Bayram yazıları (3)

E-mail çeşitlemeleri... Uçak yolculuklarının yararlı bir yanı bizim gazete yazılarını yazmak için çok iyi bir ortam oluşturması. Peki... ya yazacak gazete yazısı yoksa?

Haberin Devamı

Uçak yolculuklarının yararlı bir yanı bizim gazete yazılarını yazmak için çok iyi bir ortam oluşturması. Peki... ya yazacak gazete yazısı yoksa?

Uçak yolculuklarının ikinci bir iyi tarafı daha var. Birikmiş e-mail'leri cevaplamak için ideal bir zaman.

Çünkü... E-mail dediğiniz şey çok yararlı ama aynı zamanda da inanılmaz zaman alıyor.

***

Bu aralar cevaplamamız gereken e-mail sayısı günde en az 40-50 kadar.

Bunların bir kısmı kısa sorulardan oluşuyor. Tek kelimeyle "Evet" veya "Hayır" şeklinde yanıtlamanız mümkün. Olsa olsa 10-15 saniyenizi alır. Öte yandan, bu mail'lerin yüzde 5 kadarı bir iki sayfalık yanıtları gerektirebiliyor.

E-mail yanıtlamak için harcadığınız zamanı toplayın...

Günde 1-2 saat arasında bir yere geliyor.

Normal bir iş gününde böyle bir zamanı bulsanız da bazı günler oluyor, mail cevaplamaya ancak 10 dakika ayırabiliyorsunuz. Sonuçta mail'ler biriktikçe birikiyor.

Bir de bakıyorsunuz, cevaplamanız gereken mail sayısı 100'ü aşmış.

Gönderenler arasında öğrencisi var, okuru var, meslektaşı var...

Daha çok zaman alan...

Bilimsel araştırma için soru soran var.

***

Bizce en korkutucu e-mail çeşidi şu.

Bir piyasa profesyoneli yazdığınız kitabı almış... Kitapta bir iki sayfayı büyüteç altına yatırmış. Soruyor...

"Bu neden böyle...

...Şu yanlış mı?

...Şöyle desen daha doğru olmaz mıydı?"

Sorulan sorular çoğu kez fazla anlamlı değil. Ama bazen de gayet akıllıca düşünülmüş oluyor. 2-3 sayfalık bir mail. Yanıtınızı bekliyor. Oysa hiç de kolay bir şey değil. Bu çeşit mail'lerde hangisinin anlamsız, hangisinin yararlı olduğunu görebilmek için bile kendi kitabınızı açıp yeniden okumanız, soruların üzerinde uzun uzun düşünmeniz gerek.

Arkasından da bir cevap yazma durumundasınız. En az yarım sayfa.

Neresinden bakarsanız bakın... Bu çeşit bir mail üzerinde neredeyse bir günlük çaba harcamanız gerekebiliyor. Üstelik çoğu kez işin sonunda kimseye bir faydası olmayan bir sonuca varıyorsunuz.

Ama çareniz yok, eninde sonunda bir cevap göndereceksiniz.

***

Bir de cevaplama zorunda olmadığınız can sıkıcı mail'ler var.

Spam.

Eskiden en klasiği porno idi. Ama son araştırmalara göre internette porno pazarlamanın modası geçiyor. Nitekim eskiden bize gelen (günde) 10-15 kadar porno içerikli mail artık kalmadı. Seyrekleşti. Sanırız haftada bire indi...

Öte yandan diğer spam'lerde fazla bir değişiklik yok.

Kimisi viagra satmak ister. Kimisi mortgage vermek. Sonunda ne çıkacağı belli değil. Ama en azından ilk bakışta işin içinde sanki kötü bir niyet yokmuş gibi görünüyor.

***

Tehlikeli e-mail'lere gelince...

Bankaların logolarını kopyalamışlar. Yok efendim hesabınızda bir yanlışlık varmış, yok size bir piyango çıkmış... Bin bir dümen. Sizden bir siteye girip, bazı formları doldurmanız isteniyor. Amaçları kredi kartınızın numarasını, şifrelerinizi... İsminizi, adresinizi "çalmak".

İlginçtir, bu adamların banka sitesine girip hesabınızdan para çekme gibi niyetleri genelde yok. Amaçları sizin adınıza sahte kredi kartı çıkarıp 1000 - 2000 dolarlık mal ve hizmet satın alıp, toz olmak.

Ama emin olun, "en çok çalışan" spam çeşitlerinden birisi de bu...

DİĞER YENİ YAZILAR