Gazete Vatan Logo

Sabancı: Hastalığıma teslim olmadım

Böbreklerimden rahatsızlandım. Tedavim çok iyi gidiyor. Alın yazısına inanırım ama kendimi koyvermedim. Yıllarca ağa yemeği yemişiz, hiç spor yapmamışız. Baklava ile kuyruk yağlı kavurma yediğimizi doktorlar duysalar...

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı bir süre önce New York'ta kritik bir ameliyat geçirdi. Tedavisi halen devam eden ve her geçen gün kendini daha iyi hisseden Sabancı hastalığıyla nasıl mücadele ettiğini, zor günleri nasıl atlattığını bayram sohbetimizde anlattı.

* Geniş bir ailesiniz, bayramlarda eski gelenekleri yaşatıyor musunuz?
Bayram güzelliklerin penceresini açar, kişiler arasında, aile arasında dargınlıkların, kırgınlıkların unutulmasını sağlar. Biz toplanıyoruz ama "eski bayramların tadı var mı?" diyorsanız, o yok.

* Eski bayramları özlüyor musunuz?
Eskiden bayramlar çok farklıydı. Şimdi mümkün olduğunca herkes bayramlarda evlerden kaçmaya çalışıyor. Eskiden ise neredeyse bir ay evvelden bayramlara hazırlanmaya başlanırdı. Rahmetli annem yufkalar açardı, yufkalar dağ gibi olurdu. Kesme baklava yapılırdı, tadına doyum olmazdı o baklavaların. Şimdi öyle bayramlar kutlamıyoruz. Ailece buluşuyoruz ama o eski günlerin tadını yakalamak zor oluyor.

Allah kimseyi hasta bırakmasın
* Sağlığınız nasıl, kendinizi iyi hissediyor musunuz?
Hastalığım nedeniyle zor günler geçirdim. Böbreklerimden rahatsızlandım. Allah'a şükür tedavim olumlu bir şekilde devam ediyor. Daha önceden New York'a defalarca gitmiştim. 11 Eylül faciasından sonraki ilk New York ziyaretim sağlık sorunumla ilgili oldu. Presbyterian Hastanesi'ne böbrek rahatsızlığım dolayısıyla tedavi oldum. New York'ta sabah yürüyüşleri yaptım. Yeşillik, parklar, cıvıl cıvıldı ama her sabah polis ve siren sesleriyle kalktım. Ezan sesi ile uyanmaya alışmış biri olarak bana çok zor geldi siren sesleriyle uyanmak.

* Siz oradayken New York'ta da panik yaratan olaylar oldu...
Evet. O elektrik kesintisi sırasında ben de oradaydım. O büyük kesinti öncesinde asansördeydim. Bir dakika geç binsem asansörde kalacaktım. Biliyorsunuz klimalar çalışmadı, sıcaklık 38 dereceydi. Elektrikler yok, su yok... 21'inci yüzyılda New York'ta bir geceyi mum ışığıyla geçirdik. Yalnız değildim. Yanımda özel kalem müdürüm Ali Haydar Bey ve ev işleriyle ilgilenen Sevtap Hanım vardı. Dışarıda insanlar panik içindeydi. Amerika'da hayat durmuştu.

* Önemli bir rahatsızlık geçirdiniz. Neler hissettiniz? Yaşamınızla ilgili kaygılara kapıldınız mı?
Ben alın yazısına inanırım ama hastalığıma teslim olmadım. Hep daha iyi olacağımı düşündüm, düşünüyorum. Kendimi asla koyvermiyorum. Hasta yatağımda yatarken hep "bir an önce iyileşsem, şu hastalıktan terhis olsam" diye düşündüm. Allah hiç
kimseyi hasta, işsiz bırakmasın. İnsan sağlığının değerini yatağa yatınca anlıyor.

* Olumsuzu düşünmekten kendinizi nasıl kurtardınız?
Hastaneye yattıktan sonra hep "kalktığımda şunları yapacağım" diyerek geçirdim günleri. İşleri nasıl daha iyi yaparım, nasıl daha başarılı oluruz işlerimizde, sosyal işlerimizi nasıl artırırız, müzeye neler yapsak, Sabancı Üniversitesi'nin daha da gelişmesi için yapacaklarımız, hep bunları düşündüm. Zaten zaman içinde de şunu gördüm: Ben projeleri düşündükçe iyileştim. Yürüyüş yapıyordum, projeleri düşünerek yürüdüğümde daha tempolu, dimdik yürüdüğümü farkettim.

* Siz mizaç olarak güleryüzlüsünüz ama işlerinizi düşününce herhalde stresli günler de geçirmişsinizdir. Yıllar içinde sağlığınıza dikkat ettiniz mi?
Şimdi düşününce yanlışlar yaptığımı görüyorum. Sigara içmedim ama spor da hiç yapmadım. Bizim zamanımızda "spor yapalım" gibi bir düşünce yoktu. Sabah erkenden kalkıp, kahvaltı yapıp işe giderdik, hep iş iş iş, çalış çalış çalış. Sonra öğle yemeği filan yenmezdi, her akşam eve sanki oruçluymuşuz gibi gidip ye ye ye. Kızım, biz hep ağa yemeği yedik. Bahçıvanımızın kuyruk yağlı etlerle yapılmış yağda patlıcanının tadını unutamam, büyüklerimiz baklava yapardı, yanında kuyruk yağı kavurması yenirdi. Şimdi bunları bir Amerikalı doktora söylesem, "siz intihar etmişsiniz" derdi. Son zamanlarda yemeklere dikkat etmeyi öğrendik.

* Şimdi nasıl besleniyorsunuz?
Az az sık sık, meyve, sebzeyle.

* Özlem duyduğunuz bir şey var mı?
Ben aç oğlu açım. Neye açım? Ben başarıya açım. Bugüne kadar hiçbir şeyi daha çok para kazanayım diye yapmadım, daha başarılı nasıl olurum diye yaptım. Bu yüzden ben daha çok başarıya açım.

Rahatsızlığımı kitabımda anlatacağım
* Hastalığınızla ilgili bir kitap hazırlığı içinde olduğunuzu biliyoruz. Kitap ne zaman çıkıyor?
2-3 ay sonra çıkacak. Amerika'da kaldığım süre içinde bana binin üzerinde mesaj, mektup geldi. Sevenlerim bana ulaştı. O mesajları gönderenlerin çoğunun benim çalışanlarım olduğunu sanmayın, hiç tanımadığım birçok insandan da destek gördüm. Moralimin yüksek olmasında bu mesajların çok büyük etkisi oldu. O mesajları özel kalem müdürüm Ali Haydar Bey her gün getirdi bana. O okudu, ben ağladım, o ağladı. Duygulandım, çok ağladım, güç aldım o mesajlardan. Kitabımda hem rahatsızlığımı anlatacağım hem de o mektuplar arasından seçtiğimiz mektuplara kitabımda yer vereceğim.

Haberin Devamı