2006’da arttığı ve yüzde 47.1’den yüzde 47.7’ye çıktığı da görülüyor.

Analistler bu durumu, “Ekonomideki yapıyı fırsata dönüştürmek adına şirketler daha çok risk üstlenme yoluna gidiyorlar” şeklinde yorumluyor. Yukarıdaki tablo incelendiğinde, özel sektörün mali yapısındaki her 100 YTL’nin 47.7 YTL’sinin borçlardan, 42.8 YTL’sinin özkaynaklardan, 9.5 YTL’sinin ise dönem kârından oluştuğu dikkati çekiyor. Kamu kuruluşlarında ise her 100 YTL’nin 61.4 YTL’si özkaynak. Buna karşılık kısa ve uzun vadeli borç toplamı yüzde 35.2 oranında.

Borçlanmada özel sektör kamudan daha gözü kara

500 büyük kuruluşun kaynak yapısı (Milyon YTL)



Özel sektör Kamu

Yabancı kaynaklar 75.438 11.274

-Kısa vadeli 52.322 7.625

-Uzun vadeli 23.115 3.649

Özsermaye 77.618 20.380



500 büyük kuruluşun mali yapısı

(yüzde)



Toplam Özel Kamu

Toplam borçlar 45.5 47.7 35.2

Özkaynak 46.0 42.8 61.4

Dönem kÂrı 8.5 9.5 3.4



‘Tek parti hükümeti sihirli formül değil’
İSO Başkanı Tanıl Küçük, siyasi istikrar için yalnızca tek parti hükümetine bel bağlamanın doğru olmayacağını belirterek, “Son 4.5 yılda çok ciddi kazanımlar var. Fakat yapısal reformlar anlamında gerçekleşen birşey yok. O zaman, son 4.5 yılda yapılamayanlar bize tek partinin siyasi istikrar için ya da ekonomik başarı için sihirli bir formül olmadığını düşündürüyor” dedi.

Küçük, 2006’da elde edilen başarının önümüzdeki yıllarda da devam etmesi için AKP Hükümeti döneminde 4.5 yıldır yapılmayan yapısal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Elde edilen başarının büyük özveriler sonucu ortaya çıktığını ifade eden Küçük, “Bu başarı sürdürülebilir bir durum değil. Kur riskini sanayici üstleniyor ve neticede ihracatını ve üretimini artırıyor ama kâr yaratamıyor” dedi. Seçim sonrası yeni dönemin ekonomik programının, mevcut makro kazanımları riske atmaksızın yatırım, üretim, ihracat, istihdam ve rekabet gücü ayakları üzerine oturması gerektiğine işaret eden Küçük, “Unutulmamalı ki, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu ekonomik atılımı yapabilmesi, elde edilen kazanımları artırarak sürdürebilmesi için tek şansı üretimdir” diye konuştu.

Küçük, “Seçim sonrasında tek parti ya da koalisyon hükümeti kurulması Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Bizim için siyasi istikrar çok önemlidir. Tabii ki tek parti siyasi istikrarın önemli bir unsuru olarak görülebilir. Ama siyasi istikrar için yalnızca tek parti iktidarına güvenmek ne kadar doğru? O zaman seçimlerde bir koalisyon çıktığı zaman, otomatikman istikrarsızlıkla mı karşılaşacağız gibi bir yorumla karşılaşırız.”

Tanıl Küçük: Dolaylı vergiler sürekli artırılıyor
Özel kuruluşlarda brüt katma değer içinde net dolaylı vergilerin payı 1992’de yüzde 10.5 iken, 2005’te Tüpraş’ın da etkisiyle büyük ölçüde artarak yüzde 48.3’e ve 2006’da da yüzde 49.8’e yükseldiğini vurgulayan Tanıl Küçük, şunları kaydetti: “1992 yılında özel kuruluşlarda yaratılan brüt katma değerin yüzde 10.5’i net dolaylı vergi olarak devlete ödenirken, bu oran son 15 yılda 4 kattan fazla artarak yaklaşık yüzde 50’lere çıkmıştır. Tüpraş hariç tutulduğunda brüt katma değer içinde net dolaylı vergilerin payı 2005’te yüzde 31.3, 2006’da yüzde 41.3 olmaktadır. Dolaylı vergilerde tek bir yıl içinde gerçekleşen artışın boyutu çok dikkat çekicidir. 1995’te net dolaylı vergilerin GSYİH içindeki payı yüzde 9.7 iken, bu oran 2006’da yüzde 17.5’e yükselmiştir. GSYİH içinde dolaylı vergilerin payının 10 yılda bu kadar artması, başka bir ülkede görülmemektedir. Bu Türkiye’ye özgü bir çarpıklıktır. Bu çarpıklığı giderecek kayıt dışını kayıt altına alacak vergi reformunun aciliyetini her fırsatta dile getiriyoruz. Ancak bu kolay yol tercih edilerek, dolaylı vergiler artırılmaya devam edilmekte, bu arada olan üretici ve tüketiciye olmaktadır.”

Satış kârlılığı 10 yıl öncenin altında
2005’te 500 büyük kuruluşta yüzde 4.6 olan satış kârlılığı, geçen yıl yüzde 5.9 oldu. 2006’daki kârlılık 2005’e göre yüksek olsa da 10 yıl önceki değer olan yüzde 8.5’in altında kaldı. Aktif kârlılığa bakıldığında ise 2005’te yüzde 5.4 olan bu oran, geçen yıl yüzde 7.3’e yükseldi. 500 büyük kuruluşta 2005’te yüzde 10.3 olan özkaynak kârlılığı geçen yıl yüzde 13.8’e çıktı. Ekonomide üretim birimlerinin yarattıkları net katma değerin varlık toplamına oranı olarak adlandırılan ekonomik kârlılık ise 500 büyükte yüzde 15.6, özel büyük sanayi kuruluşlarında ise yüzde 16.9 oldu.

Toyota’da olan ihracat liderliği Tüpraş’a geçti
TÜPRAŞ, ihracatta 2005’in birincisi Toyota’yı geçerek ilk sıraya oturdu. Toyota ikinci sıraya, 2005’te ikinci olan Ford Otomotiv üçüncü sıraya indi. Tüpraş ihracatı 3 milyar 44 milyon 360 bin dolar, Toyota 2 milyar 545 milyon 866 bin dolar ihracat yaptı. 500 büyük kuruluşun 453’ü ihracat yaparken, toplam ihracatları yüzde 19, özel büyük kuruluşların ihracatı yüzde 18.5 arttı. Kamuda 2005’te yüzde 61.4 gerileyen ihracat, 2006’da yüzde 48.4 artış gösterdi. Otomotiv yüzde 28.1 ile birinci, 19.6 ile metal ana sanayi ikinci, 17.5 ile metal eşya makine teçhizat üçüncü sırayı aldı.

Haberin Devamı