Gazete Vatan Logo

Saddam yüzünden vakıf yöneticisi oldu

Körfez Savaşı sonrası turizm krize girince sektör değiştirdi. Simdi 700 milyon dolarlık Koç Vakfı'nın başında

Vehbi Koç Vakfı (VKV) eğitim, sağlık, kültür alanında hizmet veren 31 yıllık bir vakıf. Koç Grubu, Türkiye'nin bu en büyük vakfını profesyonel bir yöneticiye, 37 yaşındaki Erdal Yıldırım'a emanet etmiş. Yıldırımla vakfın faaliyetlerini konuştuk.

* Siz makine mühendisisiniz, neden hizmet sektöründe kariyer yapmayı tercih ettiniz?
Okurken mühendislik yapmayı istemediğimi anladım. Turizm sektörüne girdim. 1991 yılında Körfez Savaşı'yla birlikte yaşanan kriz nedeniyle turizme devam edemedim. Hizmet sektörüne girmemin, vakıf yöneticisi olmamın nedeni Saddam Hüseyin'dir! İstanbul'a döndüğümde Boğaziçi Mezunları Derneği'nde profesyonel yöneticilik teklif edildi. Önce gerçek bir iş gibi gelmemişti ama zamanla bu işin de profesyonellik gerektiğini anladım.

* Derneğin yöneticisi olmak kariyer kaybetmek gibi mi geldi?
Kesinlikle. Dernekte yöneticilik yaptığım dönemde arkadaşlarım "Ne zaman bir işin olacak" diye soruyorlardı, "İşim bu" diyordum. Sonra Suna Kıraçla tanıştım. Eğitim Gönüllüleri Vakfı yeni kurulmuştu. Suna Hanım bana, "kariyerimde nasıl ilerlemeyi hedeflediğimi" sordu, ben de "üçüncü sektörde" dedim. Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nda gönüllü olarak çalışırken Vehbi Koç Vakfı'yla oryantasyon sürecine girdim. 1997'de vakıfta göreve başladım. 2000'de genel müdür oldum.

* Vakıf hangi alanlarda çalışma yapıyor?
Eğitim, sağlık ve kültür. Dünyada bir projeci vakıflar var bir de işletmeci. Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi'nin 1980 yılında kurulmasıyla işletmeci vakıf oluyor. Halk Kütüphanesi'nin yapıldığı dönemde işletmeci vakıf olmamanın zorlukları çekilmiş, yerel yönetimin değişmesinden kütüphane etkilenmiş. Bunun önüne geçmek için o hizmetten sonra vakıf işletmeci bir vakıf olarak yaptığı tüm hizmetlerin en iyi şekilde yürümesi için alt yapı hazırlamış.

En iyi okullar
* Vakfın yaptırdığı okullar, vakfa bağlı lise, üniversite var..
Koç ailesinin çocuklarının büyük bölümü Robert Kolej mezunu. Aile vakfın çalışmalarını yürütürken şuna inanmış: "Neden en iyi öğretim kurumlan hep yabancıların? Türkçeyi, yabancı bir dili ve her konudaki eğitimi en iyi şekilde veren bir Türk okulu neden yok?" Bu düşünceyle Özel Koç Lisesi kuruldu. 1988 yılında bu motivasyonla ileride bir üniversitenin de kurulması öngörülmüştü. 1998 yılında ilköğretim okulu da kuruldu.

* Hepsi pahalı kurumlar... Amerikan Hastanesi, Koç Lisesi, üniversite... Kâr amacı var gibi görülüyor...
Bu söz ettiğiniz kurumların tümü toplam 10 milyon dolar işletme açığı veriyor. Dünyadaki en iyi üniversitelere baktığınızda bu hep vardır. Har-vard buna bir örnek. Türkiye'de de Koç, Sabancı ve Bilkent gibi üniversiteler işletme açığı verir. Bu açık, öğrencilerin harclarıyla kapatılacak bir açık değildir. VKV olarak bir fonumuz var biz o fonla bu açığı kapatmaya çalışıyoruz.

* Vakfın okulları var. Bu okulların özelliği nedir?
1998'de 13 okul yaptık. "Yap devret sahip çık" sloganımız vardı. Amacımız 15 okul yapıp 15 milyon dolar harcamaktı, biz 13 okul yapıp 26 milyon dolar harcadık. Silopi, Ankara-Sincan, İstanbul'da, İzmit'te, Bursa'da 4, Eskişehir'de, Elazığ, Van, Şanlıurfa'da okullarımız var. Bu okulların yönetimiyle bir ilişkimiz yok ama her eksiğini biz tamamlıyoruz. Bazı kurallarımız var, örneğin sınıflarımız 30 kişilik. Türkiye'nin örnek okullarını yapıyoruz.

Bu yüzden de bu okullara talep fazla. Devlet okulu olduğu için o okullarda eğitim almanın ön koşulu oraya bağlı mahallelerde oturmak. Okulların en başarılı üç öğrencisine de Koç Bursu veriyoruz. Bir örnek vereyim: Sincan'daki okulumuzun açılışına jandarma korumasıyla gitmek zorunda kaldık.

100 bin nüfuslu mahallede tüm öğrenciler Vehbi Koç Vakfı'nın okuluna girmek istediler, bu yüzden noter huzurunda çekiliş yapıldı. Sonuçta herkes haklı. Çocuğunu orada okutmak istiyor. Bu okulların tümü Koç Holdingin işletmelerine yakın tasarlanıyor. Bir telefonla tüm ihtiyaçları holding kuruluşlarından sağlanıyor.

Haberin Devamı