Mağduriyet yaratmaz

Bu yıl ilk kez uygulanan TEOG’un başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmedi. Yanlış sorular, sıralamanın yeniden yapılması, kopya olayı, yüzdelik dilimlerin değişmesi.. Ne diyelim, Allah beterinden saklasın! Tercihlerin başladığı ilk gün, yeni bir sorunla karşılaştık; yüzdelik dilimler değişti... Öncelikle şunu belirtmekte yarar var, MEB’in burada zerre kadar hatası yok, MEB burada kesinlikle doğru olanı yaptı. Danıştay, kopya itirazından dolayı yürütmeyi durdurma kararı verdi, MEB üzerine düşen görevi yerine getirdi ve değerlendirmeyi tekrar yaparak, yeni yüzdelik dilimleri açıkladı.

Kopya sistemi tartışılabilir, ancak akademik çevrelerin de onayladığı ve yıllardır ÖSYM tarafından da uygulanan bir sistem. Bu sistem, MEB’e veya ÖSYM’ye göre değişen değil, genel geçer bir sistem. Belki bu mağduriyetin önüne, kişiye özgü soru kitapçığı uygulamasıyla geçilebilir; bunun farkına varan ÖSYM, son yıllarda bu uygulamayı yürürlüğe koydu, aynısını MEB’in de yapması gerekir.

Şu soru akılları kurcalayabilir: Yüzdelik dilimlerin yeniden hesaplanması, acaba bir mağduriyete neden olabilir mi?

Haberin Devamı

Kesinlikle hayır!

Sınava katılan aday sayısı 1 milyon 271 bin dolayında, liselere ayrılan kontenjan ise 1 milyon 332 bin, yani alınacak aday sayısı, sınava katılan aday sayısından daha fazla. Bir başka önemli nokta da şu: Sınavda ikili kopya uygulamasına takılan aday sayısı 6 bin 165, oysa sınava katılan aday sayısı 1 milyon 271 bin; ikisini oranlayamazsınız bile... Dolayısıyla yeni hesaplamanın çok fazla bir oynamaya neden olacağını sanmıyorum. Tercihler ayın 8’inde bitecek, önümüzde daha 7 günlük bir süreç var; bu olayın tercihlerin başına denk gelmesi, sürecin sağlıklı işlemesi bakımından iyi oldu.

Şimdi en önemli noktayı açıklayacağım: Belki diyebilirsiniz ki, ben daha önceki açıklanan yüzdelik dilimlerde kazanıyordum, şimdi kazanamıyorum, mağdur durumdayım!

Hatta bunu daha da somutlaştıralım; ‘Ben tek tercih yapacaktım ve eski duruma göre kazanıyordum, oysa şimdi kazanamıyorum’! Bu durumda cevap şöyle olur: Daha önceki verilere göre kazandığınızın garantisini ne, hatta şimdi kaybettiğinizi nasıl söyleyebiliyorsunuz? Bir şeye dikkat ettiniz mi, bütün söylemlerimiz, geçen yılın verilerine göre, kendi yüzdelik sıramızı geçen yılın verileriyle kıyaslıyoruz; geçen yılla kıyasladığımızda, kazanıyoruz veya kaybediyoruz diyoruz. Peki, gerçekten kazanıyor veya kaybediyor muyuz? Hayır, sadece bir öngörüde bulunuyoruz, sadece bir varsayımda bulunuyoruz. Daha da önemlisi, yüzdelik dilimlerin aynı olması hatta sizden daha aşağıda olması da bir kazanma garantisini beraberinde getirmez, neden mi? Bir yüzdelik dilimde yaklaşık 130 bin aday var, siz bu 130 bin adayın neresindesiniz; başında mı, yoksa son sıralarında mı? Aynı yüzdelik dilim, o dilimde bulunan tüm adayların kazanacağı anlamına da gelmiyor!

Haberin Devamı

Peki, bu durumda ne yapmalı?

Geniş düşünmeli, yani tercih sırasını geniş aralıkta düzenlemeliyiz; ilk sıralar kendi yüzdelik dilimimizin üzerindeki okulları yazmalı, daha sonra kendi yüzdelik dilimimizdeki okulları ve bunların sayısı daha fazla olmalı, son sıralara da kendi yüzdeliğimizin altındaki okulları yazmalıyız.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR